"Sen bir fey değilsin Shantan."
Gergince gülümsedi genç adam. Ne diyebilirdi ki? Daha ne kadar gizleyebilirdi?"Bunu nereden çıkardın?" dedi. Sesi istemsiz titriyordu, söylediği ve söyleyeceği her şeyin gereksiz olduğunu biliyordu. Yine de savunmaya çalıştı kendini. "Euria da kanı manipüle edebiliyor. Ayrıca yeterince emek veren her fey işaretini gizlemeyi öğrenebilir." dedi, sakin kalmaya çabalayarak.
Çabasının boşuna olduğunu biliyordu. En başta Laura ondan kızını aramasını istediğinde de Laura'ya kaygısından bahsetmişti. Ancak Laura, kuruntusunun boşuna olduğunu ve gerçeğin eninde sonunda ortaya çıkacağını anlatmıştı uzun uzun.
Renya, elini gergin adamın omzuna koydu. Sakinleştirmeyi ummuştu.
"Euria kana değil, kan içerisindeki suya hükmediyor. Sen ise toprağa değil, toprak içerisindeki metale hükmediyorsun. Yani kana da hükmedebilirisin, içerisinde ki mineralleri kullanarak bir suya da."
Adam ellerini kavuşturdu. Sıkıca yumruk yaptığı bir elini, diğeri ile sarmıştı. Derin bir nefes saldı burnundan. Eninde sonunda varacağı sona ulaşmıştı. Açılmaya da açıklamaya da hazır değildi.
"Biliyorum." diyerek devam etti kadın. En nazik ses tonunu seçmişti kendine. "Böyle nadir bir gücün nereden geldiğini biliyorum. Beni nasıl bulduğunu biliyorum. Agust'u neden duyabildiğini biliyorum." dedi. Elleri adamın omzundan ayrıldı. Shntan'ın sıkıca yumruk yaptığı elinin üzerine koydu elini. Bildikleri bununla sınırlı değildi elbet. Kalbini saran yersiz güvenin sebebini de, daha bir kaç gün evvel tanıştığı bu adama duyduğu yakınlığın sebebini de anlamıştı.
Bir Kraliçe kaç yaşında olursa olsun, Tebaası onun evladıdır. Renya'nın istemsizce gösterdiği anne sevgisi belki de bu yüzdendi.
Sözlerini toparlayan adam konuşmaya başlamadan evvel derin bir nefes aldı.
"Gücü ortaya çıkmamış bir fey'dim. Babam için büyük bir utanç kaynağı... Faydasız en küçük evlat... Her şey ben on iki yaşımdayken değişti Renya. Sen onu uyandırdığında..." dedi göz ucu ile Ejderha Kalbini işaret ederken. "Önce zerreleri hissetmeye başladım. Çeliği, demiri, altını, gümüşü var eden zerreleri... Sonra onları duymaya başladım. Sonra da onlara hükmetmeye... Görülmemiş bir kabiliyet olarak adlandırdılar yeteneğimi. Ben de öyle sanmıştım.'' dedi omuz silerek ''Ta ki o beni çağırana kadar." gözleri yeniden kılıç ile buluştu.
"Seni bulmak bu yüzden zor olmadı. Yıllardır beni çağıran sesi takip etmem yeterliydi." dedi Shantan. Dudaklarından sesli bir nefes saldı. Yüreği ağırlaşmıştı. Nefesi ciğerlerine yetmiyor, kalbi delice çarpıyordu.
"En az annen kadar zekisin Reny." dedi. "Bana metal feyi diyenler dahi oldu. Ailem, babam, kardeşlerim, kavmim, kimse ne olduğumu anlamamıştı. Ama Laura, o beni ilk gördüğünde anladı. Ne olduğumu, kim olduğumu... On sene önceydi sanırım. Ellerimi tutup 'seninle tanışmak benim için büyük bir mutluluk, artık kızımın yalnız olmadığını biliyorum.' demişti." dedi. Gülümsemeye çabalıyordu.
''Pekala Shan.'' dedi Renya. Bakışları adamdaydı. ''Duymam gerek. Bana söyler misin? Sen nesin?'' sesi cesaretlendirmek ister gibiydi.
Derin bir nefes aldı. Ne olduğunu biliyordu. Ama bir defa olsun sesli olarak söyleyememişti. Kimse ona sormamış, kimse ondan duymayı beklememişti. Sanki bir kez olsun dile getirirse bir daha asla eskisi gibi olamayacaktı. Sanki doğduğu evi, doğduğu haneyi, kimliğini ve varlığını terk etmek gibiydi. Yeniden nefes aldı.
''Ne olduğumu biliyorum ama illa da duyman gerekiyorsa...'' dedi tuttuğu nefesini salarcasına fısıldadı. ''Ben bir Ejderhayım.''
''Bu bir sır.'' dedi Renya gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZERO: Buz ve Su sıfırda buluşur.
FantasyBir varmış bir yokmuş zamanın birinde âdemoğulları, havva kızları, devler, cüceler, periler bir arada huzur içerisinde yaşarlarmış. Birbirlerinden korkmaz ve gizlenmezlermiş. Lakin bu huzur dolu günler bir gün geride kalmış. Çünkü âdemoğullarından...