Yıllar

43 22 10
                                    

Gözlerimi kamaştıran o güzel sabah güneşi uyanmamı sağladı. Her sabah olduğu gibi 6 da kalktım. Artık her şey kontrolümün altındaydı, koca bir 5 yılı arkamda bıraktım. Şimdiki geleceğim ise hayata mutlu insanlar bırakmaktı. Ben 5 yılda ne mi yaptım? Okulumu bitirdim diplomamı sonunda elime aldım. Kendi ofisimi kurdum tek hedefim başarmak ve çalışmaktı ben bunu yaptım bütün hayatımı buna adadım. Aradan yıllar geçmesine rağmen kimse rahatsız etmedi beni buna şaşırsam da hayret etsem de değişen hiç bir şey olmadı. Kimse kapıma dayanmadı, ben de yoluma baktım.

Elime kahvemi aldım ve hazırlanmaya başladım, bu benim günlük rutinimdi. Her sabah Babam arardı ben de buna alışmıştım tabi. Altıma uzun geniş mavi bir kot pantolon, üstüme kısa kol ve geniş gömlek giyip kahvaltımı hazırladım. Bir yandan da telefonuma gelen bildirimleri merak ediyordum. Hayatın araması telefonuma ulaşmamı sağladı;

Hayat: Günaydın kuşum. Ne yapacaksın bu gün? Her zamanki gibi kısır döngü biçiminde çalışacak mısın?

Efsun: Günaydın sana da. Evet boş vaktim yok, dinlemem gereken insanlar var.

Hayat: Onları boş ver su an beni dinle olur mu?

Efsun: Ben hep senin dırdırını çekiyorum Hayat yetmez mi?

Yemeğimi bitirdim ve daha rahat konuşmak için salona geçtim.

Hayat: Şey bu hafta Balıkesir'e gelsen olmaz mı? Biz seni çok özledik. Hem ben de yeni geldim. Oraya tıkılıp kaldın.

Efsun: Ben de sizi çok özledim ama gelemem. Bunu daha önceleri de konuşmuştuk.

Balıkesir'e 5 senedir gitmiyordum. Babamı, ablamı, abimi çok özlemiştim ama gitmemiştim. Eğer oraya gidersem yeniden aynı şeyleri yaşardım yeniden duygularım kabarırdı.

Hayat: Yeter artık Efsun! Kendini orada izole ettiğin yeter. Yalnız kaldığın yetmedi mi?

Efsun: Hayat sana da yeter artık! beni bir şeye ikna edemiyorsan tekrar çabalama.

Hayat: Bunu senin için yapıyorum, ailen için.

Efsun: Tamam hayat neyse benim işe gitmem gerek sonra görüşürüz.

Hayat: Görüşürüz.

Hayat hep başkalarını düşünürdü onların hislerini kendininkinden önde tutardı artık beni değil kendisini de düşünmesi gerekti. Salon büyüktü fakat havasız kalınca camı açtım, hava çok güzeldi. Mutfağı topladım ve gitmeye hazırlanmıştım. Evden çıkarken salondan bir düşme sesi geldi. Ürperdim ve neyin düştüğüne bakmaya gittim. Televizyonun yanındaki orkide saksısı yere devrilmişti. Camdan esen rüzgar devirmiştir diye camı kapattım. Orkideyi eski haline geri çevirdim ve yere dökülen toprağı temizledim. Saatime baktığımda çok geç kalmıştım, Koşarak evden çıktım.

İlk defa bu gün sadece iki hastam vardı. Ofise gittiğimde Leya beni karşıladı. Leya benim üniversiteden arkadaşım Hayattan sonra gelen en iyi arkadaşım oldu, onunla eğlenir, onunla gülerdim. 

Leya: Hoş geldin Efsun bende seni bekliyordum.

Efsun: Hoş buldum leya da sorun nedir?

Leya: Birisi geldi ve seni sordu hatta neler yaptığını falan.

Efsun: İsmini beyan etti mi? Kim acaba?

Leya: Hayır söylemedi ama hiç iyi birisine benzetemedim. Siyah takım elbiseli adamlar ile geldi. Çok genç bir delikanlı değildi en az 35-40 yaşlarında falan.

Garip çok garip, merak ettim bu kişiyi. Neden geldi acaba yine bir kaosmu çıkacaktı yoksa.

Efsun: Hmm... Belki de konuşmaya ihtiyacı vardır. Randevu aldı mı?

Kendi DünyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin