Şimdi Başlıyoruz

135 79 20
                                    

Bu benim hayatımdı kimse karışamazdı, kendi dünyamı bulacaktım elbet. Baran bana çok geç demişti ama ben inanmıyordum ona. Bana neden böyle bir kötülük yapmıştı şimdi? 

Baran: Bak bir konuda anlaşma yapalım, ben seninle nişanlandıktan sonra hiç bir şey geçmeyecek aramızda yani ben sana zarar vermek değil de olayı anlamak için yaptım kızma bana.

Efsun: Sana kızmayayım mı? Sen gerçekten ruh hastasısın, piskopat.

Elime ne gelirse ona atıyordum hiç acımıyordum çünkü o bana acımadı.

Baran: Durur musun Efsun? Anlatayım sana mecburum bunu yapmaya. Sanki sana çok meraklıyım.

Efsun: Ha bide meraklı olsaydın.

Aşağıdan sesler yükseldi, koşarak aşağı indim babam ve dayım beni sorguya çekecekti kesin.

İsmet: Efsun geç içeri! Ben sana ne dedim Efsun bizi rezil etme dedim ama sen ne yaptın gözümüzün önünde... neyse, sen nasıl yetiştiriyorsun kızını Adem. Bunu Abimler duysa neler olur biliyor musun sen?

Adem: Benim kızım aklı başında ayrıca o edepsizliği kızım değil Baran yaptı.

Efsun: Dayı ben bir suç işlemedim, ben onunla nişanlı değilim ve istemiyorum.

İsmet: İstemiyordun da niye kaçtın? Kalıp söyleseydin ya yüzüme tabi bir yüzün olsaydı. Ben anlamam Baran da Ankara ya gelecek ve hesap verecek annene ve dayınlara . 

Efsun: Dayı beni bir dinler misin? 

Bana söz söyletmeden gitti dayım. Bir kaç saat sonra Hayat'a gittim ona anlattıklarımdan sonra beş dakika boyunca sessizce düşündü.

Hayat: Benim de gelmem lazım seninle Efsun. Seni tanıyorum orada yalnız başına kalmana göz yummam, itiraz etme bana o Baranı ezip geri döneceğiz, korkma ben varım.

Efsun: Hayat teşekkür ederim yanımda durduğun için ama...

Hayat: Ama yok Efsun.

Ona dinletemedim, bavulunu hazırlayıp geldi benimle eve. Karşımda Baran ve bavulu, dayım sinirli ve küsmüş, Babam hayal kırıklığı, diğerleri ise şaşkındı. Kendimi koruyamadığımı hissettim. Uçak ile Ankara'ya vardığımda geride bıraktığım enkazı düşünüyordum okumaya değilse savaşmaya gelmiş gibiydim. Ankara; hep çok büyüktü  gözümde ama asla sığamamışımdır buraya, burada doğmadım ama 2 sene de bir gelirdim buraya. Ankara'daki evimiz yani annemin evi büyüktü saray gibiydi zengin ama ruhu fakirdi. Ev bana bakıyor ben ona Baran ise boşluğa onu oraya gömmek vardı da neyse. Annem endamıyla yaklaşıyordu bize. O, daha çok kabadayı gibiydi hani derler ya babalar sevgisini saklar diye o bizde tersti .

Begüm: Hoş geldin adım Begüm Efsunun annesiyim.

Baran: Endamınızdan belli annesi olduğunuz.

İsmet: Abla konuşmamız lazım çok önemli ve acil.

Begüm: Tamam İsmet önce bir dinlenin siz içeri geçin ondan sonra.

Hayatı odasına götürüp kendi odama çıktım yorgundum evet ama ruhen yorgundu. En iyisi Çiçeklerime bakmaktı arka bahçede bana özel çiçekler vardı ben dikmiştim buradaki çiçekleri. Her tür çiçek vardı annem beni mutlu etmek için her tür çiçeği getirtmişti.

Begüm: Bir hafta önce fesleğen soldu bende yenisini getirtirdim, dikebiliriz istersen.

Efsun: İstemiyorum eğer solduysa bir anlamı vardır, huzuru getiremediği yerde ne işi var ki hemde.

Onu bahçede bırakıp gittim. Onu sinirlendirdim, o bunu hak ediyordu beni burada hapis ederek en büyük zararı veriyordu.

Salona geçtim ve yemek masasına oturdum herkes gibi. Karşımda Baran, yanımda Hayat, Baranın yanında dayım vardı. Annem de geldi.

Kendi DünyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin