Peri Külleri

574 210 325
                                    

"Gaya" diye fısıldadı genç kadın. Şehri de masallara ilham o ormanı da hiç görmemişti. Yalnızca bir defa annesinden dinlemişti hikayeyi.

Gaya her şeyden önce koca bir ormadı ve bu orman perilerin şehri olarak anılırdı. Sarı zambaklar ve zamana meydan okuyan yaşlı, mavi gövdeli ağaçları ile ünlüydü.

Bu dev ağaçların tepelerinde Gök kavminin perileri yaşardı.

Koca ormanın derinliklerindeki rengarenk parıltıları ile ünlü göllerde Su kavminin perileri hayat bulurdu.

Ormanın içinde ilerlerken her adımda rengi koyulaşan toprak Yer kavminin perilerine hizmet ederdi.

Ve ormanın tam ortasında iki kaya'nın arasında sönmeye yüz tutmuş beyaz bir alev vardı. Belki de zaman dahi var olmamışken bu alev koca bir yangına benzerdi. O yangın ateşin çocuklarına aitti.

Hikayeye göre Ateşin çocukları diğer tüm perilerden farklı olarak insanoğludan haz etmezler, onlarla iletişim kurmayı hoş karşılamazlardı. Ademevlatları onlar için bir tehdit gibiydi. Ancak başlarındaki ılımlı kral Felix ateş evlatlarını dizginlemeyi başarıyor, ortaya çıkabilecek her gerilimde tebaasını sakinleştirmenin bir yolunu buluyordu. Krala biçilen ömür dolup da yerine oğlu Ignum geçince Ateşin çocukları önünde onları durduracak hiçbir şey kalmamıştı.

Rivayete göre, Ignum'un önderliğinde ateşin çocukları, insanoğlunu ortadan kaldırmaya yemin etmişti. Ancak su, gök ve yer kavmi onlara engel oldu. Gök kavmi ateşin gücünü kırarken, Su kavmi ateşi kontrol altına aldı. Yer kavmi ise ateşi toprak altına sürdü. Bir gün geri dönüp intikamını alacağına yemin eden ateşin çocuklarından geriye yalnızca o küçük beyaz alev kalmıştı.

Renya hikayeyi aklından geçirirken istemsizce tebessüm etti. Annesinden bir 'iyi geceler masalı' ydı bu. Bir zamanlar bunun yalnızca bir masal olduğunu zannederdi. Annesi hikayenin devamını hiç bir zaman anlatmamıştı. Hikayenin buraya kadar ki kısmını bu diyarda doğmuş olan her çocuk bilirdi. Ancak sonrası bir masal değil, tarihin acıklı bir anlatısıydı.

Gözlerini yoldan ayırıp hemen yanında seyreden dostuna çevirdi. 'Gray hikayenin devamını biliyor mu?' diye düşündü.

Neden sonra "Hiç Gaya'ya gitmiş miydin?" diye sordu.

"Hayır." dedi Gray "Yalnızca hikâyesini biliyorum ne zaman nerede dinledim hatırlamıyorum ama Gaya'yı görmeyi hep istemişimdir ve tabii o koca beyaz alevi... " dedi. Göz bebeklerinde heyecan vardı.

"Ateşin çocukları..." diye mırıldandı Renya. Beklendiği şekilde değildi belki ama Ateşin çocukları intikamını almıştı.

"Beyaz alev artık orada değil." dedi Renya. Gray'in hikayenin tamamını bilip bilmediğinden emin olmak istiyordu.

Gray duraksadı. "Nerede peki?" dedi. Genç kadının ses tonundan cevabı bildiğini anlamıştı.

"Hortlaklar çaldı." dedi genç kadın. Hafifçe yutkundu kuracağı cümlenin ağırlığını hissetti boğazında "Kendilerinden olmayanları yakmak için kullanıyorlar."

"Ateşin çocukları intikamını alıyor yani." dedi Gray umursamaz davranmaya çalışarak.

Kendilerinden olmayanları yakmak için diye geçirdi içinden yani benim gibileri...

Renya kurduğu cümlenin ağırlığını silmek istercesine devam etti.

"Gaya artık o hikayedeki gibi bir yer değil." dedi. "Her şey bundan tam on beş yıl önce olmuş." hikayesine devam etmek için onayını beklercesine baktı Gray'e.

ZERO: Buz ve Su sıfırda buluşur.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin