İyi okumalar. Bol bol yorum yapmayı unutmayın!
×××
İnsan sevdikleri yanında olduğunda yaşadığını hissediyormuş meğer. Onlarla var oluyormuş. Onlarla anlam katıyormuş hayatına.
Üç gündür hayatım anlamsızdı.
O gün Bedir ile yaptığımız tartışmanın üzerinden üç gün geçmişti ve üç gündür sesini duymamıştım. Bu, Bedir hayatıma girdiğinden beri ondan en uzun ayrı kalışımdı. Daha uzun birbirimizi görmediğimiz günler olmuştu elbet ama iki gün üst üste sesini duymadığım olmamıştı hiç.
Bedirsiz hayatı sevmemiştim. Üç gündür sadece yatıp ağlıyor, arada da babaannemin ve Hazal'ın zorlamasıyla ağzıma bir şeyler atıyordum. Ablamla sadece telefonda konuşmuştuk ama bir şey anlatmamıştım ona. Bir şeyler olduğunu anlasa da irdelemiyordu. Bu da benim için iyiydi. Birine daha anlatacak gücüm kalmamıştı.
Üç gündür olduğu gibi yine kapım destursuz açıldı ve önden Hazal girdi. "Geleyim mi? Bak geliyorum." diyerek Hazal'ın onaylamasının ardından Güney girdi içeri. Yatakta put gibi yatan ben ikisine de tepki vermedim. Onları kovmaktan yorulmuştum.
"Kahvaltı yapmamışsın." dedi Hazal, başımda dikilerek.
"İstemiyorum." dedim.
"Yemen lazım. Hasta olacaksın."
"İstemiyorum Hazal." Hazal, oflayarak yanıma oturdu. Diğer tarafıma da Güney oturdu.
Zihnimde hâlâ bana söylediği cümleler dönüyordu. Bana resmen o çocuğun kollarına gitmek istediğimi ima etmişti. Çok kırılmıştım. Şimdiye kadar onun güvenini kıracak ne yapmıştım ki ben?
Üç gündür sürekli sorduğum soruyu yineledim. "Ben güvenilmeyecek biri miyim? Ben, birini aldatabilecek biri miyim? Bana niye öyle dedi?"
"Ben bu Bedir'i döveceğim ama! İzin ver gideyim yanına."
"Boş ver Güney. Belki de haklıdır, ben güvenilmeyecek biriyim."
"Bedir de bunları söyleyecek biri değil Feyza." dedi, aramızdan en akıllımız Hazal. "Ona da hak ver. Düşünsene sen Bedir'i arıyorsun, bir kadın çıkıyor telefona. Üstelik Bedir'in ilk aşkı. Evine gittiğinde de onları sarmaş dolaş görüyorsun. Doğal olarak sen de aldatıldığını düşünürsün."
"Haklı zaten Hazal. Ona bir şey demiyorum ki. Ama onunla tartışmamı ondan ayrılmak istememe ve Sertaç'a geri dönmek istememe bağladı!" Söylediği sözler zihnimde yankı yaparken gözlerim yine dolmuştu. "Bana resmen "ona git" dedi!"
"Önce şu Sertaç piçini dövmek lazım!" dedi Güney.
"Yangına körükle gitme Güney." dedi Hazal kızarak. Ardından benim ellerimi tuttu. "Güzelim. Bedir de karmakarışık olmuş. Ne diyeceğini, ne hissedeceğini bilememiş. Öfkeden ağzından çıkanı kulağı duymamış. Şu anda deli gibi pişman olduğuna eminim. Hem sen demedin mi kolyeyi eline verdiğimde o da ağlıyordu diye. O an pişman olmuş söylediklerine işte."
"Pişman olduysa neden bir kere bile aramadı. Üç gün geçti Hazal! Arayıp özür dileseydi. Şu anda her şey bittiği için mutludur bile. Artık tüm korkuları, endişeleri bitmiştir ne güzel."
"Saçmalama Feyza. Mantıklı düşünemiyorsun. Bedir, senden ayrıldı diye sevinecek biri mi hiç?"
"Hazal." diye mırıldandım. "Biz ayrıldık değil mi? Ayrıldık. Bitti."
Başımı yastığa gömüp ağlamaya başladım. Hazal ve Güney'in bana seslenmelerine kulak asmadan onları odadan kovdum. Tek başıma kaldığım odada hıçkırıklarım yayılmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kış Gülü (Tamamlandı)
Novela Juvenil"Söyleyeceğin tek bir kelime, benim gitmemi ya da kalmamı belirleyecek." dedi ve kolyeyi avuçlarıma bıraktı. "Kaderim senin ellerinde." *** Hikayenin tüm hakları saklıdır. Kapak: @ozlm_v