AvA-7 "X kişisi"

795 59 9
                                    

Multimedya Çisil ve Ulaç (×). Iyi okumalar...

Ölüme ramak kala...Hiç düşünmeden beni sonsuzluğa taşıyacak adımı atmak üzere taburenin üzerine çıktım.Aslında gecikmiştim bile.Kaybedecek hiçbir şeyim yoktu.İlmeği sımsıkı kavradım ve ipliği boynuma geçirdim.Ölümle yaşam arasındaki -tabii yaşamak denilirse - ince çizgideydim, araftaydım.Ruhu ölmüş bedenimi hayatta tutan şey, az sonra beni ölüme götürecek olan ayaklarımın altındaki mavi plastik tabureydi.Ne trajikomedi ama! Ölüme bile maviyle gidiyordum.Hayallerim hep mavi olmuştu ama hayatım her zaman siyahtı.Biliyorum maviye haksızlık ediyordum.Onu ölümün karanlığına bulaştırmamalıydım.Ama hayattaki tek doğrumla sonsuz huzura gitmeyi istemek benim de hakkımdı öyle değil mi?Evet evet bu da benim bir hakkımdı. Bencillik mi yapıyordum? Bilmiyorum.. O an gözlerimden istemsizce yaşların süzüldüğünü hissettim.Ancak ellerimi kaldırıp silme gereği bile duymadım.Anlaşılan içimde hala korkan bir parçam vardı,yaşamak isteyen..Ama artık ben bu dünyada bir saniye bile yaşamak istemiyordum.Üzgünüm minik yaşam parçam,Özür dilerim..
Tabureye vurmak üzereydim ki hıçkırıklarıma karışan boğuk bir ses duydum.Olamaz! Huzura bu kadar yaklaşmışken geri dönemem.Cesaretimi bir daha toplayamam.Kimdi bu? Ses gittikçe yaklaşıyordu.Çok tanıdık bir tınıydı.Gerçekten kimdi? Sesin sahibi görüş alanıma girdi ama gözlerime biriken yaşlardan dolayı görüntü bulanıktı.Görebildiğim kadarıyla tepeden aşağı siyahlara bürünmüştü.Peki bu x kişisi beni nasıl bulmuştu?Beni kimse burada bulamazdi ki?

"Yapma aptal, in aşağı!Sen bu değilsin!Güçlüsün, dayanabilirsin!" Ben mi güçlüyüm? Güçlü olsam burada olmazdım değil mi? Güçlü insanlar intihar etmez ki?

"Yaşaman gerekiyor Çirkin! " O kadar tanıdık bir tınıyla konuşuyordu ki onu görmem gerekiyordu.Onu görmek için ölümü bir süre erteleyebilirdim.Aşağı inmek için elimi boynumdaki ipe götürdüm ve çözmeye çalıştım.O an tabure ayağımdan kaydı ve ipin boynumdaki boğucu baskısını hissettim.Hayıırrrr!!

---------------

"Hayırrr!!" Bağırarak uyandım. Elimi hemen boynuma götürdüm.Sadece bir kabusmuş! O arada kapı açıldı ve Ayşe Sultan telaşla içeri girdi.Ne kadar yüksek sesle bağırdıysam.

"Iyi misin kuzum? " Ayşe Sultan ın sesi o kadar endişliydi ki bir an iplerin gerçekten boynumda olduğunu düşündüm.

"Iyiyim Sultanım, korkma sen.Sadece kabus -her zamanki kabuslarımdan bir diğerini- gördüm. " Ailemle olan sorunlarımdan dolayı zaman zaman kabus görürdüm.Ki bu zamanlarımda da hep Ayşe Sultan yanımda olurdu.Bu yüzden bu durumlarımı en iyi o bilirdi.

"Tamam kuzum, ben buradayım sen rahatça uyu."

"Gerek yok Sultanım.Sen git yat.Ben zaten daha fazla uyuyabileceğimi sanmıyorum. Okula felan hazırlanırım." Gerçekten daha fazla uyuyamazdım.Ayşe Sultanı da yormak istemiyordum.Sabahın bu saatinde - 5:47- bunu yapmaya hakkım yoktu.Kısacası yalnız kalmaya mecburdum.

"Emin misin kuzum? Biliyorsun benim için hiçbir sorun yok."

"Evet Sultanım, hadi sen git yat bugün zaten yeterince yoruldun. Iyi geceler. "

"Tamam o zaman iyi geceler kuzum." Ve Ayşe Sultan odadan çıktı. Bu sırada dün olanlar aklıma geldi.En son Yağmur'un kucağında ağlıyordum. Demek ki daha sonra uykuya dalmışım. Büyük ihtimalle de ben uyuduktan sonra Berkler evden ayrılmıştı. Mesaj-arama var mı diye komidinimin üzerindeki telefonumu elime aldım. Ahh, evet doğru tahmin. 2 mesajım vardı. Birisi Yağmur dan diğeri ise Berk'tendi. Hemen mesajları açtım.

Kimden:Curious Girl ( Meraklı Kız )
Uyanınca ara lütfen. Umarım affetmişsindir beni :(

AN ve ANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin