Yatağa sırtını dayayıp uykuya dalmış olan adam, yavaşça araladı gözlerini, geriye yatırdığı başını kaldırdı. Saçlarında gezinen el bölmüştü uykusunu.
"Günaydın" dedi genç kadın gülümsemeye çabalayarak. Yatakta doğrulmaya çalışırken sağ yanına fazla yüklenmiş olacak ki çektiği acı ile inledi.
Gray hemen oturduğu yerden kalktı. Renya'ya doğrulması için yardım ederken "İyi misin?" dedi.
"Eh. Yaşıyorum işte." dedi Renya zoraki bir gülümseme ile. Sırtındaki yara izine ulaşmaya çalıştı, bu çabası dudaklarından bir inilti daha çıkmasına sebep oldu. Eli yara izi ile buluştuğunda genç kadın suratını ekşitti.
"Sanırım izi kalacak." dedi. Sonra gözleri merak ve tedirginlikle odada gezindi. Gray kadının ne aradığını biliyordu. Gülümsedi.
"Burada." dedi kadına kılıcını uzatırken.
Reny eline kılıcını alırken gülümsedi. Soğuk çeliğe duyduğu özlem onu şaşırtmıştı.
"Ben de seni özledim Renya."
Agust'u duymazdan gelerek Gray'e döndü.
"Ne kadar zamandır uyuyorum."
"İki akşam, bir gün ortası." dedi adam. Kadının terli alnına elini götürürken. Ateşini kontrol etmek istemişti.
Renya, arkadaşını endişelendirdiğini bilse de gördüğü ilgi hoşuna gitmişti. Gray'in üzerinde gözlerini gezdirirken, çıplak karnındaki kesiği gördü. Kaygıyla elini götürdü yaraya.
"Bu ne zaman oldu?" dedi. Gray'i koruyamamış olmaktan korkuyordu.
"Hayalet yaralardan biri sadece." dedi Gray sahte bir neşe ile.
Renya bu umursamaz neşenin gerçek olmadığını anlayacak kadar iyi tanıyordu Gray'i.
"Ne oldu?" dedi sadece. Gray artık gizlediği her şeyi anlatmalıydı. Yatakta biraz sağa kayıp arkadaşına yer açtı. Gray kendisi için açılan yere oturdu. Sırtını yatak başına dayayıp ayaklarını uzattı.
Sözlerini toparlamak ister gibi sessizce bekledi bir süre.
"Bir şey olmadı yalnızca düşündüm. Çok uzun bir gündü ve sen uyuyordun. Kaçtığım tüm düşünceler zihnimde dönüp durdu." dedi sözlerinin ardından derin bir nefes verdi.
"Peki. Neydi bu düşünceler?" dedi genç kadın merak yüklü bir sesle.
"On iki sene önce seni ilk gördüğüm günü düşündüm ve o zamandan bu zamana ne kadar değiştiğini." dedi Gray başını kadına çevirip gözlerine kaçamak bir bakış atarken. Renya'nın Gray'in aklında gezinenleri duyabildigini düşünürdü zaman zaman. Bu da o anlardan biriydi.
"Değiştiğimi düşünmüyorum. O zaman da avcıydım, şimdi de avcıyım. Tek fark artık hortlak avlıyor olmam." derken muzip bir kahkaha attı Renya. Gray'in kastettiği değişimin ne olduğunu anlamıştı.
Gray onu duymamış gibi devam etti sözlerine "Sen on yaşındaydın, bense on iki. Güvenecek sığınacak bir yer bulduğum için ne kadar şanslı olduğumu biliyordum. Ama Janos'un iyiliğini garipsiyordum sanırım."dedi söyleyeceği bir sonraki cümle üzerine biraz düşünüp devam etti.
"Biliyor musun babana bana neden bu kadar iyi davrandığını sormuştum? O da muhtemelen benimle dalga geçmek için tuhaf şeyler söylemişti." dedi aklına gelen anı ile gülümseyerek.
"Ne söylemişti?" dedi genç kadın Gray'in gülümsemesine eşlik etmişti.
"Her baba kızı için güçlü bir koca ister demişti. Ona olan borcumu ileride seninle evlenerek ödeyebilirmişim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZERO: Buz ve Su sıfırda buluşur.
FantasyBir varmış bir yokmuş zamanın birinde âdemoğulları, havva kızları, devler, cüceler, periler bir arada huzur içerisinde yaşarlarmış. Birbirlerinden korkmaz ve gizlenmezlermiş. Lakin bu huzur dolu günler bir gün geride kalmış. Çünkü âdemoğullarından...