25.BÖLÜM

1.9K 121 8
                                    

Taslaklara kaydededeyim derken bölümü yayınlamışım ://

Düzeltip tekrar yükledim iyi okumalar !!

"Leyla amma abarttın yaaa!!! Şunun şurasında Cenk abinin eşi ve birkac kişi daha olacak. Ağaç olduk kapıda 1 saatir. Oğuzhan'dan bahsetmiyorum bile. Nolur birazcık acele etseniz."

"Bide bayılın istiyorsanız Eren. Neyse tamam odadan çıktık zaten şimdi."

Tahmin edeceğiniz üzere yemeğimizi yedikten dakikalar sonra koşarak odaya çıkmış ve giyinmeye başlamıştık. Ne giyeceğimize karar vermekte oldukça zorlansak da sonunda başarmıştık.

Eda siyah bir beli açık tişört ve beyaz pantolon ikilisini kombinledi. Bense siyah düz tişörtümün altına yırtık kot pantolonumu giymiştim. Beyaz ayakkabılarımı da giydiğimde her şey tamam olmuştu.

Bu sırada Ozi ve Eren sürekli mesaj atmış ve aramıştı. Kısacası işimizi zora sokmak için ellerinden geleni ardlarına koymamışlardı. Biz ise onlara aldırmadan güzel güzel hazırlanmıştık. Sonuçta ilk izlenim önemliydi.

Kendimi bir an sanki Eren'in ailesiyle tanışmaya gidiyor gibi hissetmiştim. Tabiki oraya giderken 1 saat önceden haberim olmayacaktı. Aslında bu konuda Eren'e güvenemiyordum. Bir gece ansızın gel anamın elini öpmeye götürüyorum seni diyebilirdi.

Erkekler bir kere de yormayın be...

Kendimizi aceleyle merdivenlerden inerken buldugumuzda içimi bir sıkıntı kaplamıştı. İlk defa gittiğimiz bir yerdi ve biz elimiz boş gidiyorduk. Yolda gördüğüm ilk pastanede Eren'i durdurmayı aklıma kazıdım.

Sonunda bahçeye inmeye başardığımızda Eren ve Ozi, Eren'in arabasına yaslanmış bizi bekliyordu. Oğuzhan bizi gördüğünde, abartıyla yere çöktü ve secdeye yattı. Olanları anlamaya çalıştıgımda herkes kahkaha atmıştı. Güya şükür namazı kılıyordu aptal çocuk.

Eren sonunda kahkahasını durdurduğunda, Ozi de abartılı şovunu bir kenara bırakıp arabanın ön kapısını tutmuştu. Eren ise onu oradan alıp arka koltuğa doğru yollayıp beni yanına davet etti.

Yaptığı karşısında etkilendiğimi belli etmemeye çalışsam da yine gönlümü kazanmıştı.

Oğuzhan'ın feryatlarına aldırmadan kendimi ön koltuğa attım ve kemerimi bağladım.Eren de sol tarafımda yerini aldığında beni bir gülme tutmuştu.

Bana soran gözlerle baktığında hem sol yanımdasın hem de solumda oturuyorsun demeden sadece yok bir şey demekle yetinmiştim.

Şimdi rezil olmanın sırası değil Leyla.

Hayır saçma sapan bir espri yamayacaksın.

Hayır şu an sırası değil.

Sus artık iç sesim.

Kendim ile olan iç savaşım nihayet bittiğinde araba da hareket etmeye başlamıştı.

Benim sinirli bakışlarımın hedefi ise tabiki de Eren olmuştu. Arabaya binildiğinde ilk yapılması gereken şey kemerini bağlamaktı. O ise kemerini bağlamadığı yetmezmiş gibi bir de sesinden şikayet etmeye başlamıştı.

Onun ne düşüneceğini bir dakika bile önemsemeden kendimi önüne doğru yavaşça attım.

"Ne yapıyorsun Leyla? Şimdi sırası mı bak arkada misafirklerimiz var."

"Eren çeneni kapatır mısın lütfen."

Onun yan tarafına sokulup kemeri buldum ve tokasından tutup kendime doğru çektim. En sonunda da kemeri yuvasına oturtup yerime geri döndüm.

ALTI NUMARA |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin