50. BÖLÜM

1.1K 75 26
                                    

Şampiyon Beşiktaş yoklaması🤪

"Tamam sevgilim. Merak etme heyecanlı falan değilim. Sadece birazdan kusabilirim. Başka bir sorun yok tamamen sakinim."

Stadın gürültüsü yüzünden Eren'i tam olarak duyamıyordum. Nerede miydik? Gürsel Aksel stadyumunda şampiyonluk maçında.

Bir ay önce kimse son maça kadar böyle bir savaş verileceğini düşünmemişti. Ama olay son maça kadar dayanmıştı. İki rakibimiz de bugunki maçlarını kazanmış bizim elimize bakıyorlardı. Bugün maçı kazanmamız halinde günün sonunda kupaya uzanacaktık.

Yarım saat sonra başlayacak olan maç için tam kadro izmirdeydik. Mayısın ortalarında heyecandan damla damla ter döküyordum. Yanımda oturan Eda'da en az benim kadar heyecan duyuyordu. Beşiktaşlı olmasına karşın dün çıkmaya başladığı sevgilisi Fenerbahçe kalesini koruduğu için karışık duygular içindeydi. Ama Beşiktaş sevgisi başka sevgilere benzemezdi. O yüzden şuan İstanbul'da değil de buradaydı. 1.5 ay önce olan düğünden bu yana hayatında oldukça şey değişmişti onun da.

Takımlar sahaya çıkarken Eren'i görmemle hemen ayağa fırladım. Maçı en önden takip edecektim bugün. Stresten karnını tutarak sahaya ilerlediğinde benim de ondan pek farkım yoktu. Hayatımın en stres dolu anı olabilirdi. Dışarı çıktığı gibi içeri geri koşarken bende yerime geri oturdum.

Sarı kartal🖤: Leyla acilen bizim yerimize gel (18.27)

Mesajını gördüğüm gibi oturduğum yerden koşarak kalkıp herşeyin başladığı o yere ilerledim. İlk günümüz aklıma gelirken istemsizce gülümsüyordum. Vardığımda o günkü gibi yerde oturuşunu görüp bende yanına çömeldim.

"Başa döndük desene."

Onu rahatlatmak için söylediğim cümle pek de işe yaramışa benzemiyordu. Yüzünde mimik oynamıyor, dahası elmacık kemikleri patlayacak gibi duruyordu.

Yanına sokulup ufak ufak çıkan sakallarını okşayıp biraz olsun sakinleştirmeyi başarmıştım. Saatime baktığımda maça 25 dakika kaldığını gördüm.

"Hadi bakalım sarı kartal kalk. Sana ne kadar çok güvendiğimi zaten biliyorsun o yüzden tekrar söylemeyeceğim. Sana sonuna kadar inanıyorum. Bugün o golü benim için atacağından da hiç şüphem yok."

Kafasını sallarken hala yeterince ikna olmamıştı. Bense son kozumu oynayacaktım.

"Eren ben o kupayı bir kere olsun babama götürmek istiyorum. O yüzden bugün almak zorundayız tamam mı? Bunu benim için yapar mısın?"

Gözlerimin içine içine bakıp kafasını salladığında başaracağından son derece emindim. Dudaklarına bir öpücük bırakıp geri çekildim. Saçımdaki tokayı da cözüp seri bir şekilde bileğine taktım.

"Ben adım attığın her yerde seninleyim bunu aklından çıkarma. Hadi şimdi git bakalım."

Sarılıp onu içeri yollayınca bir süre orada oturup başlamaya kısa süre kala bende içeriye girdim. Oyuncular birbir sahaya çıkarken herkesin gerginliği yüzünden okunuyordu. Maçın hakemi kaptanları yanına çağırdığında Halil Ve Atiba gidip top kale şecimi yapmıştı. Top bize kalınca orta yuvarlakta Beşiktaşlı oyuncular yerlerini almıştı.

Başlama vuruşu ile tezahüratlar başlarken daha 10 dakikada 3 direkten dönen şut ile kalp krizlerinden dönmüştüm.

16. Dakikada köşe vuruşundan gelen karambol ile top kalemize girdiğinde sesli bir küfür etmiştim. Daha gol yemek için çok erkendi.

Santra yapılırken Ghezzal topu hemen yanındaki Eren'e vermiş, Eren ise ileri bir adım atıp uzaklardan bir şut denemisti. Önde yakalanan İrfan ise geri geri gitmesine rağmen topu çıkaramamış dahası top ile birlikte kaleye girmişti.

ALTI NUMARA |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin