🌸 40. Bölüm 🌸

1.5K 59 5
                                    

"Bende istiyorum ama bende!" deyip Natia'nın üzerine resmen çıktım! Kız gelinlik giymiş saçına başına bakıp aynada son kez rujunu sürerken neredeyse benim kafamı kırıyordu, damat bey gelin hanıma koca bir çelenk ve bir kutu dolusu çikolata ve şeker paketi hazırlatıp yollatmıştı, gülümseyerek kutuyu kapıp kendime çektim ve içinden bir tane kalpli çikolata alıp ağzıma attığımda Dora da hemen yanıma geldi ve parmaklarını sokup üçer beşer almaya başlayınca Natia bize sahte bir kızgınlıkla bakmıştı.

"E yuh yani! Alın ya, hiç çekinmeyin? Çelenki de alıp götürün hiç sorun değil!"

"Ya kızma, ama ne yapalım? Çok güzeller, aç gözlü pis cimri hepsini sen kocişinle yiyemezsin gece olduğunda çikolata değil siz birbirinizi yiyeceksiniz o yüzden bırak Dora ve ben yiyelim bunları" dedim ve gülmeye başlayıp bir çikolata daha ağzıma attığımda Natia gözlerini büyütüp iç çekti.

"Daha detaylı söyleseydin İncir, zaten yeterince gergin değilmişim gibi"

"Ne gerginliği? Hepimiz birbirimizi tanıyoruz, herkes de öyle? Alex'le zaten kaç defa yattın..." dedi Dora ve ağzına bir çikolata daha atıp yatağa oturunca Natia gergin bir şekilde nefes alıp verdi ve ellerini beline koydu, belden aşağısı tül ve simlerle kaplıydı üstü bölgesi düz ve sadeydi, ensesinde toplanan yandan topuz onu sade ve şık bir gelin yapmıştı, duvağını da ufak bir taçla tutturmuştu. "Kafana takma" diye sonlandırdı Dora sonra ve bir çikolata daha ağzına atınca Natia derin bir iç çekti.

"Seni de göreceğiz Dora hanım" dediğinde gülmeye başladığımda koyu mavi gözlerini bana çevirdi. "Gülme, sende listede varsın"

"Ohoo Marcus bana evlenme telifi edecekte, düğün gününü bekleyeceğiz de?" elimi salladım kaşlarımı kaldırarak, ağzıma bir çikolata atıp dolu ağzımla konuşmaya devam ettim. "Daha çok var bize, sen kendine bak şimdilik" dediğimde kapı tıklanınca hepimiz toparlandık, Natia'nın ellerinde kınalar çok tatlı ve güzel görünüyordu kına gecesinde Alex içeri girmek istemişti ben engel olmuştum 'Delirdin mi? Dayak yemek istemiyorsan git salondan' diye, oda bizim adetlerimizi pek bilmeyip hatırlamadığı için bana 'Kim dövüyor? Onları varya geldiği gibi geri sokarım çıktıkları yere?' demişti.

Kına gecesinde sadece kadınların olduğunu, kadınların eğlence yaptığını söylemiş ve zor tutmuştum onu içeri girmemesi için, sonra bizim ortamda fena alay konusu olmuş baya gülmüş dalga geçmiştik? :D Çok komikti ama anlatamam size. :)

Kapı açılınca daldığım düşüncelerden çıkıp arkamı baktım, Alex takım elbiseyle karşımızda durmuş bize gülümseyerek ve heyecanlı bir şekilde bakıyordu.

"Gelini almaya geldim"

"Buyurun gelin" diye soğuk espri patlattığımda Dora ve ben kahkaha attık, Alex ve Natia bize garip baksa da gülmeyi kestik ve ciddiye bağladık, sırıtarak yerimizde doğrulup Natia'ya baktığımızda heyecanlı bir şekilde gelin çiçeğini alıp bize gülümsedi ve Alex'in koluna girdi o sırada Loren gelince Dora da yanımdan ayrılıp son kez aynada kendisine baktı, kısa beyaz tüllü elbise giymiş dağınık topuz yapmıştı süslü bir şekilde, altında ufak topuklu siyah taşlı bir ayakkabı vardı, nişan yüzüğüyle beraber çok şık görünüyordu çıtı pıtıydı.

"Ay güzelsin Dora, o kadar çok baktın ki Pamuk Prenses'deki cadıdan betersin" dedim gülmeye başlayarak, oda güldü ve Loren'in koluna girip bekledi, ilk önce gelin - damat çıktı kapıdan sonra peşlerinden Loren ve Dora, bende gülümseyerek arkamı dönüp aynada kendime baktım?

Uzun beyaz bir elbise giymiştim üst bölgem çok açık değildi tüllü olduğu için fazla bir şey belli olmuyordu Marcus bey ona rağmen inat etti giyme diye, ama ben kazanmıştım?

Ufak bir tehdit ettim eğer giymezsem bir hafta boyunca yüzümü göremezsin diye oda mecbur kabul etmişti, saçlarımı salık bırakmış maşayla bukle yapmıştım, ağzıma bir çikolata daha atıp kendimi son kez süzerken kapı açılınca aynadaki yansımadan Marcus'un papyonlu smokinli halini gördüm ve gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım, küfür edip papyonuyla oynamaya başlayınca daha fazla tutamadım kendimi ve kıkırdadım, oda bakışlarını bana çevirip isyan ederek yüzünü buruşturdu ve ofladı.

"Nefes alamamıyorum, çıkarayım şunu"

"Hayır sakın! Böyle çok şekersin"

"Evet bu şeker şey beni öldürecek sonra sen şekersiz kalırsın ona göre"

"Abartma" deyip çikolatadan tekrar ağzıma attığımda kaşlarını çatıp arkama geçti ve ellerini belime koyup tek kaşını kaldırarak aynadan bana baktı.

"Hasta mı olacaksın çok çikolata yiyorsun?"

"Sadece beş - altı tane falan sanırım?" deyip bir tane daha ağzıma attığımda sırıttı.

"Yeter çok fazla yeme, enerji verir sonra üzerime atlarsın" dediğinde yanaklarım ısınsa da sırıttım ve yüzümü buruşturdum.

"Gelmem bir kere"

"Bak sen?"

"İstemem"

"İstemiyorum diye bir şey yok, isteyeceksin. Karımsın çünkü, normal" deyip dudaklarını boynuma değdirdi ve öptü, gülümsedim ve bedenimi ona çevirip baktığımda beni gözleriyle süzdü ve tekrar gözlerime bakıp hayran hayran gözlerimin içine baktı. "Bu elbiseyle gelin gibisin, kim bilir gelinlikler içinde nasıl bir hatun olursun? Hayal gibi bir kızsın sen" dediğinde kıkırdadım, oda sırıttı ve uzanıp alnımı sıkıca öpünce gülümsedim.

"Sende çok yakışıklısın, papyon sana çok yakışıyor" dediğimde kıkırdadı ve geri çekilip gözlerimin içine baktı.

"Dalga geçme" sırıttım.

"Ciddiyim" dediğimde uzanıp dudağıma bir öpücük kondurdu ve elimi tutup parmaklarını parmaklarımın arasından geçirerek beni kendisine çekti.

"Gidelim hatunum"

"Gidelim herifim" dediğimde gülünce bende kahkaha attım ve başımı koluna dayayıp gülmeye devam ederek odadan çıkmak için yürümeye başladık.

🌸 Baş Belası 🌸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin