CAN KIRIKLIĞI. 2
Çoğu zamanlar gökyüzüne hayale dalar gibi kaptırır giderdim .
İçimi sorgular benliğim de ki, derin ve sonsuz yanlızığın nedenini düşünür dururdum . Hayatımda ki ipler ne zaman kaymıştı avuçlarımdan acaba ? ipin ucunu ne zaman kaçırdım .?Bu yanlızığı neye borçluydum . ?
Yıllarca süregelen İnce ince sızlayan yaralarıma kapanan dev bir maskemiydi bu yanlızlık ?
Yoksa ben mi itiyordum kendimi o derin çukura ? Bunca kalabalıktan bunca insan denizinden karanlığıma ve yanlızlığıma ışık olabilecek kimse çıkmamıştı ki karşıma nerden bileyim Aydınlığın eşsiz cazibesini göz kamaştıran ışıltısını .
oturmuş sokağı izliyordum yine..
Çeneme dayadığım elimin uyuştuğunu hissediyordum ama pekte mühim olmadığından diğer elimle değiştirme gereği duymadım.Canımda ki sıkıntıya bir süredir alıştığımdan yadırgamadım.
Sevim, elinde iki fincanla tepeme dikildiğinden onu daha fazla görmezden gelemedim. Uzanıp bir tane aldım . Beklemeden hemen yudumladım . yine söylenmelerine göz devirerek dinledim.
"Ne oluyor sana yahu . ? Çıkalım diyorum keyfim yok diyorsun . Dibinde oturuyorum görmezden geliyorsun . Konuşuyorum bir süre sonra olaydan bağımsız boş boş bakıyorsun. "Kahvemdem bir yudum alıp abartılacak şekilde göz devirdim . Bu kız ne kadar çok konuşuyor böyle vallahi beynim sulandı .
Parmağını uzatıp beni işaret etti "işte, işte böyle amaçsızca bakıyorsun . Kuzum ne oluyor sana hadi anlat. "
"Ya ne anlatayım ki bildiğin şeyler işte . " kahvemdem bir yudum daha aldım.
Haince sırıtıp kahvesini yudumladı.
"Ben anladım . "
Kaşlarım havalandı . "Neyi ?.""Elhan'ı özledin değil mi ?. Ondan böyle Leyla'sın kaç gündür . "
İyisinden bir kere daha göz devirdim. "Of , saçmalama . Ne özleyeceğim onu." Sesim sonlara doğru o kadar çok alçalmıştı ki ben bile duyamadım.
Şu an burda olsa kara gözlerini gözlerime dikse , 'senden tüm kalbimle özür dilerim.'dese.
Hayal dünyamdan yine Sevim'in sesiyle çıktım.
"Ayy bak hiç dinliyor mu ya, Güzelim kız heba oldu."Sonra da kurduğum hayalin imkansızlığını fark edip kendime kızıyorum . Elhan Çuhacı , ve özür dilemek .
"İki haftadır şu kapıdan çöpü dışarı atmak için bile çıkmadın . Hadi ben neyse de sitare, teyze çok endişeli kadının her teklifine hayır diyorsun . Şu sıcak Ağustos ayında içeri tıkıldık kaldık . Şıkır şıkır giyinsek Şöyle bir çıksak temiz hava alsak seninde kafan dağılmış olur."
"Şu sıralar çok bunaldım beni bugün elleme olur mu.?"
Haklıydı aslında . Ama ya çıkıp ta Elhan'ı görseydim ? Görmeyince gönül katlanıyordu ama gördükten sonra n'pardım bilmiyorum . O günkü konuşmadan sonra hiç görmedim onu.
Çok göresim geldi ama içimde Bir şeyleri aşamadım izin vermedi.
Kahvemdem bir yudum daha aldım ."Aaaaah tükürürüm böyle aşkın ızdırabına. "
Boğazıma kahvenin kaçması ve benim öksürük krize tutulmam aynı zamanlara denk geldi . Sevim , bı koşu su ve peçete getirmişti . Elime şu bardağını tutuştururken bile söyleniyordu. "Keşke dan diye söylemeseydim. Kızı boğuyordum az daha ."
Peçete ile işim bittiğinde Sevim'e kızgınca baktım .
"Ne aşkı ya ! Saçmalama sadece kalbim kırıldı . Gururum incindi diyorum sana. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
Fiksi Umumİnsan kendine TUTSAK'ken başka bir adem oğluna tutsak olabilirmiydi . ? Bir adam ; gözlerinin kömürü gecenin zifiri karanlığına fark atan vicdanını kurtlar masasında şeytana rehin veren geçmişin gölgesinden kurtulamayan virane şehrin gözü kara...