Üçümüz masada oturmuş beraber yemek yiyorduk. Karan ve ben her zaman ki yerlerimizde Şevval'de benim tam karşımda oturuyordu."Karan Bey iki hafta sonra yurt dışına çıkmamız gerekebilir." Karan başını sallarken kaşlarım çatıldı. Şevval gözlerini bana çevirerek alaylı bir gülüş yolladı.
Bu kadının derdi neydi böyle. Gözlerimi devirip bakışlarımı tabağıma çevirdim. İştahım bir anda kapanmış bir şey yiyememiştim. Karan tabağımda ki yemeklere sadece baktığımı görüp tabağıma bir kaç şey koydu. "Bunlar bitecek Duru." Bu sefer Şevval'in kaşları çatılmış ben ona gülümsemiştim.
Bir dakika ya ben ne yapıyordum bu kadınla niye rekabet içersindeydim ki. Yemek bittikten sonra Şevval gitmiş bende odama çekilip derslerime çalışmaya devam etmiştim.
İki saattir bir matematik konusunu çalışıyordum ama hiç anlamamıştım. Yanlış çözüp silmekten yıpranan sayfaya bakış sıkkın bir nefes çektim. "Ne oldu yapamıyor musun?"
Kapıya yaslanmış bana bakıyordu. "Hayır hiçbir şey anlamadım." Yanıma gelip kitaplarda göz gezdirdi. Camın önünde ki küçük koltuklardan birini çekip yanıma oturdu. Ona şaşkınlıkla bakarken kalemi eline alıp anlatmaya başladı.
Ben hala onu incelerken "Anladın mı bunu kullanırsan daha kolay çözersin." Gözlerini bana çevirince yakalanmış olmanın hissiyle utanıp hemen kitaba döndün. "Şey bir daha anlatır mısın?" Yandan bir bakışla ona baktığımda sırıttığını gördüm.
Yanaklarım daha da kızarırken az önce anlattığını tekrar anlattı. Konunun aslında çok kolay olduğunu fark ettim.
Ben soruları çözerken yanımda oturmuş yapamadığımda kendisi çözüp anlatmıştı. Sonunda konun tüm sorularını çözdüğümüzde test kitabını kapatıp rahat bir nefes aldım.
"Yardım ettiğin için teşekkür ederim."
Oda arkasına yaslanıp gözlerini bana çevirdi. "Heyecanlı mısın?" Kaşlarım çatılırken "Ne için?"
"Pazartesi okula gidiyorsun, heyecanlı mısın?" Aslında biraz heyecanım vardı. Daha önce özel okula gitmemiştim, bana nasıl davranıcaklarını bilmiyordum.
"Biraz sanırım." Önüme gelen saçı çekmek için elimi kaldırmıştım ki Karan benden önce davranıp nazikçe kulağımın arkasına yerleştirdi. "Rahat ediceksen evde eğitim görebilirsin."
Benimle bu kadar ilgilenmesi özel hissettiriyordu. "Okula gitmem daha iyi olur. Belki arkadaş edinirim." Bu konuya sıcak baktığımı belirtmek istercesine gülümsedim. Gözleri gözlerimden gülümsememe kaydı. Tekrar bana baktı "Nasıl arkadaşlar mesela." Ne demek istediğini anlamamıştım. "Nasıl yani anlamadım." Bir eli hala saçlarımda dolaşırken kafasını biraz daha bana yaklaştırıp sanki sır veriyor gibi fısıldadı. "Erkek arkadaş, arkadaş olmayan erkek arkadaş."
Kaşlarım çatılırken "Sevgili mi demek istiyorsun?" Derin bir nefes aldı "Olabilir." Bacaklarımı kendime çekip ellerimi sardım. "Neden soruyorsun." Gözleri kısılırken istediği bir cevap vermediğimi düşündüm. "Merak." Dedi düz bir sesle. Sorusunu yanıtlamak istemedim. Çünkü bende bilmiyordum ama sanmıyordum da Karan hayatım boyunca yanında rahat hissettiğim tek erkek olmuştu kısa bir sürede. Başka biriyle böyle bir yakınlığa hatta konuşmaya girmek hala beni ürkütüyordu. Cevap alamayacağını fark ettiğinde kendini geri çekti, ayağa kalkıp "Artık dinlenmelisin bütün gün ders çalışmışsın." Cevap veremeden odadan çıktı, sinirlenmiş gibiydi ama neye sinirlendiğini anlamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUDUMSUN
RomanceNefes alış verişlerim gittikçe azalırken gözlerimin karardığını hissettim. Ağzıma dayanan astım ilacımı hissederken dudaklarımı araladım. Derin bir nefes çektiğimde gözlerimi yavaşça açtım. Gözlerim koyu gözleriyle buluştu. Boynuna sarılıp göz yaş...