ÖZEL BÖLÜM

1.3K 75 15
                                    

Bölüm sonuna size bir müjdeyle geldimm umarım özlemişsinizdir biziii

"Kardeşim hadi beni salın da gideyim. Evde karım bekler haydi da."

Eren arkadaşlarına son kez seslendi. Onu ısrarla tesiste tutuyor ve sürekli bahaneler üreterek yapacak şeyler arıyorlardı. Eren'in tek isteği ise bir an önce evine gitmekti.

"Ya abicim zaten lig daha yeni bitti. Her Allah'ın günü birbirimizi gördük. Bari bugün salın da gideyim. Hem bak doğum günüm bugün benim kızımla karımla olacağım yahu."

Elini sallayıp kısaca veda etti herkese.
Zaten sadece kemik kadro vardı.. en sevdikleri. Bir tek doruk yoktu aralarında o da yurt dışına transfer olmuştu. Neredeyse her gün düzenli olarak görüntülü konuşurlardı.

Eren ise yorgundu. 2 senedir geçirdiği uykusuz geceler.. Hem de yurt dışında futbol oynarken eşini ve kızını çok özlemişti. Hasrete dayanamayıp ani bir karar ile besiktas ile sözleşmesini imzalamıştı.

Leyla yaklaşık 1 sene boyunca fizik tedavilerden çıkmamıştı. Futbol hayatı son bulurken annelik mesleğine adım atmıştı. Zaten söylediğine göre Melodi'yi bırakıp deplasmana da gidemezdi.

Eve uzanan yolu hızlıca bitirirken Leyla'yı arayıp bir şey lazım olup olmadığını sordu. Çilek istiyorum cevabı ile birlikte markete gidip 1 kilo da çilek aldı. Her şey tamam gibiydi.

Melodi için aldığı oyuncak fili de koltuk altına sıkıştırıp arabadan çıktı. Kapı ziline basınca bir süre açılmadı. Tam telaş yapmaya başlarken Leyla ve Melodi göründü.

Henüz 2 yaşındaki Melodi babasını görmesi ile annesini bırakıp onun boynuna atladı. Kapıdaki karşılama fasılı bitince hep birlikte içeriye geçtiler. Hazır sofrayı gören Eren ise mutluydu.

Eren'in agizindan

En huzurlu günlerimden biriydi. Doğum günlerine çok fazla anlam yükleyen biri değildim ama bugün benim için çok özeldi. Geçen sene milli takım kampı yüzünden tek başımaydım. Bu sene ise eşim ve çocuğumla geçirdiğim ilk doğum günüm olacaktı.

"Doğum günün kutlu olsun hayatım."

Leyla'nın yanağıma bıraktığı sulu öpücük sayesinde gülümsedim. O ise bana kocaman gülümsemekle yetindi. Gözlerinin yanındaki çizgilere dikkatle baktım. Sanırım yaşlanmaya başlıyorduk.

Ellerimi yıkadım gibi sofraya oturdum. Melodi'yi de kucağıma oturtunca bir yandan kendim yiyor, diğer yandan ise ona yedirmeye uğraşıyordum. Üzerime nohut döktügünde ise umursamadan devam ettim. Leyla hem yemeğini yiyor hem de pür dikkat bizi seyrediyordu.

"Sevgilim gittikçe yaşlanıyoruz farkında mısın? 28 oldun."

Hatırlatması ile gerçeği birkez daha fark ettim. Futbol oynayacağım en fazla 5 Senem kalmıştı. Leyla ise geçirdiği kazadan sonra futbol oynamak bir yana düz koşu bile yapamıyordu. 2 sene boyunca piskologlardan çıkmamıştık.

Yemeğimiz bitince birlikte tabakları toplarken Leyla sendelemis gibi olmuş ve başını tutmuştu. Korkutuyordu beni bu halleri. Usulca yere çöktüğünde hemen yanına gittim.

"Hastaneye gidelim mi sevgilim"

O ise telaşla yerden kalkmaya çalışıp salondaki koltuğa uzanmıştı

"Biraz uzansam geçer."

Başımla onaylayıp mutfağa geri döndüm. Bulaşıkları da makinaya atıp dolaba göz gezdirdim. El yapımı olduğunu fark ettiğim siyah beyaz pastayı görünce gülmeden edemedim. Salonda döndüğümde ise her şey yerli yerinde gibiydi.

ALTI NUMARA |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin