"Ben her şeyin kokusunu alırım Buz Şeytanı." dedi gözlerini sudan ayırmadan. Sonra yüzünü Gray'e döndü."Ve sen bir büyücü gibi kokmuyorsun."
"Nasıl yani?" dedi Gray adamın sözlerini anlamlandıramamıştı.
"Bilmiyorum." dedi Shantan düşünceli bir sesle "Sen bir büyücü değilsin Gray. Bu yetenek neyin nesi bilmiyorum ama sen Su kavmi soyundan geliyor olamazsın"
Gray, Shantan için sarmış olduğu sigarayı götürdü bu defa dudaklarına. Shantan haklıydı. Ailesinin geçmişinde bir su kavmi feyi yoktu. Annesi veya babasında da benzer bir yetenek görülmemişti. Bunun, çok uzak atalarından aldığı bir miras olduğunu düşünmüştü. Belki de değildi.
"Belki de gerçekten iblis tohumuyumdur." dedi Gray gülümsemeye çabalayarak.
Yeteneği hep ondan ayrı bir parça gibiydi. Ona ait değildi. Damarlarında dolaşsa dahi Gray'den bağımsızdı. Gray sigarasının son dumanını dudaklarından bırakırken soracağı sorunun aptalca olup olmadığını anlamaya çalışıyordu.
"Büyüm, benim olmayabilir." dedi Gray çekingen bir sesle. "Bir ihtimal Euria'dan geliyor olabilir." Bunu şu an Shantan'ın sözleri ile birden aklına gelmiş değildi. Uzun zamandır bunu düşünüyor, bu fikir aklını meşgul ediyordu.
"Nasıl yani? Büyü bölüşebileceğin bir şey değildir, Gray." dedi Shantan, kendisine sorulan tuhaf soru karşısında istemsizce gülümsemiş, sert ifadesi bir kaç saniyeliğine dahi olsa kaybolmuştu.
"Aramızda farklı bir bağ var. Yani sevginin dışında bir bağ. Somut bir bağ." dedi Gray. Durumu açıklayacak bir sözcük arar gibiydi. "Bir şeyi paylaşıyor gibiyiz. Bir bütünün iki ayrı parçası gibi." Shantan'la değil de kendi kendine konuşuyordu sanki. Aklından geçen cümleleri ancak toparlayabilmiş gibi yüzünü yanındaki genç adama döndü. "Bunun bir kan büyüsü olduğunu düşünüyoruz." dedi.
Shantan bir kahkaha attı. Kendini tutamamıştı. "Gray, kadim kitaplarda dahi bir gücü diğerinde var edecek bir tılsım yok. Böyle bir şeyi ne gördüm ne duydum." dedi. Sözlerine devam edecek, belki de Gray'i küçümseyen cümleler kuracaktı. Ama Gray'in dudaklarından dökülen tek cümle onu susuturdu.
"Euria'da oluşan her yara bende de peydah oluyor. Büyümü kullandıkça varlığını hissediyorum.'' dedi bir çırpıda.
Shantan'ın ifadesiz yüzünde gözlerini gezdirdi bir süreliğine, bir tepki bekledi. Ancak Shantan aklından geçenleri gizlemek konusunda yetenekliydi.
"Bu yolculuğa Euria'yı bulmak için çıktık. Bunu zaten biliyorsun. Ama en başta Euria'yı arama sebebimiz zaten onu hissediyor olmamdı. Ben Euria'yı ilk defa büyümü kullandığım gün hissettim." dedi tek nefeste. Karşısındaki adamın cevabını bekledi bir süre. Shantan bir cevap verebilmek için ağzını açtığında ise Gray çoktan sözlerine başlamıştı.
"Euria ile büyüm arasında bir bağ olduğunu zaten düşünmüştüm. Ama söylediklerin bundan emin olmamı sağladı." dedi önce. Sonra rica yüklü bir ses tonu ile devam etti. "Bunun ne olduğunu öğrenmeliyim Shantan. Belki de bilinçsizce Euria'nın gücünden çalıyorum ve..." sözleri Shantan'ın soğuk sesi ile kesildi.
"Belki de Euria senin ömründen çalıyor.'' Soğuk gözleri irileşmişti. Shantan düşünüyordu. Anlatılan onca safsatayı, yersiz dedikoduları Mirena'yı düşünüyordu. Gajeel Mirena'yı ve adının yanına dahi yakışmayan o uğursuz adamı düşünüyordu.
...
Güneşin ilk ışıkları Renya'nın yüzünde gezinirken, kadın zaten çok hafif olan uykusundan uyandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZERO: Buz ve Su sıfırda buluşur.
FantasyBir varmış bir yokmuş zamanın birinde âdemoğulları, havva kızları, devler, cüceler, periler bir arada huzur içerisinde yaşarlarmış. Birbirlerinden korkmaz ve gizlenmezlermiş. Lakin bu huzur dolu günler bir gün geride kalmış. Çünkü âdemoğullarından...