yanlızlık...
İstanbul
01.10
Hayatım boyunca hep sonbaharı yaşamış . Dalından kopup giden basit bir yaprak gibiydim. zamanın akışını sorgulamayan nefes alıp vermek için yaşayan babasının bile can yakıcı merhametine nail olamayan.
bir fazlalık gibi ordan oraya sürülen. hiç bir dalı kendine ait kılamayan, babamın pişmanlığı, annemin can paresi olandım. Hayat beni hiç hoş karşılamadı bu yüzden hiç beklentim olmadı kimseden tıpkı bu akşam yaşadığım olay gibi öyle çabuk olmuş bitmiştiki gerçekliği sorgulanırdı ."Hah insan bir sağol der hemende tehdit edin hayret birşey yaa "diye. söylene, söylene eve vardığımda o kısacık yolu bile bir saatte yürüdüğümü saate bakınca fark ettim 01:10. geçiyordu.
Uyuşuk adımlarla odama girdim . Yatağın kenarına ilişerek oturdum kolumdaki çantayı yere özensizce bıraktım. ruhum yorulmuştu. Bu gece hatırımda hatırlamak istemediğim bir anı olacaktı. Aklıma telefona hiç bakmadığım gelince yere koyduğum çantayı aldım. Bu sefer gülden beni paralayacak biliyordum . Beni defalarca aramış üst üste mesaj çekmişti. Çektiği mesajlardan sonuncusunu elimle gözümü kapatarak açtım . "Efsun korkunun ecele faydası yok en iyisi bir an önce oku "kendimi cesaretlendirerek elimi yavaşça aşağı indirdim .Kimden:GÜLDENN
23:35kızım cvp vermediğine göre umarım kolların kırılmıştır. Ben seni beklerdim de sen dua et yarın ofiste bir toplantı var . Yarın akşam bir yere kaybolma yemeğe çıkalım . Seni çok muck😚
Hazır uyumuş sorgu yok. Kafamı toplamam lazım. Banyoya geçtim musluğu açarak elimdeki kanların kırmızılığının sulara karışarak geçmesini izledim. " bir yabancı için çok fazla üzgünsün "diyen iç sesime gözlerimi devirirken uyuşuk adımlarla yatağa geçtim. kafamda aynı anı, tekrar tekrar yaşıyordum. Ne geceydi ama kötü bir kâbus gibiydi. Yorgunluğa daha fazla karşı koyamadım uykuya daldım.
♧♧♧
Sabah dinlenememiş bir vücutla ağrıyan başımla birde kesik kesik uyuduğum uykuya daha fazla dayanamayarak çıktım yataktan çok erken bir saat olduğunu telefona baktığımda anladım.
Durgundum dün yaşadıklarımdan mı.?
Bilmiyorum. Içimde bir sıkıntı vardı. evden çıktığımda Güldeni göremedim. iyikide yoktu yüzümün hâlini görseydi . birşeyler olduğunu anlardı. Anlattırana kadarda pes etmezdi. yol üstündeki kahveciden bir filtre kahve alarak dükkana geçtim bir saat sonrada Burcu geldi . Sarı saçlarını omuzlarından arkaya attı. ışıl ışıl gözlerle gülümseyerek oturduğum yere kadar geldi .
Şen şakrak sesiyle "Günaydın " diye şakıdı .
Tebessüm ederek karşılık verdim. "Günaydın "
"Nasılsın bakalım? hafta sonu nasıl geçti? görüşemedik." Tabi ona hayatımın en kötü hafta sonunu geçirdim diyemeyeceğim için. konuyu dağıtmaya çalıştım.
" İyi geçti. Sen nasılsın? senin hafta sonun nasıl geçti?. Hınzır gülümsemesi yayıldı dudaklarına "Sağol yavrum benim olduğum her yerde günler güzel geçer " gözlerimi devirmekle yetinmeyip "egon batsın " diye homurdandım. Bu sözlerime kıkırdayarak önümden geçti. Arka bölüme ilerledi Bu kızda birşey var ama neyse. daha sonra kapsamlı bir sorguya çekmeyi aklıma not ettim. Yeni sevgili mi yaptı acaba ? " Deli kız" diye söylendim. Burcuyla biz iki iyi iş arkadaşıydık aramız iyiydi hepsi bu ama Gülden ve Sevimle olduğu gibi değil di üç aylık bir arkadaşlıktı bizimki yinede bu deli dolu kızı seviyordum. neşesiyle girdiği her yeri aydınlatıyordu. burcunun sesiyle dalgınlığımdan sıyrıldım . "Çay istermisin? " elindeki saklama kabını sallayarak "hem böreğimiz de var." Gülümseyerek başımı salladım "olur valla " Burcu söyledikten sonra açlık hissetmeye başlamıştım. Bu meselenin bilimsel bir açıklaması varmı acaba? diye düşünmeden edemedim. dün akşamdan beri hiç bir şey yememiştim. Daha sonra baş ağrısını gidermek için ilaçta alırdım .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
General Fictionİnsan kendine TUTSAK'ken başka bir adem oğluna tutsak olabilirmiydi . ? Bir adam ; gözlerinin kömürü gecenin zifiri karanlığına fark atan vicdanını kurtlar masasında şeytana rehin veren geçmişin gölgesinden kurtulamayan virane şehrin gözü kara...