Bölüm şarkısı: İkiye On Kala- Koptu İpim Düşüyorum
Satır aralarına yorum bırakmayı unutmayın. Keyifli okumalar!
×××
Bir kere kötülük gördü mü bir insan, her zaman kötülükle karşılaşacağını, bir daha bu bataklıktan çıkamayacağını zannediyordu ama öyle değildi. Her fırtınalı havadan sonra güneş açması gibi üst üste biriken kötülüklerden sonra kara bulutlar ger çekiliyor, yerini güneşe ve rengarenk gökkuşağına bırakıyordu.
Arda'nın tutuklanma haberini aldıktan sonra ilk defa kabuslarım ve kötü düşüncelerimin yerini güzel şeyler almıştı. Tutuklanması elbette sadece beni kaçırması ve tacizi ile ilgili değildi. Öyle olsaydı çoktan elini kolunu sallayarak geziyor olurdu.
Bedir'i bıçaklamasında, adam yaralamadan değil de cinayete teşebbüsten yargılanmıştı. Çünkü Bedir'i öldürmek istediğini ifadesinde çok net bir şekilde belirtmişti. Adam kaçırma ve taciz suçları da çok barizdi. Üstelik bunların yanında vergi kaçakçılığı. naylon fatura ve çalıntı araba satma suçları da bulunuyormuş. Vedat abi ortaya çıkarmış hepsini. Mahkemeden önce ben çok gerginken yanıma gelip "Sakin ol, on yıldan erkene bıraktırmayacağım onu." diyerek benimle bu kadar net konuşmasından da anlamalıydım fazladan şeyler bildiğini.
Öyle de oldu. On beş yılı aşkın hapis cezasına çarptırıldı. Böyle insanların on beş yıl hapis yatmayla uslanmayacağını elbette biliyordum ama en azından on beş yıl boyunca insanlara zarar veremeyeceğini bilmek rahat bir nefes almamı sağlıyordu.
O pisliğin hapsi boylamasının ardından tüm aile bir nefes almıştık. Mahkeme gününün ardından babam Vedat abiyi hemen bırakmamıştı. Bizim için davamızı üstlenip ekstra çalışmıştı, üstelik her seferinde yaptığım para tekliflerini de reddetmişti. Bu yüzden onu o gece yemeğe davet ettik.
Vedat abiyle birlikte Bedir'in gelmesine de bir geceliğine göz yummuştu babam. Güzelce sofra kurup neşeyle karnımızı doyurduğumuz huzurlu bir gece olmuştu. Babamla da aramızda Bedir meselesini üstten bir şekilde konuşup halletmiştik. Tam manasıyla Bedir ile sevgili olmamı desteklediğini söylemese de bir şekilde köstek olmayacağını da anlamıştım. Aslında desteğini bana sadece "Sana güveniyorum." demesinden bile anlamıştım. Babam, bana güveniyordu. Gerisi boştu.
Mutlu yemeğimizden sonra her şey güzel gitmeye başlamıştı. Babamın da isteğiyle birlikte babaannemle oturabileceğimiz ufak bir ev bulmuştuk. Daha doğrusu Güney bulmuştu. Bulduğu ev de kendi evlerinin bir alt katıydı. Şüphesiz bu eve taşınmamıza en çok sevinen kişi Hazal'dı.
Babaannemin katını tümüyle o eve taşıdıktan sonra bizim evimizi de annemin yeni tuttuğu dairesine taşımıştık. Ev temizlikleri ve yerleşmemiz bir haftamızı almıştı. Tek başıma zaten bir haftada bitiremezdim ama taşıma işini erkekler hallederken biz kızlar da el birliğiyle temizliği bitirmiştik.
Mahkemeden sonra en olaylı zamanlarımız taşınma sürecimizdi. Ondan sonra hayatımız güzel bir sıradanlıkla devam etti.
Ben her gün ders çalışıp sınava hazırlanmaya devam ettim, Bedir de kendini takıma verdi ve başarılı bir antrenör olma yolunda azimle ilerledi. Kenan hoca da gerçekten şakayla karışık söylediği sözlerin arkasında durarak bir baş antrenör getirmek yerine Bedir'e yardımcı antrenör buldu.
İlk zamanlar kendinden iki üç yaş büyük birinin üstünde çalışmak Bedir'i gerse de şu anda aralarında yaş ve mevkii mevzusu olmaksızın takımı birlikte çalıştırıyorlardı. Birbirlerine alışmış ve iyi arkadaş olmuşlardı Yunus ile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kış Gülü (Tamamlandı)
Teen Fiction"Söyleyeceğin tek bir kelime, benim gitmemi ya da kalmamı belirleyecek." dedi ve kolyeyi avuçlarıma bıraktı. "Kaderim senin ellerinde." *** Hikayenin tüm hakları saklıdır. Kapak: @ozlm_v