🌸 28. Bölüm 🌸

2K 98 3
                                    

Gençler bayadır bölüm paylaşmadım bunun için kusura bakmayın daha uzun ve çok bölüm yayınlamak için denk getirmeye çalıştım ve sonunda yazıp sizlere sunuyorum, otuz beşinci bölüme kadar yazmak zorunda kaldım, yayınladığımdan beri yeni bölümlerin üzerinde durdum hep, sırf sizlere güzel bölümler ve uzun olması için elimden geleni yaptım, umarım beğenirsiniz? Umarım o kadar uğraşlarım boşa gitmez, sizleri çok ama çok seviyorum, kendinize iyi bakın keyifli okumalar canlarım kuzularım. ♥️🙏🏻

🌸

Marcus İVanov.

Direksiyonu sıkıp bıraktım ve başımı sola çevirip büyük pistin tam ortasında elleri kolları bağlı adama baktım ve dişlerimi sıktım, bakışlarımı yola çevirip arabayı çalıştırdım ve gaza asıldım, süratle gittiğim aracımla adamın etrafında önce bir daire çizdim ve karşı yola doğru daha fazla gaza asıldım, şimdi adamla benim arabam karşı karşıya gelmişti.

Alex pistin kenarında aracıyla kollarını göğüsünde bağlamış duruyordu otoparktaki bazı güvendiğim adamlar da bize bakıp duruyordu, dişlerimi tekrar sıkıp adamın üzerine doğru arabayı son sürat sürmeye başladığımda kollarını kaldırmaya çalışıp kaçmaya çalışıyordu, son anda ani bir frenle durmamla çığlık attığını duymuştum, dişlerimi sıkılı tutmaya devam edip araçtan indiğimde adam tir tir titriyordu.

Korkuyla bana bakıp tekrar titrediğinde ellerimi cebime koydum ve sertçe adamı süzüp konuştum. "Bir daha otoparkıma gelip artistlik taslama anladın mı? Ayrıca bizim çocuklar kaçak göçek gezdiğinizi söyledi, Rusya'ya kaçak olarak gelmekle kalmamışsınız benim otoparkıma geldiniz? Polisler kaçaklarla yarış yaptığımı görse bana olan olacak orospu çocuğu!" diye gürleyip suratına yumruğu geçirdiğimde acıyla bağırıp sırt üstü uzandı.

Burnumdan soluyup derin bir iç çektim ve saatime baktım gecenin ikisiydi, minik cadıyı evine bıraktığımda böyle bir bilgi alıp hemen gelmiş ve müdahale etmiştim, adam konuşmaya başlayınca düşüncelerimden uzaklaştım ve öfkeyle ona baktım.

"Çok özür dilerim..."

"Bunun özrü mözrü yok, siktir git!" diye elimle itip başımı Alex'e çevirdiğimde adamlar da toplanıp Alex'le beraber bana doğru bir adım attı. "Bu herifle beraber kim daha varsa bulun ve polise teslim edin, bu iyiliklerimiz de o aptallar için kendi çıkarımıza? En az iki ay rahatsız etmezler böylelikle işimizi daha iyi yapabiliriz"

"Marcus zaten sen komiserlerden birini tanıyordun?" dedi Dimitri kaşlarını çatarak, başımı salladım ve iç çektim.

"Evet ama yine de önlem olsun" dediğimde başını salladı ve bir adım geri gitti Alex'e tekrar baktığımda bir adım öne geldi ve ellerini ceplerine soktu. "Hastaneye uğramayı unutma bir şeyler eksik olursa hallet, bir şey olursa da bana haber et" dediğimde başını salladı.

"Tamamdır" deyip yanımdan uzaklaşınca bende hiç oyalanmadan arabama atlayıp telefonu çıkardım ve İncir'i aradım, gecenin ikisiydi uyuyor olmalıydı ama ben onu görmek istiyordum? Sanki bugün yeterince yan yana gelmemişiz gibiydik, aslında o çatışmada ben yanında yokken bir şey olsaydı kendimi asla affetmezdim ve ondan sonra ne olurdu bana bilmiyordum? Rahatlamak için işkence ederdim birilerine sanırım?

Telefon çalmaya devam ettiğinde burnumdan nefes alıp verdim ve direksiyona hafifçe ritim tuttum o sırada telefon açıldı ve uykulu sesle konuşan bir cadının sesi kalbimi hızlandırdı.

"Ne oldu Marcus gecenin bu saatinde?"

"Seni özledim" dedim sırtımı koltuğa yaslayarak, derin bir iç çekti.

🌸 Baş Belası 🌸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin