27. Bölüm

32.4K 1.4K 465
                                    



"He evet çorba, gidiyim yapıyım ben o zaman." Heyecandan kelimeler birbirine karışırken yüzümün yandığını hissediyordum.

Karan'ın dudağının kenarı kıvrılırken "Bencede öyle yap." Dediğine başımı sallarken sersem gibiydim. Yanından koşar adımlarla uzaklaşıp mutfağa girdim. Kendime su doldurup içerken yüzümü serinletmeye çalışıyordum.

Daha fazla oyalanmadan çorbayı yapmak için malzemeleri çıkarttım.

Çorbanın pişmesini beklerken Karan'ın yanına gitmeyi düşündüm ama nasıl davranacağımı bilmiyordum.

En iyisi mutfakta oturmaktı sanırım, kendime su doldurup mutfakta ki masaya oturdum.

Karan ile öpüşmemiz aklıma gelirken dudağımı ısırdım. "Güzelim niye burda oturuyorsun?" Kapının kenarında dikilmiş bana bakıyordu kaşlarım çatılırken sinirle soludum. "Kaç defa daha diyeceğim, yatıp dinlenmen gerektiğini." Karan omuz silkip yanımda ki sandalyeye oturdu.

Elimde tuttuğum bardağı alıp suyu tek dikişte içti. "Gelmeyince merak ettim." Gözlerimin içine bakarak söylemiş yüzlerimiz birbirine yaklaşmıştı. 

Kendimi geri çekecekken sandalyenin dengesi bozuldu, yeri boylayacakken Karan sandalyeyi tutup sabitledi. "Merak etme yemem seni." Göz kırpmış ve gülümsemişti, onun bu rahat halleri beni şaşırtıyordu.

"Benim çorbaya bakmam lazım." Sesim içime kaçmış gibi konuşurken hızla kalktım ve sandalye yeri boyladı. Karan halime gülerken oda ayağa kalktı.

"En iyisi ben içeride bekliyim şimdi sen çorbayıda üstüne dökersin falan."

Dalga geçmesine sinirim bozulurken onu kapıya doğru itekledim. "Bencede sen salona git ve beni bekle."

O dediğimi yapıpı giderken çorbanın altını kapattım. Çorbayı koymak için çıkardığım kaseyi doldurdum ve bir tepsiye koydum.

Yanına su ve peçete de alırken Karan'ın yanına gittim. Bu sefer sözümü dinlemiş koltuğa uzanmıştı.

Tepsiyi kucağına bırakıp geri çekildim. Yukarı çıkmak için gidecekken bileğimi tuttu. "Nereye?" Önüme gelen saçımı kulağımın arkasına attım. "Odamdan kitaplarımı alıp geleceğim." Başını sallarken bileğimi bıraktı, odama gidip bir kaç test kitabını ve kalemlerimi yanıma alıp tekrar indim.

Karan çorbayı içmeye başlamıştı bile. "Beğendin mi?" Bakışları bana dönerken "Çok güzel olmuş." Dedi. Beğenmesine mutlu olurken koltuğun diğer tarafına oturdum.

O yemeğini yerken bende bir kaç test çözmüştüm bu aralar okulu baya boşlamıştım ve bu durum beni çok rahatsız ediyordu. Eski tempoma geri dönmeliydim.

Diğer teste geçecekken Karan'ın ayaklandığını gördüm. "Nereye?" Tek kaşımı kaldırarak sorduğum soruyla derin bir nefes çekti.

"Tuvalete Duru, istersen sende gel." Alayla söylediği şeye gözümü devirip testimle ilgilenmeye devam ettim.

 

  Yukarıdan kırılma sesi gelirken hızla yerimden kalkıp merdivenlere yöneldim. Tuvaletin kapısını açmaya çalıştığımda kilitli olduğunu fark ettim. "Karan iyi misin, aç kapıyı." İçeriden boğuk bir ses gelirken ne dediğini anlamak için kulağımı kapıya dayadım.

"O adamı geberteceğim, ben gelmeden bir şey yapmayın." Sessiz ama ürkütücü çıkan sesiyle ben bile korkmuştum. Kapı aniden açılmış ben öne doğru sendelemiştim. "Kapı dinlemek iyi bir alışkanlık değil." Karan'ın hala sert çıkan sesi bir adım gerilememe sebep olurken omzunun gerisinden kırılan aynayı gördüm. Gözüm üstünde ki kan damlalarına takılırken Karan'ın bedenine baktım.

UMUDUMSUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin