ÖZEL BÖLÜM

823 43 15
                                    

Bu kitabın son özel bölümü ile geldim.. hala yazarken o kadar özel hissediyorum ki belki de hayatımdaki çoğu şeye yön veren olay bu kitabı yazmaya başlamamdı. Final bölümünü yazdıktan sonra bir umut 3.ligdeki bir takımın seçmelerine girdim ve a takımına seçildim, şimdi ise 10 gün sonra başlayacak liglerim için heyecandan uykusuz geceler geçiriyorum. Düşünüyorum da bu kitabı yazmasaydım, asla o cesareti bulup o seçmelere gidemezdim. O yüzden kitabımı okuduğunuz için hepinize tekrardan teşekkür ediyorum. O halde son kez hepiniz hoş geldiniz 🤍



"Eren şu çantayı da tutsana sana zahmet hayatım."

Eren'in yeter diye bağırmasına yaklaşık on saniye kalmıştı. Farkındaydım. Kucağımdaki Melodi ile emirler yağdırıyor ve tatil için hazırladığım bavulları bagaja yerleştirmesi için Eren'e direktifler veriyordum.

Aile babası olmayı kendi seçmişti.

"Eh eh zamanında sahada bu kadar hızlı olsaydım şimdiye Ronaldo olmuştum."

O kendi kendine söylenirken gidip yanağına bir öpücük bıraktım. Bu öpücük onu biraz daha söylenmekten kurtarırdı.

"Anne oyuncağım yukarıda kaldı."

Bu kez de Eren gülerken ben merdivenleri tırmanmış ve oyuncak zürafayı alıp geri aşağı inmiştim. Melodi 5 yaşında kocaman bir kız olmuştu.

Oğlumuzu ise bu tatile götürmek için küçük olduğunu düşünüp anneme bırakmıştım.

Telefonum çalınca arayanın Eda olduğunu görüp yanıtladım.

"Hayatım biz yola çıktık. Zaten yol baya uzun biliyorsun. Varınca yazarım ben sana size de konum atarım hem yeri kolay bulursunuz."

Telefondan gelen Kartal'ın Melodi geliyor mu sorularına rağmen konuşmayı tamamlamayı başardık.

"Canım valizler tamam. Çıkalım hadi."

Evden çıkmadan önce gözümle her yeri teker teker tarayıp kafamdan oluşturduğum hayali listeye tik atarak ilerledim. En son kapıyı kilitlerken de ayetel kürsi okuyup kilidi çevirdim. Artık bu bir ritüel haline gelmişti.

Arabaya bindiğimizde Melodi'yi çocuk koltuğuna oturtup kemerini taktım.

"Anne nereye gidiyoruz böyle?"

Sorusu beni gülümsetirken eski günlere gitmiştim kendi içimde. Eren,ben,Ozi ve Eda tatil yaptığımız villanın restore edilmiş haline gidiyorduk. Antalya'ya. Ama birkaç değişikliğimiz de vardı. Mesela ikimizin de çocuğu vardı ve Eda'nın yanındaki Ozi değil de Altay'dı.

Ben Melodi'ye gittiğimiz yere daha önce de o yokken gittiğimizi anlatınca bana trip atmıştı.

Benim ona dil dökmemi bölen ise Eren'in arabaya bağladığı telefonuydu. Arama sesi gelince susup onu dinledik.

"Ozim kardeşim nasılsın? Nasıl gidiyor hayat 150 milyon euro?"

Sorusuna ben de gülerken karşı taraftan büyük bir kahkaha yükseltmişti.

"Oğlum asıl 150 milyon Euro sen oldun artık. Gittin devlerde oynadın şimdi yine son kez Beşiktaş. Biz de Fransa liglerinde sürünelim. Ama sana bomba gibi haberim var Türkiye'ye geri dönüyorum kardeşim."

Eren bir anda gülümserken hala Oğuzhan'a aşık olduğu yönünde şüphelerim vardı. Evet evliliğimizin 7. Yılında.

"Beşiktaş?"

Daha çok bir soru gibi değil de emin olmak için sormuştu. Zaten herkesin emin olduğu bir cevaptı.

"Fenerbahçe."

ALTI NUMARA |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin