Pazartesi atacağım dediğim bölüm yetişmedi. Bu yüzden her hafta cuma olan bölüm gününü iki haftada bir yapmak zorundayım. Arada ekstra bölümler gelebilir ama şimdilik iki haftada bir diyelim.
Keyifli okumalar!
×××
Yabancı olduğumuz duygular ve sonunu tahmin edemediğimiz durumlar bizi korkuturdu. Çünkü bize ne getireceğini ve bizden ne götüreceğini bilemezdik. Bu yüzden ablam da hamile olma düşüncesinden korkmuş ve bundan kaçmıştı. Aslında tek kaçtığı Erdem abiydi.
Ancak kaçacak yeri kalmamıştı çünkü Erdem abi kapının ardından kapıyı açmamız için bize sesleniyordu. Ablam ise hala karar veremediği için kapıyı açamıyordum.
"Feyza, aç şu kapıyı! İrem nerede? Delireceğim."
"Off, yeter be sizden! Açıyorum." diyerek ablamı dinlemeden kapıyı açtım ve Erdem abi hızla içeri girdi. "İrem nerede?"
Ben daha cevap veremeden biraz gerimde duran ve ayakta dikilen ablamın yanına doğru uçtu. "Sevgilim, kaç kere aradım. Açmıyorsun. Feyza markete gitti dedi ama yemedim. Yüzünden de anlaşılıyor zaten bir şey olduğu. Ne oldu?"
Erdem abi, ablamın çenesinden tutmuş yüzüne bakmak için kıvranırken ablam başını çeviriyordu. Başını Erdem abinin göğsüne yaslayıp beline sarıldı. Anında kocasından karşılık buldu tabii ki. "Eve gidelim." dedi ablam, mırıldanarak.
Onları böyle görmek, sevgilimi daha çok özlememi sağlamıştı.
"Yüzün kireç gibi olmuş, sabah da bir şey yemedin değil mi? İyi olduğuna emin misin?"
"Eminim dedim ya!" dedi başını yasladığı yerden kaldırarak. Ardından durdu, elini ağzına götürdü.
"Ne oldu?" dedi Erdem abi, kaşlarını çatarak.
"Kusacak." diye mırıldandım. Dediğim gibi de ablam, Erdem abiyi itleyip banyoya doğru koşturmaya başladı. Erdem abiyle birlikte arkasından koşturduk. Ablam klozete kusarken Erdem abi dünyanın sonu gelmişçesine tepkiler veriyordu.
"Sakin olur musun? Bir şeyi yok!" dedim Erdem abiyi sakinleştirmeye çalışarak.
"Nasıl bir şeyi yok?" dedi inanamayarak. "Kusuyor! Hastalandı kesin! Hastaneye gitmemiz gerek!"
"Sessiz ol." diyerek banyoya girdim ve kapıyı kilitledim. Ablamın yanına eğildim. Sırtını sıvazladım. "İyi misin?"
Başını iki yana salladı. "Hayır." Ardından tekrar eğilip kustu. "İğrenç bir şey." diyerek ağlamaya başladı.
"Tamam, geçti." diyerek sakinleştirmeye çalıştım. Bir süre daha kustuktan sonra ağzını çalkalayıp yüzünü yıkadı. Erdem abi ise apartmanı ayağa kaldırmaya niyetliydi. Oysa ki daha taşınalı bir sene bile olmamıştı. Bir daha taşınmanın yükünü çekemezdim.
Banyonun kapısını açtık. Erdem abi, hemen ablamın dibine girdi. "Ne oluyor böyle? Hasta mısın? Neden yemek yemeden çıkıyorsun evden?"
Ablam ise Erdem abinin onu tutmasına izin vererek ona yaslandı. "Kusmak istemiyorum, iğrenç." diyerek göz yaşı döküyordu.
Salona geldiğimizde ikisinin karşısına oturdum. Ablamın gerçeği ne zaman söyleyeceğini merak ediyordum. Ben de artık bu haberin duyulmasını ve özgürce sevinebilmeyi istiyordum çünkü. Şu an teyze olacağımı çığlık çığlığa beyan etmemem için beni durduran tek şey ablamın özel hayatına saygı göstermemdi. O ne zaman isterse o zaman söylerdi.
"Kalk, gidelim hastaneye. Kötü gözüküyorsun. Bir şeyden mi zehirlendin acaba? Mideni falan yıkasınlar."
Ablam, her ne kadar "Hayır, iyiyim. Zehirlenmedim." dese de Erdem abi pek ikna olmadı ve bana çattı. "Ne yedirdin karıma da böyle kötü oldu? Kusuyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kış Gülü (Tamamlandı)
Novela Juvenil"Söyleyeceğin tek bir kelime, benim gitmemi ya da kalmamı belirleyecek." dedi ve kolyeyi avuçlarıma bıraktı. "Kaderim senin ellerinde." *** Hikayenin tüm hakları saklıdır. Kapak: @ozlm_v