16. Bölüm: Ritmi Değişen Kalpler

918 106 154
                                    

Bölüm şarkısı: Ulutan& Damla- Eylül'ü Gelmiş Ömrün

Satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin. Yorumlarda buluşalım. Keyifli okumalar.

×××

"Pişt. Feyza. İyi misin?"

Aniden yanımda beliren Melih, beni korkutmuştu. İrkildim. Bir elim damağıma gitti ve kaldırdım. "Ne diye sinsi sinsi yaklaşıyorsun Melih ya! Korktum."

Kaşlarını kaldırdı alayla. "Sinsi sinsi mi? İki üç kez seslendim, duymadın."

Bir elim başım gitti. Alnımı ovaladım. Dün gece pek uyuyamamıştım. Bedir'in omzundan kalktıktan sonra yine aynı rahatlığı bulamamıştım sanırım. Bu yüzden bugün dalgındım. Gözlerim bazen kapanıyor bazen de dalıyordu.

"Kusura bakma. Dalgınım biraz. Bir şey mi oldu?"

"Yeni gelen klasiklerin arasında Karamazov Kardeşler var mıydı?"

Elim bilgisayara giderken başımı salladım. "Olması lazımdı, hatırlıyorum. Bir bakayım."

Bilgisayardan kitabın adını aratırken Melih'ten gelen garip seslerle ona döndüm.

"Oha, bu ne?" Karşıya bakarak söyleniyordu.

Baktığı yere döndüğümde Derya'yı gördüm. Elinde bir poşet taşıyordu. Hemen yanında ise ondan daha uzun boylu ve siyah saçlı bir kız vardı. Beni görünce gülümseyerek yanıma geldi.

Gülümseyerek ayağa kalktım. "Derya? Senin ne işin var burada?"

Yanıma geldikten sonra uzanıp sarıldı. Ona karşılık verdim. Geri çekildikten sonra elindeki poşeti havaya kaldırdı. "Size sürpriz yapmaya geldim!"

"Sen burada çalıştığımızı nerden biliyorsun?"

Omuz silkti. "O gün karakolda memura ifade verirken Şehir Kütüphanesinde çalıştığınızı söylemiştiniz. Oradan aklımda kalmış. Size teşekkür etmeme izin vermeden kaçar gibi gittiniz o gün. Ben de size kek yaptım kendi ellerimle." Gözleri etrafta dolaştı. "Bedir abi nerede?"

O sırada Melih yanıma damlamış fark ettirmemeye çalışarak dirseğiyle kolumu deşiyor ve kulağıma fısıldıyordu. "Nereden tanışıyorsunuz? Ne karakolu Feyza?"

Gülümsemeye çalışarak Melih'e döndüm ve kaşlarımı çattım.

Derya'nın seslenmesiyle ona alınmış gibi baktım. "Ne teşekkürü Derya? Buna gerek mi vardı?" Kedi gibi attığı bakışlara kıyamadım. "Tamam, neyse. Madem bizim için kek yapmışsın... Beş on dakikaya molaya gireceğiz. İsterseniz siz terasta bizi bekleyin? Bedir de buralardadır." dedim yanındaki arkadaşına da bakarak.

Derya, arkadaşını yeni hatırlamış gibi ona döndü. Eliyle onu gösterdi. "Unutmadan, tanıştırayım. Aynı bölümden arkadaşım, Zehra." Kızın burada olmaktan pek mutlu olduğunu sanmıyordum. Yine de nazik olmaya çalışarak gülümsedim. "Tanıştığıma memnun oldum Zehra." Samimi olmayan bir gülücük attı. "Ben de."

O an hatırlamıştım ki Zehra, Derya'nın o gece kalmaya gittiği ama daha sonra tartıştıkları arkadaşıydı. Hani şu Zafer ile konuşması için baskı kuran.

Elimle merdivenleri gösterdim. "O zaman siz terasta bekleyin, ben de Bedir'i alıp gelirim on dakikaya?"

Onlar yukarı çıkarken hala arkalarından bakan Melih'i kolundan tutup sandalyeye oturtturdum. "Ne bakıyorsun öyle?"

"İsmi Derya mı?"

"Hıhım, evet. Karamazov Kardeşler'i mi sormuştun?" dedim tekrar bilgisayarın başına döndüğümde. Arama yapıyordum.

Kış Gülü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin