TUTSAK-19.BÖLÜM

264 12 3
                                    

SENİ DÜŞÜNMEK GÜZEL ŞEY, ÜMİTLİ ŞEY. DÜNYANIN EN GÜZEL SESİNDEN EN GÜZEL ŞARKIYI DİNLEMEK GİBİ BİR ŞEY ... FAKAT ARTIK ÜMİT YETMİYOR BANA ,   BEN ARTIK ŞARKI DİNLEMEK DEĞİL,ŞARKI SÖYLEMEK İSTİYORUM...    NAZIM HİKMET     








                                                                                                 ADAM VE ÖLÜM..

   Bir iki saniye gecikmeli idrak ettiğim gelişme ise Yusuf'un kolumdan tutup kendi ile içeri doğru savurmasıydı. Gördüğüm kadarıyla beyaz araba istediğini alamamış olacak ki son anda kahvaltıcıya dalmaktan vazgeçip yolda zikzaklar çizip uzaklaşmıştı.

Yusuf, yerden hızla kalktı benim iyi olduğuma emin olup arabanın arkasından çıktı, çıkmasına da araba çoktan sırra kadem basmıştı.

Yaşadığım bu şeyi algılamakta sıkıntı yaşıyordum.
Hızlı hızlı aldığım nefesler boğazımda tıkanıp kalmıştı . Yusuf, küfürler savurarak yanıma döndüğün de Necip abinin kızı bana su içirmeye çalışıyordu. Necip abi'de müşterilerini sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Efsun, delirdin mi ne diye yola çıkıyorsun. "

Sudan bir yudum aldım. Sesimde ki titreyişi kontrol altına almaya çalıştım."Ben kaldırımda bekliyordum. Sadece-"

"Tamam sen Yorma kendini. Ne olduğunu biliyorum. "

"İyimisin ? Acıdı mı bir yerin .? Hastaneye gidelim istersen? "

Kafamı olumsuz salladım. " iyiyim . Şirkete gitmek istiyorum."

"Olmaz eve gidiyoruz şimdi ."

"Yusuf lütfen. ben iyiyim, bak hiç bir şeyim yok . Gidelim şirkete."

Yusuf, en nihayetinde kabullenip beni onayladı. "araba istiyorum şimdi . Şirkete gideceğiz. "

Dudaklarımı kıvırıp tebessüm ettim . Beni anladığı için kendimce 'teşekkür' ettimiştim.

Dışarı çıkmadan önce okkalı küfürler savurup durdu. Telefonuna
"Sana söyleyeceğim yere gel ." Diye bağırırcasına konuştuğunda. Yarım saat önce ile şimdiki adamın aynı kişi olduğuna nasıl inanabilirim diye düşündüm.

Çok kısa bir süre sonra gelen tanıdık araca bindirildim. şirketin yolunu tuttuk. Yusuf ve Kemal'in gerginliği beni de o kadar çok etkilemişti ki. Her an kusacağımı hissediyordum . Yol, boyunca sessiz kaldılar.
Sadece bir ara çok kısa bir konuşma geçti o da şöyleydi, Kemal, "kasıtlı olduğuna eminmisin . " Yusuf başını salladı "eminim . Kızı çekince anladı sonra da kaçtı pezevenk."
"Bunu abi'ye nasıl anlatmayı düşünüyorsun peki.?"

Yusuf sinirle direksiyona bir yumruk geçirdiğin de. Olduğum yerde sıçramıştım . "Düşünüyorum."

Şirketin oto parkından asansörle yönetici katına çıkmıştık . O sırada nefes almak dışında kimsede bir hareket yoktu. Gerginlikten titreyen bedenimi bir yerlere tutunarak belli etmemeye çalışıyordum..

Yusuf'la dışarı adımladığımız da Kemal, boğazını temizler gibi ses çıkardı. dönüp ona baktık asansörün duvarına dayanmış bize imalı bir şekilde gülüyordu. Elindeki telefonu bize doğru sallayıp ceketinin iç cebine koydu. Sahte bir sevinçle,
"Benim tembihlemem gereken bir trafik canavarı var . Siz gidin size, katılamayacağım."

Yusuf, sert bir tonla "çocuklar haber verdi mi ?" Diye sordu.

"Verdi . Verdi babası , ben şimdi gidip
Yaramaz ibnelerin kulaklarını çekeceğim. Sende akşam gelirken ekmek almayı unutma."

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin