2. Bölüm

58.5K 1.8K 761
                                    

Kapının ısrarla çalınmasıyla söylenerek gözlerimi araladım. "Duru hanım, Karan Bey sizi kahvaltıya bekliyor." Dönüp saate baktığımda 09.00 olduğunu gördüm. "Tamam geliyorum." Odada ki tuvalete gidip elimi yüzümü yıkarken aynada kendime baktım. Bütün gece rüyalarıma giren adam yüzünden uyuyamamış bu yüzden de gözlerim kızarmıştı.

Yatağımıda düzeltip üstüme gri eşofmanımla beyaz sweatimi giyip odadan çıktım. Yemek masası görüş açıma girince Karan'ın başa oturduğunu gördüm. Çaprazında ki sandalyeyi çektiğimde dikkatle baktığı tabletten bakışlarını çekip bana bakmıştı.

"Günaydın." Ona sadece başımı sallayarak cevap verdim. Hala nasıl hitap etmem gerektiğini bilmiyordum. Kaç yaşındaydı onu da bilmiyordum ama en az 27 var gibiydi. Üveyde olsak kuzendik yani abim sayılırdı o zaman en iyisi abi demekti sanırım. Daldığım düşüncelerden kurtulup elime çatalımı aldım. Ama o sırada yeni gördüğüm şeyle şaşkınlıkla Karan'a baktım.

Tabağıma masaya donatılmış olan kahvaltılıklardan koyuyordu.
"Fazla zayıfsın yemek yemiyor musun sen?" Ben gözlerimi kırpıştırıp ona bakarken. Cevap vermediğimi görüp gözlerini bana çevirdi. "Bu tabak biticek. Anlaşıldı mı küçük hanım?" Tabağımı tıka basa doldurmuştu akşama kadar yesem bitiremezdim. Yinede sesimi çıkarmadım. "Be.. ben teşekkür ederim." Başını sallayarak tabletle ilgilenmeye devam etti. Aklımda olan soruyu sordum.
"Kaç yaşındasın?" Önce dikkatle yüzümü inceledi onunla konuşmama şaşırmış gibi bir hali vardı. Tableti bir köşeye bırakıp kahvesinden bir yudum aldı.

" 27 yaşındayım." Tahminimin doğru çıkması beni mutlu ederken aklımda olan diğer bir soruyu yönelttim. "O zaman sana abi demeliyim herhalde." Kaşları çatıldı söylediğimin yanlış olup olmadığını düşündüm ama hayır gayet mantıklıydı. "Nasıl istersen öyle seslen." Sert çıkan sesiyle bir an tereddüt ettim. Gerilen bendenimle "Şey eğer raha.." Keskin bakışları ve sert sesiyle sözümü kesti.

  "Sıkıntı yok 17 yaşındasın ve bende 27 abi demen lazım zaten."

Bu konuştuğumuz son şey oldu. Kahvaltı sessiz sürdü zaten bende daha fazla konuşmak istememiştim.

.

Karan gideli baya bir zaman geçmişti. Evi biraz dolaşınca bir sürü kitabın olduğu bir odayla karşılaşmıştım. Seçtiğim bir kitabı odada olan koltuğa oturup okurken. Uyku hafifinden bastırmıştı ama gözlerimi kapattığım her an iğrenç anılırın önüme gelmesine sebep oluyordu. Uyuyamamanın verdiği sinirle aşağı kata indim. Bahçeye çıkmak için adım attığımda bir sürü adam olduğunu fark ettim. Rahat edemiceğimi düşünüp salonda oturdum.

"Duru Hanım, bir isteğiniz var mı?" Aniden sormasıyla irkilmiştim. "Kusura bakmayın korkuttum mu?"

Kadının endişeli bakışları yüzümde gezinirken "Yok önemli değil, şey Karan ne zaman gelicek acaba?"

Kadın saate bakıp "Birazdan gelir efendim. Ben sofrayı kurdum sadece yemekleri koyması kaldı, çıkabilir miyim diye sorucaktım."

Kaşlarım çatılırken neden bana sorduğunu anlamamıştım. Sonuçta Karan'ın çalışanıydı benim değil. Kadının hala benden bir cevap beklediğini görünce

" Şey yani tabii çıkabilirsiniz. Gerisini ben hallederim." Kadın arkadını dönüp gidicekti "Adınız nedir acaba?" Tekrar bana samimi bir gülümsemeyle döndü "Sevim Duru Hanım."

Kendimi her hanım dediğinde garip hissettiğim için "Bana Duru diyebilirsiniz, ben pek alışkın değilimde."

"Karan Bey'in kesin emri var efendim." Kaşlarım çatılırken sebebini sorguladım. " Tamam o zaman sadece onun yanında öyle söylersiniz."

UMUDUMSUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin