Gözlerimi sımsıkı kapatım. Allahım lütfen bu bir rüya olsun. Gözlerimi geri açtığımda hala aynı yerdeydim. Hala aynı görüntü bilgisayar ekranındaydı. Bu bir rüya değildi, bu gerçekti."Bunu bana yapmış olamazsın."
Birkaç saat önce...
Karan'ı zorla kaldırdırdığım yataktan kendim çıkamamıştım. Su sesi kesilince birazdan çıkacağını anlayıp yataktan kalktım. Odadan çıkıp kendi odama girdim. Üstümde ki pijamalardan kurtulup taytımı ve bol sweatimi giydim. Ellerim saçlarıma giderken Karan'ın ördüğü saçlarımı açmayı hala reddetiyordum. Yüzüme büyük bir gülümseme yayılırken derin bir nefes aldım.
Tuvalette de işlerimi hallettikten sonra aşağı kata inmek için odadan çıktım. Burnuma güzel kokular gelirken Sevim ablanın yine döktürdüğünü anladım.
Masayı görmemle gözlerim parladı resmen. Tabakta duran salatalığa uzanmışken ensemde bir nefes hissetim. Enseme konan küçük öpücükle gözlerimi kapatırken Karan ellerini belime koyarak beni kendine döndürdü. "Benim güzelim çok mu acıkmış."
Gülümseyen yüzüne hayran hayran bakmaktan kendimi alamazken elimi omzuna koyarak ona doğru yükseldim. Yanağına dolu dolu bir öpücük bırakıp geri çekildiğimde, bunu beklemediğini belli eder bir şekilde bakıyordu.
"Ne içindi bu." Ellerimi bu sefer yanağına getirerek iki yanağınıda parmaklarımın arasına sıkıştırdım. "Çok tatlısın da ondan." Gülümseyen suratı giderken ben bu haline sadece güldüm.
Ani bir hareketle beni kendine çekti ve burnumu ısırdı. "Ah, Karan ne yapıyorsun ya acıttın." Onu ittirmeye çalışırken o bana alayla baktı. "Onu demeyecektin güzelim, sen kaşındın." Ona sinirli bir bakış atıp kendimi geri çektim. "Çekil şurdan, sinirlerimi bozma benim."
Tam dönüp gidiyordum ki beni kolumdan tutup tekrar kendine çekti. "Ama sinirlenince ayrı bir güzel oluyorsun." Burnunu burnuma sürttü. Sinirli halim kısa sürerken ayak sesleri duymamla Karan'ı geri ittirdim. Bu yaptığıma kaşlarını çatarken Sevim abla yanımıza geldi.
"Günaydın efendim, kahvaltıyı hazırladım. Başka bir isteğiniz yoksa evin eksikleri için markete gideceğim."
Karan sert bakışlarını benden çekerek Sevim ablaya baktı. "Yok, gidebilirsin."
Sevim abla bana gülümseyip gitti. Tekrar Karan'a döndüğümde hala kaşları çatık bana bakıyordu. "Bakma öyle bana, bizi öyle mi görseydi."
Bir şey demeden bakmaya devam edince eline elimi sarıp masaya doğru çektim. "Hadi bak ben çok acıktım."
Şirin bir gülümsemeyle ona bakarken o da sonunda kaşlarını düzeltmiş normale dönmüştü.
Kahvaltımı yemeklere saldırmam üzerine Karan'ın bana kıtlıktan çıkmışım gibi bakmasıyla geçmişti.
Aon lokmamıda tutmamla geriye yaslandım. "Şiştim resmen."
"Yemediğin bir ben kaldım da ondan." Ona gözlerimi devirirken aklıma gelenle kaşlarımı çattım. "Kilo alsam beni sevmez misin?" O da geriye yaslanarak kahvesinden bir yudum aldı. "Tabii ki severim Duru." Gözlerimi kısarak ona baktım. "Ama böyle 100 kilo falan alsam, yine de sever misin?"
Dudağının kenarı kıvrılırken bana ciddi misin bakışı attı. "O zaman seni yuvarlıya yuvarlıya spora götürürüm." Tek kaşımı kaldırarak ona bakınca devam etti. "Yuvarlarken de severim."
Dediğine gülerek masanın altından ayağına vurdum. "Peki karınca ols.." Karan hızla masadan kalkıp sözümü kesti. "İşe geç kalıyorum, gidiyorum ben."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUDUMSUN
RomanceNefes alış verişlerim gittikçe azalırken gözlerimin karardığını hissettim. Ağzıma dayanan astım ilacımı hissederken dudaklarımı araladım. Derin bir nefes çektiğimde gözlerimi yavaşça açtım. Gözlerim koyu gözleriyle buluştu. Boynuna sarılıp göz yaş...