🌸 39. Bölüm 🌸

1.3K 57 7
                                    

Kızlar biliyorum sizi baya üzdüm sanırım İncir'in Marcus'un ölümü yüzünden, bunun için beni affedin. Yorumlarınıza cevap vermek isterdim ama sonra süprizi kaçar, anlarsınız diye cevaplamak istemedim. Ama bu bölümden sonra yorumlarınıza cevap vereceğim, ve işte sürpriz bir bölüm karşısınızda! Ramazan bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum küçüklerimin yanaklarından, büyüklerimin ellerinden öpüyorum, yorumlarınız ve kitaplarıma verdiğiniz destek sayenizde size çok teşekkür ederim, kocaman bir aile olduk artık, sizleri çok seviyorum aşklarım. ♥️🙏🏻

                                🌸 

Marcus İvanov.
   
"Dur yapma!" diye bağırdı bir ses ve kollarını belime sıkıca sarıp kendisine sertçe çekmeye çalışıyordu, o anda kendimi sırt üstü yerde yatarken buldum ve gözlerim hala kapalıydı, yanağımda bir el hissetmiştim bir ağlama sesi vardı dudaklarım aralanmış gözlerimi sımsıkı kapatmaya devam ederken minik bir el bu sefer tam kalbimin üzerine konmuştu ve sıcaklığı sanki kalbime hayat vermek için şifa dolduruyor gibiydi, tuhaf...bir an İncir geldi beni kurtardı sanmıştım?

Vücudumu sarstığını hissettiğimde yine gözlerimi açmadım, elini boynuma atıp hıçkırığını işittim. "Aptal! Seni aptal dövmeli sürüngen!" o anda kulaklarım hasret kaldığım bir kadının sesini işitince gözlerimi hızla açtım, bana endişe ve üzüntüyle bakarak ağlayan sevdiğim kadını karşımda görünce yüreğim dehşet verici bir şekilde sevinçle çoğalmıştı, gözlerimi kocaman açıp çenem titremeye başladığında hıçkırdı ve beni kendisine çekip bana sıkıca sarılınca gerçek olduğunu tamamen anlamıştım, o buradaydı!

Dokunuyordu, öpüyordu yanaklarımı? Gerçekti!

Ellerimi omzularından kollarına götürüp gözlerine baktığımda oda sevinç gözyaşları döküp uzanıp yanağımı öptü, hala şokun etkisindeydim. "Yaşıyorum ben Marcus, ölmedim. Yaşıyorum" dediğinde vücudum sarsıldı, bağırarak ağlayıp onu kendime çektim ve deli gibi sarılıp yüzümü boynuna gömdüm, resmen çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyordum sesim kısılmıştı artık ağlamaktan, bağırmaktan, inleyerek ağlayıp yüzümü göğsüne gömdüm ve ona sarılabildiğim kadar sıkı sarıldım, oda deli gibi ağlayarak bana sıkıca sarıldığında geri çekilip ellerimi yanaklarına koydum.

O anda bir gök gürültüsü oluştu ve tepemizde apaydınlık bir ışık yaymıştı, yağmur hafif hafif ciselediğinde İncir de ellerini yanaklarıma koyup gözlerime ve yüzüme doya doya baktı, bende aynı şekilde ona doya doya bakıyordum, içimde yemin ederim tarih edemeyeceğim hisler vardı ve bunu kelimelere dökmemin imkanı yoktu cidden?

Uzanıp alnını ve yanaklarını delice öptüm, dudaklarını dehşet bir şekilde hızlı ve mutlulukla öpüp geri çekildim, oda bana gülümseyerek bakıyordu, yanaklarından hala göz yaşlarının aktığını görüyordum, narince ellerimi yanaklarına götürüp sildim ve hala inanmaz bir şekilde gülümsedim.
  
"Yaşıyorsun"
  
"Yaşıyorum sevgilim, sana her şeyi anlatmam gerek neden haftalardır yanına gelmediğimi? Daha önce gelecektim iyileşir iyileşmez hedefim sendin ama olmadı işte, bir yere gidelim sakin kafayla konuşalım" dediğinde başımı salladım, gözlerine baktığımda oda sevinç ve mutlulukla yüzüme bakıyordu, yine ikimiz birbirimize deli gibi sarılmıştık.

İncir Tuçin.

Bir kafeye geçip oturduk ve birer kahve aldık kendimize, Marcus'u neredeyse iki buçuk haftadır görmüyordum ve burnumda tütmüştü, o hastene odasında eve geldiğimde onu görmek istemiştim hep ama o gelmemişti, neyse ki şimdi buradaydı neredeyse onu aşağı atlarken görüyordum eğer ben olmasaydım Alex yerini söylemeseydi onu kaybedecektim hemde bende öldü bilirken?

🌸 Baş Belası 🌸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin