Euria

143 62 97
                                    

İrice açılmış gözleri ile avcunda gezinen kılıcı, ona bulaşan kanı izledi genç adam. Bir kaç damla kan onu korkutmazdı elbet, gözlerini bu denli açmasına sebep, nedensizce aldığı yaraydı.

Genç kadın kılıcı yaradan ayırıp yeniden koltuğuna yasladı. Çocuğun şaşkın ifadesini gördüğünde mahcup bir gülümseme takındı.

"Özür dilerim Raiden. Öncesinde seni uyarmam gerekirdi değil mi?" dedi.

Raiden önemli olmadığını söylemek ve bu eylemin nedenini sormak için ağzını açsa da konuşamadı. Sözleri nereden geldiği belli olmayan, zihnini sarmalayan, kadifemsi ama sert bir sesle dolmuştu. Genç bir adamın sesi, azarlar bir eda ila cevapladı Prensesi.

"Evet, Renya. Uyarman ve rıza alman gerekirdi."

Raiden anlamaz gözlerle prensese baktı, duyduğu güçlü sesten emin olmak ister gibi.

"Prenses?" dedi sorarcasına, titrek bir sesle. Genç adam bir süreliğine aklından şüphe eder olmuştu. Çocuğun kaygılı ifadesine karşın Prensesin cevabı bir gülümsemeden daha fazlası değildi.

"Beni duyuyorsun değil mi Raiden?"

Çocuk çekingen bir ifade ile belli belirsiz başını salladı. Akla zarar, zihninde gezinen sesin gerçekliğinden emin değildi. Delirdiyse eğer bunu prensesin anlamasını istemezdi.

"Ben Prens Agust Alalgar, nam-ı diğer Ejderha Kalbi. Zamana meydan okuyan Ejderha Kalbi yalnızca bir kılıçtan ibaret değil. Bunu zaten biliyordun ama efsane sanıyordun değil mi?"

Çocuk yeniden başını salladı. Duyduklarından emin olmak ister gibi prensese baktığında Renya söze girdi.

"Onu duyuyorsun Raiden. Bir ejderha olduğuna kanıt budur. Eğer ejderha soyundan geliyor olsaydın, Prens Agust'un sözlerinin sana ulaşması için bir kaç damla kana ihtiyacın olmazdı. Bir ejderhasın çünkü dört kavmin kanına sahipsin. Su, yer ve gök'e dayalı bir soy garip olmazdı. Eksik olan ateşti. Ancak ateşin çocuklarının soyu yüz yıllar önce yok oldu. Ateşin çocuklarından geriye Metheus ve Neva kaldı. Rouge Neva'nin soyundan geliyor, bunu biliyorsun. Sense bir Tianie'nin oğlu Metheus'un soyundan geliyorsun."

"Ben ateşin çocuklarının soyundan geliyor olamam Prensesim. Benim yüreğimde kötülük yok." dedi çocuk sesi titriyordu.

"İblis avcıları..." dedi ejderha " Hangi evlat ana rahmine kötü bir tohum gibi düşer ki? Ademoğulları, Havvakızları yürekleri karanlıkla kaplı bir grup kötü tohum mu sence? Kalbi karanlık olanlar var diye tüm adem-havva çocuklarına şeytan gözü ile bakabilir miyiz?"

"Tabii ki hayır." dedi çocuk başını yere eğmişti.

"Hepsinden önemlisi Raiden, bir ateşin çocuğu ile tanışma fırsatın oldu mu? Senden yüzyıllar evvel yok oldular değil mi? Adını kimliğini bilmediğin bir nesle yalnızca duyduğun hikâyeler için düşman olamazsın."

"Onlar ejderhaları yok etti." dedi Raiden bu defa coşkun bir sesle. "Sıra insanoğluna geldiğinde diğer kavimler engel oldu." Sesinde ki gereksiz yükselişin farkına vardığında özür diler gibi ekledi. "...efendim"

"Raiden bizi anlamıyorsun. Bireylere öfke duyulur bunu anlarız. Ama tanımadığın, tanımanın mümkün olmayacağı bir kavme nefret beslemen bize yakışmayacaktır." diyerek devam etti Ejderha ve ekledi. ''Ejderhalar merjhametleri ile anılır.'' Yalandı. Ejderhaların merhametle anılması bu çağa özgüydü. Ejderhalardan medet umanlara, duacılara özgüydü. Onları bir kez dahi tanıma fırsatı bulamamış Gaya'nın yetimlerine özgüydü.

ZERO: Buz ve Su sıfırda buluşur.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin