KÂBUS
Umut; insanoğlunun varoluşunda vardı.
Umutsuz büyüyen insan susuz büyümüş.
Fidan' a benzer. Büyürdü ama kendine faydası dokunmazdı. Kök salardı . Ancak sağlam durmazdı kendi hayatında emanet dururdu . Ben hayatıma ümitsizliği yasaklamıştım, güneş hergün yeniden doğuyorsa benim için umut var demekti. inanıyorum birgün umut ettiklerimiz bize altın tepside sunulacaktı.. inanıyordum umuttu beni ayakta tutan. Bende annemin umuduydum yaşadığı onca hüsrânı bir gülüşüme feda eden yüce gönüllü kadın .
O dile dökmese de ben farkındaydım ..
Eylül ayındaydık sıcak günlerin. son demlerini tüketiyor doğanın aksine bizde kendi mevsimlerimizin hazan'ını yaşıyorduk .Güneş ışıkları yüzümde raks ederken.
Rahatsizca kıpırdandım. istemsiz gözlerimi kısık bir şekilde araladım. Uyuşuk bir halde ayaklarimi sarkıtarak. Yatağın al benili sıcağına yüzümü buruşturarak veda ettim.Sevim yastığına sarılmış uyuyordu. Kıkırdayarak başımı sağa sola salladım. dün hastaneden çıktığımızda.
"illâ bende geleceğim diye tutturmuştu."
Toparlanıp odadan çıktım. annemin odasına girdim yatağında yoktu. Merdivenleri endişe içinde aşarak indim. annemi salonda koltukta oturmuş. Dua ederken buldum . Hızlı adımlarla yaklaşıp yanaklarına sulu öpücükler bırakarak. Yamacına oturdum. "Günaydın mama "
Avucunu yüzüne kapatarak. Yaptığı duayı bitirdi . Bana doğru döndü yüzünde açan gülümseme gül misaliydi."Günaydın kızım. " saçlarımı iyice toparlayıp tokayla zaptettim .
"Bugün nasıl hissediyorsun doktora gidelim mi?. " başını hayır der gibi salladı.
"Ben iyiyim sen yanımdasın dahada iyi olacağım iki güne iyice toparlarım merak etme." ellerini tutup Başımı dizlerine yasladım " inşallah annecim "diye mırıldandım. muzur bir ifadeyle devam ettim.
"ee söyle bakalım kim için dua ediyordun? yine hayırlı kısmet duaları mı. ?"
Kısa bir sessizlik oluştu. Takılmak için sorduğum soru ne kadar zor olabilirdi ki? Diye düşünürken . Duyduğum kelimeler yüzümdeki gülümsemenin celladı oldu."Baban için dua ediyordum."
Yüzüm inanılmaz bir hızda düşerken bir hışımla olduğum yerden kalkarak annemin yüzü hariç salonun her yerine bakındım .
Üstümdeki penyenin eteklerini aşağı doğru çekiştirdim. aklıma son anda gelen bahaneyi öne sürerek salonu terk ettim . "Ben bir çay suyu koyayım " mutfağa girdiğimde sinirden titreyen bacaklarıma güç vermek için tezgaha dayanarak bir elimle arkadan tutundum . Dolan gözlerimi boşta kalan ellimle silerek görüş açımı netleştirdim."Sen bizi, yıllarca görmezden geldin baba! rahat uyuyormusun şimdi?"
Olmuyordu içimdeki viranelerin sahibini atamıyordum sınırlarımın dışına. bakışları! kurşun yarasından daha fena acıtan sözleri ruhumu kanatmıştı. ruha açılan yaralar kapanmazdı sadece kabuk bağlardı o da bir ömür sızlardı.
Bütün bunları düşünerek hazırladığım kahvaltı sofrasında sevim anneme heyecanla birşeyler anlatıyordu.
Arada gülüşüyor doğrulamak için banada.
Onaylatma gereği duyuyordu. Tek Yaptığım şey ise "hı hıı " diye karşılık vermekti. Ne konuştuklarına kulak asma çabasında bile bulunmamıştım . Sevim'in "Azadé bende kalayım diyorum."demesi dikkatimi çekmişti. Sonunda! dercesine baktı. Yok bişey der gibi kas göz yaparak geçiştirdim.
"Senin işin yokmuydu " şüpheyle süzerek. biliyordum Beni yanlız bırakmak istemiyordu. "Yok yani varda, acelesi yok ." "iyi ben temizlik yapacağım dip bucak silmeyi düşünüyorum. sende yardım edersin artık. " gözlerinde saliselik bir korku geçti. Hemen toparlayıp işi pazarlığa döktü.
"Tamam ama benimde bir şartım var. Akşam yemeği için Kebab soltani
( iran yemeği ) istiyorum." Gözlerimi kisarak baktığımı fark ettiğinde. "Sonuçta o kadar yorulacağım bu yorgunluğa değmeli degilmi?"
"Fırsatçı obur "diye homurdandım .
Kıkırdayarak "O zaman ne bekliyoruz hadi başlayalım " bu sözler olayın start'ı olmuştu bütün gün evin her yerini toparlamış silmiştik. Bir ara deli gibi dans etmiş kalan enerjimizi de orda tüketmiştik. akşam yemeği için alışverişi yorgunluktan bir birimize yaslanarak bitirmiştik . Güzel bir sofrada sevdiğim iki insanla günü bitirmiştim. umuttu beni bizi sizi hayatta ve ayakta tutan vazgeçmemeliydik. bizleri bekleyen güneşli günlerden...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
General Fictionİnsan kendine TUTSAK'ken başka bir adem oğluna tutsak olabilirmiydi . ? Bir adam ; gözlerinin kömürü gecenin zifiri karanlığına fark atan vicdanını kurtlar masasında şeytana rehin veren geçmişin gölgesinden kurtulamayan virane şehrin gözü kara...