AvA-16 "SonBahar"

580 50 22
                                    

Bölümü sevdiğiniz herhangi bir müzikle okumanızı tavsiye ederim. :) Iyi okumalar...

~~~~~~~~~~~

"Salak değilsin, aşıksın." Söylediği sözün etkisiyle bir süre öylece donakaldım. 'Aşık? ' Başımı yavaşça Ulaç'a çevirdiğimde çarpık bir şekilde gülümsüyordu.

"Aşık? Hangi aşık? Kim aşık? " Gözlerimi büyütmüş utançla Ulaç'a bakıyordum. Yüzümün kızardığına emindim.

"Cümle kuraydın iyidi, şuan tüm olayın içine ettin Çirkin!"

" Kuraydın mı? "

"O cümleden bunu mu çıkardın cidden?" Alayla bana bakıyordu. Kafasını bıkmış bir tavırla iki yana salladı.

" Ya şeyyy benn sadece...Şey o repliği kullanmana şaşırdım. Yani şey kullanmanı beklemezdim. Aslında..- "

"Şuan gerçekten konumuz replik mi ? " diyerek sözümü kesti. Fazla ciddi bir ses tonu kullanmıştı.

"Şey kusura bakma ben o anlamda şey etmemiştim. Ya ben sadece şey demek istemiştim. Şey işte..."

" Ne demek istemiştin?"

" Iııı şeyyy yani şu söylediğin şey, hani şey dedin ya işte o şeyden değilim ben." diyebilmeyi ancak başarmıştım. Yanaklarım yanıyordu. Ellerimi yelpaze gibi yüzüme doğru salladım. Etki etmeyince heyecandan - biraz da her zamanki sıkmamın etkisiyle - kan gitmediği için donmuş ellerimi yanaklarıma bastırdım.

" 11! " diyip alkışladı.

"11?" Anlamamıştım.

" 1 dakikada 11 defa ' şey ' kelimesini kullanan ilk insan olarak Guines Rekorlar Kitabı'na girebirsin. Şansını bir dene bence."

"Şey.." diyip ağzımı elimle kapattım. Yeterince rezil olmuştum zaten. Ona bu zevki daha fazla tattırmaya niyetim yoktu. Hem o kadar fazla demiş miydim gerçekten? Ve o da saymıştı?

"Neyse şey. Bu arada unutturma şey sana bir tane özel Türkçe dersi ayarlayalım bir ara.." Bir dakika o beni mi taklit etti şimdi?

"Komik miydi?" Ciddiyetime rağmen yüzüme bakıp gülümsedi ve arkasını dönerek uzaklaştı.

Sinirle tısladım. Cesaretimi toplayıp arkasından koşmaya başladım. Aramızda birkaç adımlık mesafe kalınca hızımı düşerdim ve peşinden yürüdüm. Omuzları baya genişti. Adım attıkça kasları kendini daha da belli ediyordu.

"Ne kadar daha kesmeye devam edeceksin?" Durdum. Alnıma vurup yavaşça ilerledim ve kolunu -göreni cezbeden kaslarını kavramak ne kadar zor olsada- tuttum. Kafasını bana çevirmeyip olduğu yerde kaldı.

"O gün için..." diğer elimi salladım "... Özür dilerim. Gitmek zorunda kaldım. Ama ben senin tabirinle Karanlık Dünyanı keşfetmekten vazg -" Kolundaki elimi indirerek yavaşça bana döndü.

"Sen hakkını kaybettin Çirkin."

"Ama o gün gerçekten gitmek zorundaydım. Onun bana iht-" Kafasını sallayarak sözümü kesti.

"Neyi merak ediyorsun? Sen karanlıktan korkarsın, unuttun mu? Benim karanlığımda boğulursun. Bunu göze alacak kadar önemli olan ne? " Gözleri gözlerimde sabitlenmişti. Bilmiyordum. Bu sorunun cevabını gerçekten bende bilmiyordum. Kendimi habire geçiştirmiştim ama farklı biri -hatta o kişinin kendisi- sorunca her şeyi fark etmiştim. Peki cevap neydi?

a)Bu sorunun cevabını bende bilmiyordum veya henüz fark edememiştim.

b)Herkesin hayatına kimse karışamaz.

AN ve ANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin