23.BOLUM

2.1K 133 10
                                    

İyi okumalarrr.

"Pegasus 971453 sayılı uçuş seferleri 913 numaralı kapıdan alımlara başlamıştır"

Çantamı elime aldım ve yönümü Eren'e çevirdim. Bana dolu gözlerle bakıyordu. Onu görünce benimde gözlerim dolmuştu.

Aceleci bir şekilde beni kollarına aldı ve saçlarımı kokladı. Ellerinin titredigini hissedebiliyordum.

"Çok özleyeceğim seni"

"Eren yapma böyle. 1 hafta sonra buradayım"

"Biliyorum, biliyorum. Ama yine de sanki benden bir parça gidiyor gibi hissediyorum."

Biz tüm romantizmimizi yaşarken annem ise "sanki 1 sene görüşmeyecekler" diyerek tüm romantizmi dağıttı.

Eren bana bakıp gulumsediginde bende ona bir tebessüm ettim ve son kez vedalaşıp yönümü uçağa çevirdim.

El degneklerimden yardım alarak yavaşça uçağa doğru ilerledik. Biletlerimizi de kontrol ettirdigimizde uçağın alım kısmına girdik. Arkamı dönüp Eren'e baktığımda bana kızarık gözleriyle bakıyor ve el sallıyordu. Degnegimi zar zor bırakıp elimi salladım ve uçağa doğru ilerledim.

Uçağımız 45 dakika sonra İzmir'e indiğinde sıcağı iliklerime kadar hissettim. Neyse ki evimiz havaalanına çok uzak değildi.

Ayağımdaki ağrı siddetlenirken ertesi gün hastaneye gitmeyi aklımın bir köşesine yazıp eve girdim.

Eve girdiğimde tanıdık koku ile gözlerim doldu. Annem bana sarılmış bir vaziyette ağlıyordu. Biz 3 kişiyken 2 kişiye düşmüştük. Ama hala babamı kalbimizde yasattigimiz için birbirimize sarildigimizda sanki tekrardan 3 kişi oluyorduk.

Kapıda 2-3 dakika oyalandigimizda ayağımın karincalandigini hissetmeye başladım. Canımın acısı gittikce artarken kendimi zar zor koltuğa attım. Lanet olası 5 katlı asansörsüz evimiz yine beni zorlamıştı.

Birde doktor katiyen bugün uçak olmaz dese de haber vermemiş ve yine de gelmiştim. Yaptığım hataların bedelinin büyük olabileceğini tahmin etsem de umursamadım.

Degneklerime tutunarak kendimi odaya attigimda Eren'e vardığıma dair kısa bir mesaj attım ve anneme seslendim.

"Anneee!! Kutuyu verir misin lütfen"

İşte artık zamanı gelmişti. Uzun zamandır sabırsızlıkla beklediğim kutuyu bugün açacaktım. Ama içimde bir ses açma diyordu. Hatırasına saygı duy ve açma. Ama diğer yanım ise onu hatırlamak, ne yazdığını öğrenmek istiyordu.

Annem usulcana odama girip büyük siyah kutuyu yatağıma bırakıp gitti. Acıp açmamak arasında epey kararsız kaldığımda titreyen ellerime rağmen kutunun kapağını kaldırdım.

En üstte gördüğüm şey bir Beşiktaş formasıydı. Epey eski bir forma olduğunu tahmin ederken dikkatlice kutudan çıkardım ve kokladım. Belki inanırsınız belki inanmazsınız ama ben o formayı kokladigimda sanki babamı koklamiş gibi oldum.

Gözlerimdeki yaşları akması için serbest bıraktığımda dudağımdan hıçkırıklar kaçmaya başlamıştı.

10 dakika kadar formaya sarılıp kokladım. İçinden bir kağıt düştüğünü gördüğümde hemen elime kağıdı alıp okumaya başladım.

"Leyla kızım, bu formayı ben 2005'te Fenerbahçe galibiyetinde giydim. O zaman sen daha 3 yaşındaydın. Ben 3 gol atmıştım o maçta. Eve geldiğimde ellerini açıp 3 yapmıştın bana parmaklarınla. O minik parmakların hala gözümün önünde. Şimdi de giy bunu üstüne 3 yap bakalım parmaklarını."

ALTI NUMARA |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin