Gözlerimi açtığımda Marcus'un yatağında tek yattığımı fark ettim kafam dünkü geceye kaydığında alt dudağımı ısırıp panikle yerimde doğruldum o anda başıma giren ağrıyla yüzümü buruşturup tekrar yatağa yattığımda olanları tekrar göz önüne getirdim Allah kahretsin Marcus beni öpmüştü ve ben dayanamayıp ona karşılık vermiştim.
Ne yapacağımı düşündüm kaçıp gitsem acaba bulur muydu beni? Bence bulmazdı ya? Hem evde kimse yok gibiydi, sessizdi?
Ayaklanıp odanın kapısını açarken açamadığımı fark ettim sinirle kapıyı zorlayıp tekrar denediğimde olmuyordu, panikle kapıya vurmaya başladığımda arkamdan tanıdık bir ses duyunca kalbimin bütün normal atışları olimpiyat koşusuna eş değer bir şekilde atmaya başlamıştı. "Bir yere mi gidiyordun küçük kız?" dediğinde nefesimi tutup sakince bekledim.
Don Massimo'nun çakma versiyonu arkamda ne halt ediyordu?
Yutkunarak ona arkamı döndüğümde onu dibimde görmeyi beklemediğim için korkuyla ufak bir çığlık atıp irkilmiştim, ellerini kapıya dayayıp gözlerini önce dudaklarıma sonra gözlerime çevirince dün gece beni öpmesi gelmişti yine aklıma ve bir anda patlamıştım.
"Ne yapıyorsun sen, öpemezsin beni!" diye bağırdığımda gülümsedi çaprazca.
"Sende beni öpmüştün"
"Alkollüydüm ne yaptığımı bilmiyordum duygusal boşluğuma geldi tamam mı?"
"Herkes böyle söyler zaten" dediğinde elimle kapıyı gösterip bakışlarımı kaçırdım.
"Kapıyı neden kilitledin? Aç hemen"
"Küçük kız kaçabilir diye kilitledim, ve ayrıca hayır açmıyorum" deyip yatağa oturdu ve kollarını başının altına koyup bacak bacak üzerine atarak yatağa uzanınca öfkeyle kapıya yumruk attım.
"Aç şu kapıyı hemen!" diye bağırdığımda hiç umursamadan yatmaya devam edince yanına doğru hızla gidip onu dürttüm, çıplak göğsündeki dövmelere bakmayı da ihmal etmemiştim böyle bir durumda onu nasıl süzebiliyordum hayret ediyorum arkadaş, derin bir iç çekip sakin olmaya çalıştım. "Şu kapıyı açar mısın? Ciddiyim"
"Sen dün dediklerimi unutmuş olmalısın, benimsin demiştim"
"Sen ne saçmaladığının farkında mısın? Asla böyle bir şey olmayacak, aç şimdi kapıyı"
"O zaman bu odadan çıkamazsın" deyip gözlerini açtığında yüzüne şaşkınca baktım, elini bacağıma atmasıyla çekmesi bir oldu hazırlıksız yakalandığım bu davranışla üzerine yığılınca yanaklarım kızarmış bir şekilde ona baktım oda tek kaşını kaldırıp gülümsedi ve göz kırptı. "Beni öpsene" dediğinde yerimde doğruldum.
Hafifçe inleyip başını yastığa gömünce bende panik olmuş bir şekilde başımı eğip baktım olmayacak yere oturmuştum harbiden, hemen üzerinden kalkıp iyice pancar olmuş bir şekilde yatakta otururken dişlerini sıkıp bıraktı ve bakışlarını bana çevirdi hemen bakışlarımı kaçırıp kafamı kaşıdığımda iç çekti. "Merak etme bir şey yok, çocuklarımız olur" dediğinde iyice dehşete düşmüş bir şekilde ona baktığımda gülümsedi.
Yerinde doğruldu, yatağın diğer tarafına geçip karşıma geçti ve çenemi tuttu, şaşkınlıktan çıkıp öfkeyle işaret parmağımı sallayarak konuştum.
"Marcus haddini aşma, bırak hemen..." elimi tutarak beni ayağı kaldırınca öfkeyle çekmeye çalıştım ama o daha sıkı kavrayıp beni çekince sırtına yapışmıştım, kapıyı açıp beni peşinden sürükledi resmen.
"Kahvaltı ettikten sonra seni evine bırakacağım, o telefonun açık olacak sürekli seni kontrol edeceğim anlaşıldı mı?" dediğinde öfkeyle ona baktım.
"Pardon da neden?"
"Çünkü dün geceden itibaren sevgilimsin?"
"Saçmalık..."
"İster saçmalık de ister deme, benden başkası yok artık unut gitsin o iti sana unutturacağım ister güzellikle ister zorla" deyip yüzüme sertçe bakınca başımı iki yana salladım, beni sertçe kendisine çekince göğsüne yapıştım ve hafifçe inledim. "Kafa sallamak yok, hiç heveslenme" deyip gözlerimin içine baktı ve derin nefes aldı. "Yanağını öpmek istiyorum" dediğinde yüzümü buruşturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌸 Baş Belası 🌸
RomansaHiç istemediği bir ülkeye götürülmek zorunda kalan İncir annesine karşı çıksa da bir türlü uçak biletlerini iptal ettiremiyordu, Rusya gibi bir yerde ne yapabilirdi ki? Kendisine göre koca bir hiçti. Annesinin tayini üzerine ve orada çok yakın oldu...
