Marcus İvanov.
Gözlerimin görüp görebileceği en güzel manzaraya bakıyordum belki bunu çoğunlukla kitapta yazarken yada dizi ve filmlerde çok duymuşsunuzdur ama insan sevdiği kıza baktığında gerçekten de en güzel manzaraydı, bakışlarımı bandajlı yere çevirdiğimde içim deli gibi sızlamıştı yüzümü buruşturup uzandım ve çok hafif bir şekilde bir öpücük kondurup başımı tekrar yastığa gömdüm açık tişörtünden tatlı ve cazip olan dolgunlukların çatalını görünce yutkundum o sırada güzel gözlerini açıp bana baktı ve gülümsedi hafifçe, bende sırıtarak yüzüne bakıp elimin tersiyle yanağını okşadım ve uzanıp burnunu öptüm. "Günaydın bebeğim"
"Sana da günaydın" dedi ve kolunu boynuma atıp üzerime doğru çıktı ve başını göğsüme gömdü, erkekliğimin alev aldığını hissedebiliyordum bacağının arasında duruyor ve ona temas ediyordu, dişlerimi sıkıp dayanmak zorunda kalıyordum normalde asla sevgili olmazdım yattığım çoğu kız olurdu ama İncir'i o gözle görmediğim için onu teşvik etmiyordum, ellerimi bacalarına koyup hafifçe sıktığımda titrekçe nefes alıp verince bu beni iyice çıkmaza sokmuştu.
Çenesini tutup başını kaldırdığımda uzanıp dudaklarını öpmeye başladım oda karşılık verince kollarımı beline sıkıca sarıp dikkatlice sırt üstü yatırdım ve bacalarını aralayıp ortasına geçerek erkekliğimi ona bastırdım, ufak bir inilti çıkarıp kalçama çok yakın bir yere temas edince inledim, dokunuşu beni delip geçiyor ve yakıyordu!
Ama bu doğru değildi, onunla bu şekilde olmam doğru değildi. Geri çekilip gözlerinin içine baktığımda gözlerinde ışıltılar ve heyecan gördüm, mutluluk gördüm, bu yüzümde gülümseme oluşturdu çünkü onu mutlu ettiğimi gördüğümde içim rahat ediyordu. Onu mutsuz etmek istemiyordum.
"Tekrar öpmemi ister misin?" diye sorduğumda başını salladı, eğilip öpmeye başladığımda kalçamı geri çekip biraz sert bir şekilde özel bölgesine bastırdığımda tekrar inledi ve elini tişörtümün içine sokup tırnağını etime geçirince alt dudağını ısırıp öptüm, tatlı minik tırnakları gıdıklamıştı beni elimi göğsüne atıp sıktığımda titrediğini hissettim kendisini bana refleks olarak bastırınca inledim ve kaşlarımı çattım ve geri çekildim. "Eğer devam edersek olmaması gereken şeyler olacak güzelim, ben bir hata yapmak istemiyorum senin de sonradan pişman olacağın bir şeyi yapmanı istemiyorum" dediğimde gözlerime üzülerek bakınca kalbim sıkışmıştı.
"Yani sende beni bırakıp..."
"Asla! Ben sana deli gibi aşığım İncir" deyip alnını ve saçlarını okşamaya başladım, eğilip alnını öptüm ve tekrar gözlerine bakıp kibarca okşamaya devam ettim. "Sana talepte bulunamam, kendini de obje gibi hissetmeni istemiyorum ama şimdi eğer kendimizi tutmayıp yaparsak sen üzülebilirsin? Çünkü sen diğerleri gibi değilsin, rahat ve umursamaz değilsin"
"Evet değilim, ben öyle biri değilim"
"Kadınım olmanı bekleyeceğim" dediğimde aslında seks değildi, evlilikti. Bunu ona hemen söylemek istemiyordum çünkü bana olan hislerini daha yeni kabul etmişti, Yavuz itini unutmuş olsa bile ara sıra aklına geleceğini de biliyorum, her şeyin bir zamanı vardı ve doğru zaman da evlendikten sonra olacaklardı.
Kahvaltı sırasında bana bakmamaya özen gösteriyor ve kahvaltısını etmeye çalışıyordu ve bu hali o kadar çok hoşuma gidiyordu ki onu masaya yatırıp dudakları şişene kadar öpmek istiyordum, bakışlarını etrafta gezdirip bana bir kısa süreliğine baktıktan sonra boğazını temizledi ve tabağındaki zeytini bir o taraftan bir bu tarafa evirip çevirdi. "Maç mı yapıyorsun zeytinle?" diye sorduğumda sırıttı ve oynamayı bırakıp çayından bir yudum alınca gülümsedim ve derin bir nefes aldım. "Yatakta olanlardan sonra başka biriymişim gibi davranıyorsun öperken hareketlerim falan yabancı gibi geldi sana"
"Çünkü o an başka biri gibiydin" dediğinde çayımdan bir yudum aldım ve boğazımı temizledim.
"Seks sırasında pek sohbet eden bir insan değilim, emin ol sana nazik ve kısa da olsa seninle konuştum gerçi seks yapmadık ama son anda durmamız iyi oldu" dediğimde yutkundu ve nedense yumruklarını sıktı.
"Benden sonra, yani biz çıkıyorken? Kadınlarla yattın mı?" diye sorduğunda tek kaşımı kaldırıp sırıttım, elbette ki hayırdı? Bunun için tuvaleti baya karantina altına almıştım ve hayatımda o varken başka kadınla tabi ki ne sevişmiştim nede yatağımda yatmıştım? Ama onu kızdırmak hoşuma gittiği için bir ufak oyun yapmak istedim.
"Bebeğim ben bir erkeğim, ihtiyaçlarım var? Evliliği beklemez her an erkek" dediğimde mayına bastığımı anlamıştım, öfkeyle masanın örtüsünü tutup ayağı kalktı ve olduğu gibi yere serince bütün tabak ve bardaklar hepsi yere saçılmıştı, gülmemek için dudaklarımı büzüp tek kaşımı kaldırarak ona baktığımda ağlayacaktı neredeyse.
"Nasıl yaparsın? Beni severken nasıl başka bir kadınla yatarsın?"
"Bedenimin ihtiyacını giderdim sevgilim, kalben sana ihanet etmedim"
"Buda bir ihanettir" dediğinde yüzüme tokat atmak için açılınca bileğini tuttum, öfkeli hemde baya delirmiş bir halde yüzüme bakıp gözleri dolmuştu içim sızlamıştı.
"Sence sana bunu yapar mıyım? Çok seviyorken hemde?" dediğimde kaşlarını çattı.
"Yani..."
"Tabi ki sen hayatıma girdiğinden beri kimseyle sevişmedim, yemin ederim" dediğimde rahatlamış bir şekilde yüzüme baktı, sonra tekrar kızıp göğsüme yumruk atınca kıkırdadım.
"Aptal neden söylemiyorsun? Boşu boşuna da tabakları ve yemekleri israf ettik"
"Asi küçük kızım, bu halini görmek istedim" deyip bacaklarını tuttuğum gibi kendime çektim ve kucağıma oturttum, dik olan erkekliğim iyice sızlamaya başlayınca dişlerimi sıktım. "Sana bunu yapmam" dediğimde uzanıp dudaklarımı öpmeye başladı, kollarını boynuma dolayıp kendisini bana bastırarak öpmeye başlayınca kaşlarımı çattım ve geri çekildim. "Hey beni kışkırtma, isteğin olmadığı dışında sana dokunmamam için söz verdim ama şu an bilerek beni azdırıyorsun"
"İntikam intikamdır" dedi ve boynumu öpüp elini erkekliğime çok yakın bir şekilde atıp okşayınca dişlerimi sıktım, bacaklarını tutup kucağıma daha sert bastırıp ayağı kalktım ve onu kendime iyice çekerek merdivenlere yaklaştığımda kaşlarını çatmıştı. "Ne yapıyorsun?"
"Kadınım olacaksın"
"Ciddi misin? Yapamazsın"
"Bunu senin de istediğini biliyorum" dememle odama girip kapıyı sertçe ayağımla kapattım ve onu sert bir şekilde yatağa attım, yerinde doğrulup bana bakarken üstümdeki tişörtü ve altımdaki eşofmanı çıkarıp dizlerimin üzerinde yatakta durduğumda yutkundu ve bana bakmaya devam edince dişlerimi sıkıp bıraktım ve ellerimle yüzümü sıvazladım. "Bu doğru değil ama..."
"Sen benimle ne düşünüyorsun Marcus?" diye sorduğunda gözlerimi ona çevirdim, dizlerinin üzerine bana doğru gelip kollarını boynuma doladı ve gözlerimin içine bakınca elimi yanağına götürüp yüzündeki bir kaç tutamı arkaya attım kibarca ve çenesini okşadım.
"Seni seviyorum ve bırakmaya niyetim yok" deyip dudaklarına yapıştığımda karşılık verdi, kollarımı beline dolayıp geri çekildim. "Eğer devam edersek..."
"Beni bırakmayacaksın"
"Asla...seninle ilgili çok hayalim var" dediğimde ellerimi tuttu ve alnını alnıma dayadı.
"Kadının olmak isterim" dediğinde kalbim hızlandı ve şaşırarak ona baktım.
"Ne?"
"Şu an burada, şimdi, seninle"
"Birlikte mi olmak istiyorsun? Ama ya üzülürsen? Pişman olursan?"
"Beni seviyorsun ve bende seni, eğer beni gerçekten bırakmayacaksan şimdi" dediğinde gözlerinin içine bakıp içimden gelerek konuştum.
"Ölüm ancak beni senden alabilir, seni çok seviyorum. Artık sen Marcus'un karısı, Bayan İvanov'sun, yani benimsin!" deyip dudaklarını tutkuyla öpmeye başladım.
![](https://img.wattpad.com/cover/237710862-288-k976926.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌸 Baş Belası 🌸
RomanceHiç istemediği bir ülkeye götürülmek zorunda kalan İncir annesine karşı çıksa da bir türlü uçak biletlerini iptal ettiremiyordu, Rusya gibi bir yerde ne yapabilirdi ki? Kendisine göre koca bir hiçti. Annesinin tayini üzerine ve orada çok yakın oldu...