Gözlerimin içine derince bakıp dişlerini sıkılı tutmuştu kalbim nedensizce hızlanırken bakışlarımı kaçırdım ama üzerindeki çıplaklığa bakınca yanaklarım ısındı, bir adım geriye gittiğimde bedenim boşluğa denk geldi ve ufak bir çığlık atıp koltuğa oturmamla alayla gülümsedi. "İşte böyle" dediğinde ona sinirle bakıp kalkmak için yeltendiğimde işaret parmağını sağa sola sallayıp tek kaşını kaldırdı ve cıkladı. "Hayır güzelim, inmek yasak"
"Ben senin güzelin..." kapıyı suratıma kapatmasıyla öfkeyle cama vurdum, yarışacağı kişiyle sertçe konuştuğunu görünce yutkundum ve nefes alıp verdim bedenini arabaya doğru döndürüp gelmeye başlayınca onun elimde olmadan fiziğine bakmıştım, Yavuz da göbekli falan değildi tabi ki ama Marcus'tan iri sayılmazdı düşüncelerimi bölen kapının açılıp kapanma sesi olunca yutkundum ve başımı ona çevirdim.
Arabayı çalıştırıp piste doğru sürdüğünde bir kadın ortada durdu yarışacağı adam da arabayı aynı hizaya getirince Marcus'a tedirginlikle baktığımda onun da bana baktığını gördüm ve hemen bakışlarımı kaçırıp derin bir nefes alıp verdim. "Ya yine kusarsam? Sonra bana yine kızacaksın ve yine birbirimizden nefret edeceğiz"
"Bu sefer değil" dediğinde kaşlarımı çatıp başımı ona çevirmemle bana yine aralıksız baktığını gördüm, alayla gülümsedi. "Eğer yine kusarsan, bu sefer üzerimi temizletirim demek istemiştim" deyip göz kırpınca yüzümü buruşturdum.
"Bende yanlış anlayacak bir beyin yok" deyip kollarımı göğsümde kavuşturmamla kadın bağırınca gaza asılması bir olmuştu, ufak bir çığlık atıp emniyet kemerine sıkı sıkı tutunduğumda Marcus bir anda sola dönüp sert bir hamle yapınca cama yapıştım, bir küfür savurup inlediğimde güldüğünü işittim.
"Hadi ama alışman gerekiyordu"
"Bu tarzla olacaksa, hayır. Ayrıca bir dahakine haber etsen çok sevineceğim hazırlıksız yakalandım!" dediğimde güldü.
"Demek yine binmeyi düşünürsün? Bir dahakine derken onu çıkardım bu durumdan yani"
"Hayır onu kast etmedim..." ve sert bir şekilde sağa dönerken başım onun omzuna sertçe vurdu, öfkeyle bağırıp geri çekildiğimde sırıtıyordu. "Senden gerçekten nefret ediyorum" dediğimde omzunu silkti ve gaza daha çok asılınca yanımızda beliren yarıştığımız kişiyi gördük, başını bize çevirip öfkeyle bir şeyler demeye başlayınca korkmaya başlayarak yutkundum. "Sanırım adam bize çok kızgın"
"Yenildiği için normal"
"Hayır ciddiyim bu sefer ki..." direksiyonu kırıp bizim arabaya vurunca çığlık atıp ellerimle başımı korumaya çalıştım, Marcus'un öfkeyle küfür ettiğini duyduğumda korkuyla bir çığlık daha atıp eğildim, araba tekrar gürültülü bir şekilde darbe alınca çığlık atıp biraz daha eğildim, Marcus elini başıma koyup dizine yasladı ve sertçe konuştu.
"Başını sakın kaldırma!" deyince diz kapağına yumruk attım ama elim acıyınca inledim.
"Senden nefret ediyorum esas baş belası sensin geldiğimiz şu duruma bak!" dediğimde gaza daha çok asıldı ve sola doğru ani dönüş yapınca ondan uzağa gittim ama hemen belimi tutup çekti ve bir eliyle beni koltuğa sabitleyip diğer eliyle direksiyon hakimiyetini koruyup daha çok gaza asıldı, elini indirip bakışlarını dikiz aynasına çevirdiğinde alayla gülümsedi.
"Atlattık, ama o asla atlatamayacak" dediğinde yutkundum.
"Neyden bahsediyorsun?"
"Adamın ağzına sıçmaktan tabi ki" dediğinde yutkundum.
Arabadan indiğinde ben sadece kapıyı açıp başımı koltuğa yaslayarak beklemiştim Marcus arabanın hasarlı bölgelerine baktığında sormaktan edemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌸 Baş Belası 🌸
RomanceHiç istemediği bir ülkeye götürülmek zorunda kalan İncir annesine karşı çıksa da bir türlü uçak biletlerini iptal ettiremiyordu, Rusya gibi bir yerde ne yapabilirdi ki? Kendisine göre koca bir hiçti. Annesinin tayini üzerine ve orada çok yakın oldu...
