45.BÖLÜM

1.1K 69 8
                                    

Uzun bir aradan sonra nihayet ben geldimmm🤭😎 Açıkçası verdiğim bu kısa ara bana yaradı. Sınavlarımın hepsinden geçtim ve bir gece bir bölüm yazdım. Gerçekten çok özlemişim Leyla Ve Eren'i. Bölüm sonunda bu kadar beklettiğime değecek bir part var :)

İyi okumalar öpüyorum 🖤🤍🦅

"Tamam hocam.".

"Leyla anladın değil mi? Bak defansları çok sert oynuyor. Önde yakaladığı an ayağına kaymaktan çekinmez. Önde top alma sakın. Sakatlık geçirme ihtimalin bile olur. Köşe vuruşlarında çıkabilirsin ileriye."

Ben onu son kez kafamla onayladım. Çok sık karşılaşılan bir durumdu bu. Defans oyuncusu ileride bulduğu her topa basar sakatlıktan bile çekinmezdi. Hollanda milli takımı da bunu en iyi yapan takımlardan biriydi. Nurdan hoca da haklı olarak tecrübesizliğim nedeni ile korkuyordu. Eren'de aynı onun gibi sürekli arkadan bıdır bıdır konuşuyordu.

Yine bana seslenince oflayarak ona döndüm.

"Leyla bak Tuba'ya çok dikkat et. Bilerek ileri top şişirir şimdi. Dikkat et kendine sevgilim. Gol atmasaniz da kazanıyorsunuz zaten 2-0 şuan."

Elimi tamam işareti yapıp önüme döndüm. Formamı düzeltip ayakkabılarımı tekrardan sıkı sıkı bağladım. Ayakkabının bağları bile ben pahalıyım diye bağırıyordu.

Tuba oyundan çıkmazken çift forvete dönmüştük. Hoca defanstan birini çıkartıp yerine beni oyuna aldı. Bu kimsenin bekledigi bir hamle olmasa da bunun tek nedeni farklı bir galibiyet almak istememizdi.

Sahaya adımladığım an zeminin kötülüğü ile yüzümü buruşturdum. Dünkü maçtan sonra kimse ilgilenmemişti bile. Başa gelen çekilirdi.

İleride yerimi aldığımda defans neredeyse benden 10 santim daha uzundu. Deyim yerindeyse yarmagül gibiydi. Duruşu bile bana korku vermeye yetmişti. Maç tempolu ilerlerken Tuba sürekli ileri doğru bana top atmaya çalışıyordu. Bense aynen ona ortalıyordum. Bu yüzden gol bulamıyor resmen inatlaşıyorduk.

Kontrodan yediğimiz golle takım kendine gelirken buz gibi olmuştuk. Her türlü turu geçmiştik ama çift forvetten sonra kalede gol görmek ve atamamak başarısız olduğum anlamına gelirdi.

Santra yaptığımızda görev yerime geri döndüm. Eda geride pas yaparken bir yandan da benimle göz temasındaydı. Ben kendimi ileri atarken yanımdaki defans ise resmen hazırda bekliyordu. Ayağıma topu aldığım gibi küçük olmamın avantajını kullanıp hızımı kullandım. Savurduğu tekme ayağıma gelse de durmadım. Yalpalayarak kaleye gidiyor ve yanımda Tuba'ya asla pas vermiyordum. Sol köşeye yerden bir şut çektiğimde top ağlarla buluşmuş bense bayram yapmaya başlamıştım. Tribünlere koşup Türkiye armasını öpüp Eren'e de bir selam gönderdim. Selamımı alıp kalbine koyarken yüzümde kocaman bir gülümseme vardı

Twitter'da yine boy boy moment videolarımız paylaşılacaktı anlaşılan. Olsundu.

Dönüp takımla kucaklaştığımda beni tebrik etmeyen bir kişi vardı. Ayrılıp 2. Kontraya başlarken sakinlesmiş biraz daha defans ağırlıklı oynamaya başlamıştık. Hakem bizim lehimize köşe vuruşu verince hemen kafa vuruşu yapmak için kaleye yaklaştım. Eda topu ortalamak için çeyrek daireye koyduğunda bende sabırsızlıkla bekliyordum. Topun bana doğru gelmesiyle bende kendimi istemsizce öne attım. Önce görüş alanıma kırmızı bir krampon girdi. Sonra ise alnımda ve kafamda hissettiğim acı ile bedenim yere çarptı. Yerde yatarken hafif hafif basım dönüyordu. Kulaklarım uğuldarken Eda'nın bağırdığını net bir biçimde duyabilmiştim. Son hatırladığım şey ise elimj havaya kaldırıp yaptığım iyiyim işaretiydi...

ALTI NUMARA |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin