Duştayken ne yaptığımı düşündüm ve bildiğiniz küvete oturup suyun başımdan aşağı akmasını istedim ve dizlerimi kendime çekip kollarımla bağladım hayır tahmin ettiğiniz şey değildi yani duşta ağlama klasiği yoktu bende onun yerine yüzümde hafif bir gülümseme ve bolca mutluluk vardı, bana dokunduğu anda bende çok istemiştim ve evlenmeyi beklemek zor olabilirdi çünkü çok merak ediyordum nasıl bir şey olduğunu?
Ve gerçekten bir erkek seni mutlu ediyordu tam anlamında ruhunla ve bedeninle, dokunduğu yerlere bakıp okşadım dolgunluklarım olduğu gibi kırmızı ve izler bırakmıştı kaç kere yaptığımızı hatırlamıyordum bile, en son öğle yemeği yedikten sonra ikimiz yine kendimizi tutamamıştık bu gidişle hamile kalmaktan çok korkuyordum ama Marcus deneyimli biriydi, asla aptallık etmezdi?
Şimdi akşam olmaya başlamıştı ve ben hala boş boş suyun altında duruyordum, ayağı kalkıp etrafıma baktım ve özenle dizilmiş kadın ve erkek şampuanlarını görünce şaşırdım biraz?
Daha önce de lavabosunu kullanmıştım ama duşunda daha önce hiç böyle görmemiştim, kaşlarımı çatıp tam köpüklenmek için elime birini atmıştım ki kapı açılınca panik yapıp çığlık attım ve arkamı döndüm, Marcus çırılçıplak bir şekilde içeri girip endişe dolu bakışlarla gözlerime baktı, duş boydan ve şeffaf cam olduğu için birbirimizi rahat görüyorduk ve bu benim açımdan iyi değildi, gözleri vücudumu süzdükten sonra tekrar endişeli bakışlarını gözlerime çevirdi. "Bir yerine bir şey mi oldu neden bağırdın?"
"Korktum sadece, başka biri geldi sandım"
"Ben buradayken ve sen yalnızken asla kimse yanına gelemez, güvendesin ve kimse sana bakamaz odama da giremez, sen ve ben hariç bebeğim" deyip kapıyı kapattı ve kilitledi, aynanın karşısına geçip saçlarına şekil verirken gözlerim istem dışı onun vücudunda gezindi?
Güçlü ve güzel bacakları, dik kalçası, sırtı ve kaslarını görüyordum ama üç ayrı yerinde bandaj görünce üzüntüyle kaşlarımı çattım ve derin nefes alıp verdim aklımı başka şeyle meşgul edip güçlü ve iri kollarına baktım, o kadar hoştu ki gözlerim yasak olan birine bakıyor gibi parıl parıldı bilirsiniz yasak olan her şey hep caziptir değil mi?
Başını bana çevirip baktığında bir an ne diyeceğimi bilemedim ve ağzım açık ona baktım, oda sırıtarak işini bırakıp bana doğru geldi ve kapıları tutup iki yana açtı, yutkunarak ona baktığımda içeri girip kapıları kapattı ve ellerini boynuma atıp dudaklarıma tatlı tatlı aralıklar da öpücükler bırakıp beni mermerlere yasladı ve bir elini belime koyup sertçe çekince nefesimi titrekçe dışarı verdim.
Dolgunluklarım onun göğsüne daha sıkı temas ettiğinde gözlerimi kapattım ve tekrar açtım dudaklarını alnımda gezdirip öpünce yutkundum.
"B-bana şey dedin, Marcus'un..."
"Karısı, evet dedim" dediğinde acaba evlilikten falan mı bahsediyordu diye düşündüm, ama şimdi bunu erkenden söylemek mantıklı mıydı ki? Sonuçta bana demişti ki 'Bayan İvanov'sun' yani seni karım ilan ediyorum demişti işte? Bu da demek ki benimle evlenmeyi düşünüyordu, kaşlarımı çatıp derin düşüncelere o kadar dalmışım ki Marcus'un dudaklarımı öptüğünü fark etmemiştim bile? Kaşlarını çatıp geri çekildiğinde gözlerine baktım ve yutkunarak sırıttım hafifçe oda kaşlarını çatıp bana şüpheyle baktı. "Neden karşılık vermiyorsun?"
"Ben dalmışım"
"Neye daldın?" diye sordu merakla, hafifçe gülümseyip omzumu silktim ve dudaklarımı büzdüm.
"Önemli bir şey değil, daldım işte" dediğimde tek kaşını kaldırsa da bir şey demedi üstüme gelmedi, benden uzaklaşıp eline bir şampuan aldı ve elinde salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌸 Baş Belası 🌸
Любовные романыHiç istemediği bir ülkeye götürülmek zorunda kalan İncir annesine karşı çıksa da bir türlü uçak biletlerini iptal ettiremiyordu, Rusya gibi bir yerde ne yapabilirdi ki? Kendisine göre koca bir hiçti. Annesinin tayini üzerine ve orada çok yakın oldu...