40.Bölüm

1.3K 78 16
                                    

Herkese tekrardan merhaba. Geçen bölüm kitabın finaline az kaldığını söylemiştim. Ama tabiki okurlar olarak buna karar vermek sizin elinizde o yüzden bu kararı tamamen size bırakıyorum. Buraya fikirlerinizi yazarsanız bende hikaeyenin ilerleyişini bu doğrultuda tasarlarım 🖤🤍

Rıdvan'ı sahada izlemeyi çok özledim 🥺 Dün Nskala deli etti resmen. Neyse ki haftaya yetişir Rıdvan inşallah.

Bu arada bu bölümü galibiyet sonrası atmayı planlasam da sevgili watty bölümü kaydetmediği için 2 kez tekrar yazmak zorunda kaldım :'(

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 🖤🤍🦅

"Eda sence unuttu mu? Baksana öğlen 1 oldu bu hala uyuyor manda gibi. Hayır eğer unuttuysa elimden çekeceği var. Nasıl da yatmıştı kapımda zamanında. Ama işte benim suçum. Unutturmamak lazım."

Ben artık sakinliğimi yetirmis yavaş yavaş telaş yapmıştım. Özel günlere çok önem veren biriydim. Bu da aynı şekilde benim için özel bir gündü. Eren için de olmalıydı.

"Ya Leyla bir sakin ol. Belki uyumuyordur birşeyler hazırlıyordur."

Biz konuşmaya devam ederken gelen ayak sesleri bizi susturdu. Arkama döndüğümde ise özenle giyinmiş olan Eren'i görmem ile yüzümde bir gülümseme oldu.

"Sevgilim benim dışarıda 1 saat isim var. Sonra da seninle biraz Antalya'yı dolaşalım diyorum. Ne dersin?"

Biz diyoruz 1 adam diyor 0

"Olur Erencim olur. Hem senin ne işin var Antalya'da?"

"Ya Berk abiler buradaymış. Onların yanına uğrayacağım işte. Çok ısrar ettiler. Hem bak sen 1 saat sonra hazır ol."

Bişey dememe kalmadan gittiğinde sinirlerim tepeme çıkmıştı. Umarım bir sürpriz hazırlıyordu yoksa gerçekten üzülürdüm. Ben odaya çıkıp gelişigüzel giyinince ortaya saçma sapan bir görüntü çıkmıştı.

"Bence böyle değil de biraz daha güzel giyin derim ben Leyla."

Oğuz bana göz kırpıp yanımdan geçtiğinde artık sürpriz olduğundan emin olmuştum ve koşarak odama geri çıktım.

Üzerime güzel birşeyler giyerken hala emin değildim. Yüzüme çok hafif bir yaz makyajı yapıp saçımı da yapıp hazırlandım. Antalya sıcağı ise hiç olmadığı kadar yakıyordu.

Telefonumda Eren'in çağrısını görüp onu bekletmemek adına hemen yanına ilerledim. Arabada beklemek yerine çıkıp bana sarılınca ilk an afallasam da sonra normale döndüm.

Minik bir sarılma faslı geçirip daha sonra arabaya ilerledik. Kemerimi de bağlayıp en sevdiğim şarkılardan birini açtım. Eren ise arabayı sürmeye başladı.

Her şey seninle güzel yolda yürümek bile
Olmayacak düşlerin peşinde koşmak bile
Her şey seninle güzel bu toprak bu taş bile
İçimdeki bu korku gözümdeki yaş bile...

Ben hem şarkı söylüyor hem de Eren'e gözlerimi dikmiş bakıyordum. Çünkü neden olmasındı. O da keyifle gülümserken gün ışığı altın rengi saçlarını patlatıyor, yeni yeni morarıklığı geçmeye başlayan suratına vuruyordu.

Her şey seninle güzel duyduğum bu ses bile
Yalnız içtiğim su değil aldığım nefes bile
Her şey seninle güzel bu yağmur bu kar bile
Yüzümdeki gözyaşının izleri onlar bile

O keyifle gülerken bense gamzesinin üzerine temkinli bir öpücük bıraktım. Bazen canı acıyordu ve bu beni korkutuyordu.

"Eee bir şarkı da benden sana gelsin güzelim."

ALTI NUMARA |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin