1.BÖLÜM

236 147 81
                                    

Herkese merhabaa! Hikayemin ilk bölümüyle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. 

Şimdi kısaca hikaye hakkında bilmeniz gerekenleri anlatacağım: İlk önce şunu söylemeliyim ki kesinlikle sonu sizleri hayal kırıklığına uğratmayacak. Boşuna okumuş olmayacaksınız. Öyle bir son olacak ki şaşıp kalacaksınız. Bana göre bir hikayenin sonu, başlangıcı kadar önemlidir. Bu yüzden en iyi sonu yazmaya çalışacağım. Güneş ve Gündüz'ün hikayesine yakışır bir son olacak.

Hepinize iyi okumalar dilerimmm...

*******

1.BÖLÜM

Nerede BU İNSANLAR?!

Tam karşımda ünlülere ve yazarların kitaplarına ait posterlerle dolu bir duvar var. O duvarın yanında içi ağzına kadar dolu olsa da çoğu zaman giyecek bir şey bulamadığım mor giysi dolabım... Onun hemen bitişiğinde içi kitap dolu olan minik beyaz kitaplığım... Tavanda annemin doğum günümde aldığı fosforlu yıldızlarım ve mor kelebekli avizem... Yerde krem, siyah ve altın sarısı renklerinden oluşan gezegenli halım... Mor ve altın sarısı renklerinin hakim olduğu nevresim takımının örtülü olduğu beyaz yatağım... Kenarda bacaklarını karnına çekmiş bir şekilde "Ev neden bu kadar sessiz?" diye merak edip ama yerinden kıpırdamayan bir adet ben...

Gerçekten ev neden bu kadar sessiz? Yoksa... Yoksa ben mi sağır oldum? Ama sağır olmuş olamam ki... Daha demin yataktan düşerken çıkardığım o sesi ve attığım çığlığı duydum. Acaba düştükten sonra mı sağır oldum? İyi de düşünce bir yerimi kırardım, neden sağır olayım ki? Bence ben düşerken kafamı bir yere çaktım ve aklımı kaybettim. Evet... Evet... En mantıklısı bu...

Bu sessizlik artık canımı sıkmaya başladı. Üstelik sokaktan da hiç ses gelmiyor. Kesin bir şeyler dönüyor ortalıkta. Salonda, oturma odasında, mutfakta, banyoda, tuvalette kimse yok. Evde sadece ben varım anlaşılan. Acaba nereye gittiler? En iyisi telefon etmek.

Herkesin telefonu kapalı. Başlarına bir iş mi geldi acaba? Komşuda olabilirler. Tabii ya! Bunu neden düşünemedim? Başka nerede olacaklar, komşudalar.

*******

Zile kaç defa bastığımı hatırlamıyorum ama yine de açan olmadı. Diğer komşulara da gittim. Durum aynıydı. Hatta başka apartmanlara bile baktım. Hiç kimse evde yok. Üstelik sokaktan ne bir araba geçiyor ne de bir insan. Sanki bir patlama olmuş da benim dışımdaki bütün insanlar atomlarına ayrılmış. Çıldırmak üzereyim! Nerede bu insanlar?!

Tekrar eve geçip sosyal medya hesaplarımı kontrol ettim. Durum burada da farklıydı. En son yapılan paylaşım gece yarısı yapılmıştı.

Normalde milyonlarca kişinin paylaşım yaptığı sosyal medyada bugün bir kişi bile paylaşım yapmamıştı. YouTube'a girdim. Orada da durum aynıydı. Kimse bir şey paylaşmamıştı.

'Belki paylaşılmıştır.' diye ümit ederek sayfayı yeniledim ama durum değişmedi. Öylesine gezinirken bir video başlığı dikkatimi çekti: "Dünya'da kalan son insan!" Olabilir miydi? Bu gerçekten olmuş olabilir miydi? İyi de bu çok saçma! Kimse yokken ben tek başıma ne yapabilirim ki? Bu kesin bir şaka olmalı, değil mi? Bence öyle. Yani öyle olmalı... Lütfen öyle olsun...

Gözyaşlarım teker teker akarken kendimi çaresiz hissediyorum. Tek başıma nasıl yaşayabilirim? Bu yükü kaldırabileceğimden emin değilim. Çok korkuyorum. Elimden hiçbir şey gelmiyor. Bu koskoca yerde artık tek başımayım... Ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yok. Üstelik şu anda tek yapabildiğim önümdeki ekrana boş boş bakıp ağlamak. Bu çok korkunç. Gerçekten şu anda yaşayan tek insan ben miyim? Ben neden yaşıyorum peki? Çok zeki değilim, belli bir yeteneğim yok, süper güçlere de sahip değilim... Neden ben? Milyonlarca insan varken neden ben? Hem benim yerimde başka biri olsa daha iyi şeyler yapabilirdi. Mesela kendine bu soruları sormazdı ve bu şekilde düşünmezdi.

********

Saat 16.08... Ben üç saatten fazladır bir köşeye geçmiş ne yapacağımı düşünüyorum. Keşke düşünmem de bir işe yarasa... Sabahtan beri ağlamaktan resmen canım çıktı. Açlıktan karnıma ağrılar giriyor ama bir lokma yiyemeyecek haldeyim. Annem burada olsaydı bana zorla yemek yedirir ve "Bir işi de kendin yap!" diyerek kızardı. Şimdiyse tek başımayım. Sonsuz yalnızlığımın tam ortasında... Resmen yaşayan son insan benim. Yalnızlığımı sadece duvarlarla paylaşabileceğim artık... Korktuğumda bana sarılacak ve geçeceğini söyleyecek kimse yok artık... Çaresiz hissettiğimde umudumu yitirmem kaybetmemem gerektiğini söyleyen kimse yok...

Artık yeter! Ağlamaya bir son vermem şart! Ömrümün sonuna kadar burada oturamam. Bir yol bulmalıyım. Benden başka insan olup olmadığını öğrenmenin bir yolunu bulmalıyım. Peki bunu nasıl yapacağım? En iyisi bir liste oluşturmak...

Yapılabilecekler:

1-) Sosyal medyada gönderiler ve hikayeler atma,

2-) Yüksek bir yere çıkıp kimse var mı diye bakınma

3-) Konum bilgisinden hareket eden birisi var mı diye bakınma

4-) Mikrofonla anons yapma

5-) Her yere "Yaşayan biri varsa bana bu numara ya da adresten ulaşsın..." yazılı afişler asma

Yarım saatten fazladır ne yapabileceğimi düşünüyorum ve sadece beş tane bulabildim. Belki açlıktan düşünemiyorumdur. Belki de yorgunluktan. Sanırım ikisini de denemem gerek. Yoksa ya açlıktan bayılacağım ya da yorgunluktan...

Evde olan şeyleri yemek istemediğim için markete gitmeye karar verdim. Yanıma da sadece saç tokamı aldım. Paraya ihtiyacım yoktu. Ne de olsa her şey benim. Ne kadar harika(!) değil mi?..

SON İNSANLAR: GÜNEŞ VE GÜNDÜZ (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin