29. Bölüm: Çileli Bekleyiş

735 98 91
                                    

Bölüm şarkısı: Kahraman Deniz- Bulurdum

Yoruldum, duruldum.
Seni aldılar benden, belki bulurdum.
Savuldum, kovuldum.
Döktüğün her gözyaşından yalnızca ben mi sorumluyum?

Bol bol yorumlarınızı bırakmayı ve yıldıza dokunmayı unutmayın. Keyifli okumalar.

×××

Korku, insanın elini kolunu bağlıyordu. Son zamanlarımda hayatımda bu kadar korktuğumu ve panik olduğumu hatırlamıyordum. Her zaman her olayda soğukkanlı olan ben şimdi ne yapacağımı bilmiyordum.

Korkarak yutkundum. "Bedir." diye mırıldandım. Koşarak geldiğim yeri geri gittiğimde dolu gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Hızlı adımlarla Arda'nın yanına vardığımda yumruklarımı kollarına savurmaya başladım. "Ne yaptın sen Allah'ın cezası? Allah'ın belası! Onun ne suçu var!" dedim ağlamalarımın arasında.

"Ben... bilerek olmadı." Arda hızlıca arkasını dönüp arabasına bindiğinde duvarın dibine çökmüş Bedir'in önünde eğildim. "Bedir. Özür dilerim. Özür dilerim." diye mırıldandım gözyaşları eşliğinde.

Elleri sol karnıyla kasıklarının arasında duran bıçağın üstüne kapanmıştı. Yüzü kızarmış ve terliyordu. Ellerimi ellerinin üzerine koyup onunla birlikte sızan kanı durdurmaya çalıştım. "Bedir, hayır lütfen. Özür dilerim."

"Feyza." dedi boğuk sesiyle. Bir elimi çekip saçlarımı geri ittirdim. "Hemen, Ambulans. Ambulans. Telefon." diye mırıldandım. "Bedir, telefonun yanında mı? Yardım çağırmamız lazım!" diyerek sakince konuşmaya çalıştım.

Parmağıyla gösterdiği yere baktığımda yerdeki ekranı parçalanmış olan telefonu gösterdiğini gördüm. "Hayır!" dedim inleyerek. "Yardım edin!" diye bağırdım çaresizce.

Kan olan ellerime gözüm gitti. Çok kan kaybediyordu. Ellerimi çekip üstümdeki montu çıkarttım ve yere fırlattım. Daha sonra tişörtümün üstüne giydiğim hırkamı çıkarttığımda kısa kollu bir tişörtle kalmıştım. "Bedir, benimle konuş. Beni duyuyor musun?"

Bıçağın etrafına sardığı ellerini çekip hırkamı bıçağın etrafına, kan akışını kesmesi için doladım. "Bedir, beni duyuyor musun?"

"Feyza." dedi titrek sesiyle. Nefes alış verişleri yavaşlamıştı.

"Sakın uyumak yok tamam mı?" Kana bulanmış olan ellerini hırkamın üstüne yaslayıp baskı yapmasını sağladım. "Ben yardım çağırıp geliyorum." dedim titrek nefeslerle.

Kalkacakken bileğimi tuttu. "Acı... acıyor. Çıkart." dedi bir elini bıçağın üstüne koyarak. "Hayır." dedim hızlıca. Bıçağı eğer içinden çıkartırsa kan çok hızlı bir şekilde boşalırdı. Bıçak şu anda bir nevi tampon görevini görüyordu.

"Sakın. Sakın Bedir. Bıçağı çekme. Çok kan kaybedersin. Sakın. Lütfen." dedim onu kaybedecek olma düşüncesi tüm iliklerime yayılırken. "Yardım çağıracağım." deyip ayağa kalktım. Ayağa kalkar kalkmaz gelen baş dönmesiyle duraksadım. Midemim de kalkmasıyla daha az kan bulaşan elimi ağzıma bastırdım.

Birkaç saniye süren duraksamamdan sonra Bedir'e baktım ve hızlıca sokağın başına doğru koştum. Köşeyi döner dönmez çarptığım bir şeyle tökezledim. Kolumdan tutulmamla durduğumda başımı kaldırıp beni tutan kişiye baktım. Yardım bulmamın heyecanıyla kanlı ellerime aldırış etmeden Cahit'in kollarına tutundum. "Cahit, yardım et. Lütfen. O çok kötü."

Cahit beni görmeyi beklemiyor olmalı ki şaşkınlıkla baktı. "Cahit lütfen." Onu Bedir'in yanına doğru çekiştirdim.

"Dur. Ne oluyor Feyza? Sen iyi misin?" Temasımdan kurtulduktan sonra gözü ellerime kaydı. "Feyza? Ne oldu? İyi misin? Yaralı mısın?"

Kış Gülü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin