15. BÖLÜM

2.2K 197 76
                                    

Selam canlarrr ben geldimmm!! Bazen hızımı alamıyor günde 2 bölüm bile yazıyorum. Ama yüklemek için 2-3 gün bekliyorum haberiniz olsuuuunn. Keyifli okumalar 🌼🏵️

"Abi bize ordan 2 simit verir misin?"

Vapur yolculuğumuz başlamıştı ve daha 10 dakika olmasına rağmen inanılmaz keyifli geçiyordu. Eren elinde 2 tane simitle bana doğru geliyordu. O kendininkini iştahla yemeğe başladığında bense martıları besliyordum.

Boğaz, benim için dünyadaki en güzel yerdi. Martı sesleri ve deniz kokusu bana sadece huzuru anımsatıyordu. Manzarayı izlemeye başladığım sırada sol tarafıma baktım ve Eren beni izliyordu.

Bende ona bakıp gülümsedim. Beraber onlarca fotoğraf çekildikten sonra boğaz turumuz bitti. "Şimdi nereye gitmek istersin?" Diye sorduğumda "kız kulesi'' cevabını verdim.

Başıyla tamam işareti yaptı ve arabasına doğru yürüdük. Çok uzun sürmeyen bir yolculuğun ardından tekrar minik bir tekneye bindik ve kız kulesine gittik.

İçinin mimarisi beni benden almaya yetmişken Eren beni terasa doğru yönlendirdi. Hemen peşinden çıktım. Terasın manzarası o kadar güzeldi ki ağızım açık kalmıştı.

Orada da onlarca fotoğraf çektik ve geldiğimiz yolu geri döndük. Eren "Şimdi nereye gidelim?" Diye sorduğunda kararsız kalmıştım.

"Sen seç" dediğimde yüzüne anlayamadığım bir gülümseme taktı ve yürümeye başladık.

20 dakikalık bir yürüyüşten sonra nereye geldiğimizi anlamıştım. Beni galata kulesine getirmişti. Ama ben ona buraya çıkmak istemediğimi nasıl söyleyecektim?

Efsaneden bahsetsem, muhtemelen benimle dalga geçerdi. Bu yüzden tek yapabileceğim onunla galataya çıkmaktı.

"Bir sorun mu var?" Evet çok büyük bir sorun var demek istesem de kendimi tuttum, yüzüme yalanci bir gülümseme koydum ve "hayır " dedim.

Yavaş yavaş galataya tırmanmaya başladığımızda kalbim inanılmaz hızlı atıyordu. Ben bu tarz şeylere çok inanan biriydim.

En son basamağı da çıktığımızda bizi tabiki de harika bir manzara bekliyordu. Kendimi daha fazla tutamadım ve konuşmaya başladım.

"Efsaneye göre, buraya kiminle çıkarsan ileride onunla evlenirmişsin. Bunu biliyor muydun?"

"Evet biliyordum da bu tarz şeylere pek inandığım söylenemez. Hem bu bir evlilik teklifi mi?" Dedi ve kahkaha atmaya başladı.

Ona arkamı dönüp manzarayı izlemeye başladığımda usulca yanıma geldi.

"Maalesef ki buraya benimle çıktığın için, ömür boyu bana katlanmak zorundasın."

"Hani inanmıyordun böyle şeylere? Ne değişti?"

"Belki de inanmak istiyorumdur."

Bana 2. Şok gelirken kalbim heyecanla hızlandı. Belki de inanmak istiyorumdur demişti. Söylediğini duymamış gibi davransam da arkamdan bana gülümsedi.

O gülerken bende fotoğraf çekmeye devam ettim. Hava hafiften kararmaya başladığında Eren antrenmanı olduğunu ve artık gitmemiz gerektiğini söyledi.

Bu güzel günün bitmesi beni her ne kadar üzse de önemsemedim. Nasıl olsa önümüzde daha 1 ay vardı. Eren beni otelin girişine kadar bıraktığında ona teşekkür ettim ve hızla odama çıktım.

Kapıyı açtığımda neredeyse bütün takım bizim odadaydı. İçeri girdiğimde alkış ve ıslık sesleri birbirine karıştı.

Eda'nin gezisi de bitmişti ve herkesi odaya toplamıştı. Önce o gününden bahsetmişti sonra ise ben anlatmaya başlamıştım. Hayatımın tatlı günlerinden birini geçirmiştim. Kızlar dinlerken eriyordu.

ALTI NUMARA |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin