48. Bölüm: Geçmiş

467 57 38
                                    

Bölüm medyası: Kaan Boşnak: Yorgunum ve Ağrılar

Vize haftam olmasına rağmen bölüm yetiştirdim. Bu yüzden bol bol yorumlarınızı bekliyorum. ❤

×××

Burası, bir cezaeviydi.

İnsanın söyledikleri kadar söylemedikleri de hayatına yön verirdi. Bu yüzden dudaklarımı birbirine bastırdım. Söyleyeceğim herhangi yanlış bir şey şu an burada her şeyi mahvedebilirdi.

Bir dakika önce asla böyle bir yerde olabileceğimi düşünemezdim. Bedir'in son birkaç gündür abisiyle ilgili söyledikleri zihnimde dönerken aslında boş konuşmadığını fark ettim. Zaten Bedir öylesine bir şey söylemezdi. Bunu biliyor olmalıydım.

Bedir'e dönüm. Az önce söylediği cümle zihnimim duvarlarında yankılandı. Abimle tanışmaya hazır mısın?

Gözlerimi Bedir'den çekip tekrar tabelaya çevirdim.

Bursa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Abisi buradaydı. Abisi bir cezaevinde kalıyordu, ben bunu şu an öğreniyordum ve bir şeyler yerine oturmaya başlıyordu. Bedir'in bıçaklanmasının ardından bile kardeşinin yanına gelmeyen bir abi gözümün önünde pek de iyi biri görünmemişti ama asıl neden başkaydı. Çünkü gelemiyordu.

Ve Bedir, hala bana bir şeyler anlatmaktan kaçıyordu. Abisi ne suç işlemişti? Başından neler geçtiğini söylemeden benden ona güvenmemi istiyordu.

E tipi cezaevlerinde kimlerin tutulduğunu biliyordum. Genelde katiller ve tecavüzcüler... Bu bilgi biraz kanımı donduruyordu.

"Abin..." dedim, nefesim boğazıma dizildi sanki. "Burada kalıyor."

"Evet."

"E tipi cezaevi..." dedim, mırıldanarak. Beni duydu.

"Tecavüz değil." dedi keskin bir tonda. Bunu duymak içimi biraz olsun rahatlattı ama diğer seçenek de pek iyi bir seçenek değildi.

Söyleyip söylememekte kararsız kalıp, "Katil?" dedim.

Hayır, demedi. Evet de.

Abisinin ne suç işlediğini tam olarak bilmiyordum. Bu yüzden abisine güvenemezdim ama Bedir beni abisiyle tanıştırmak istiyorsa tanışacaktım. Abisine değil, Bedir'e güvenecektim. Cesaretimi topladım.

"Hazırım." dedim, biraz titrek çıkan sesimle.

"Emin misin?"

"Sana güveniyorum." dedim. Her şeyi onun için yaptığımı belli ettim.

"Abimle, onu, üstündeki sıfatlardan arındırarak konuşmanı istiyorum. Yani, buna yüzüm var mı bilmiyorum ama... O kötü biri değil Feyza. Belki de sana her şeyi anlattıktan sonra seni buraya getirmeliydim ama... Kafam çok karışık, ne yapacağımı şaşırdım."

"Buradan çıktıktan sonra bana her şeyi anlatacaksın." dedim, onun söylediklerini tekrar ederek. "Bu yüzden, abini bekletmeyelim."

Elinden tutarak kapıya doğru yürüdüm. Bedir de arkamdan geldi.

Beklediğim gibi başlayan gün, hiç tahmin edemeyeceğim şekilde devam ediyordu. Bedir'i elinden tutup cezaevi kapısından içeri sokarken de kendime inanamıyordum. Artık tek bildiğim, Bedir için yapacaklarımın bir sınırının olmadığıydı. Bu beni korkutmamalıydı.

Cezaevine girer girmez bir sürü prosedür gerçekleştirdikten sonra en sonunda görüşme odasına alınmıştık. Görüşme odası, bir sürü masa ve sandalyeden oluşan büyük sayılabilecek bir yerdi. Masalar ve sandalyeler, eski ve bakımsızdı. İçeriye havanın girebileceği ufacık bir cam bile yoktu. Elinde silah olan bir görevli, kapının önünde dikiliyordu. Üstüne bir de etrafın ölüm sessizliğinde olması bu odayı korkutucu bir yer yapıyordu.

Kış Gülü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin