AvA-14 "Roket Takımı"

822 50 11
                                    

Multimedya Aslı ve Çisil. Iyi okumalar:)

"Bir daha! Bir daha! " müziğin bitmesiyle Ulaçlar sahneden indi. Ama tekrar istenmesiyle playback olarak müzik tekrar başlatıldı. Oturduğum masadan onları izliyordum. Anıl bana doğru gelerek

"Benimle dans etme ayrıcalığını yaşamak ister misin fıstık? " dedi. Gülümseyerek ayağa kalktım.

"Ahh, sizinle dans etmek bir lütuf beyefendi." Dansa başladık. Müziğin ritmiyle yavaş yavaş sallanıyorduk. Mert'te Yağmur'u kaldırarak pistin ortasına getirdi. Ikiside halinden memnun görünüyordu. Bu sırada gözüme Araslar çarptı. Yanındaki kızı daha önce hiç görmemiştim. Sevgilisi olmalıydı. Çok güzel bir kızdı. Giydiği kırmızı elbiseyle Aras'la tam olarak uyum sağlamıştı. Gözlerimle tüm salonu taradığımda sadece Berk ve Ulaç'ın oturduğunu gördüm. Aralarında neredeyse 1m kadar mesafe vardı. Nedense onları bir an için dalağa ve apandisite benzetmiştim. Tabii ya! Ikisi birbirine çok uzak olmasına rağmen sadece şişen ama neye yaradığı belli olmayan organlardı. Aynı Berk ve Ulaç gibi. Sırıtmaya başladım .

"Benimle dans eden herkes gibi sende büyüme kapıldın demek?" Bunu duyunca daha fazla sırıtarak

"Herkes gibi derken? Daha kaç kişiyle Berk'i aldattın?" dedim. Yalandan sinirlenmiş gibi yaptım. Anıl sanki bir şeyi hatırlamış gibi ilkilerek

"Kusura bakma fıstık. Berk'ciğimi yalnız bırakmışım. Sonra bana küsebilir. Hem bak Ulaç'ta yalnız kalmış. Sende onun yanına git " dedi. Sırıtarak benden ayrıldı ve Berk'e doğru yürümeye başladı. Bugün Anıl buradan sağ çıkarsa iyidir! Anıl'ın arkasından bende masaya doğru yürüdüm. Anıl gelir gelmez kafasını Berk'in omzuna koydu.

"Oğlum bak o kafanı kopartacağım sonunda!" Ve Berk'in bağırmasıyla kafasını hemen geri kaldırdı. Aslında korkmaya başlamıştım çünkü eğer Anıl bir şey daha yaparsa Berk bu sefer sabredemeyebilirdi. Anıl da bunu fark etmiş olacak ki daha düzgün davranmaya başladı. Ulaç hafifçe kıkırdıyordu. Başımı ona çevirerek dil uzattım ve Anıl'ı Berk'ten uzaklaştırmak için aralarına oturdum.

"Apandisit ile dalak gibiler değil mi? " Anıl anlamayarak başını bana çevirdi.

"Yani, ikisi de sadece şişen ama neye yaradığı belli olmayan organlar. Düşünsene Berk.." kafamı Berk'e doğru çevirdim ".. bir apandisit. Ulaç ise.." kafamı Ulaç'a çevirdim ".. tam bir dalak!" Bunu söylerken gerçekten Ulaç'ın gözlerine mi bakmıştım? Ulaç alaycı bir şekilde

"Dalak mı?" dediğinde omuz silkip önüme döndüm. Anıl'ın kahkaha atmasıyla herkes bize döndü.

"Harikasın fıstık. Benim mizah anlayışıma uyan tek insansın." Beşlik atmam için elini havaya kaldırdı. Ne yapmak istediğini anlamıştım ama hiç bozuntuya vermeden bende elimi havaya kaldırdım ki Ulaç Anıl'ın kafasına vurduğu an Anıl elini indirip Ulaç'a

"Ne vuruyorsun be dalak?" dediğinde Anıl ile ben kahkahalara boğulduk. Hatta Berk bile. Hemen başımı Berk'e çevirerek

"Sen gülme apandisit!" dedim. Biz tekrar gülmeye devam ederken göz ucuyla Ulaç'a baktığımda Berk'e bakarak gülüyordu. Sakinleştikten sonra Anıl

"Ben bir etrafa göz gezdireyim" diyip gitti. Canım sıkılmıştı. Berk'in kolunu dürttüm ve fısıldamaya başladım.

"Beni dansa kaldırsana odun!" Berk omuz silkip

"Bir apandisitle dans etmek istemezsin." dedi. Ulaç kıkırdayınca kafamı ona çevirdim.

"Ne gülüyorsun?" dedim.

"Şimdi de kendini zorla dansa kaldırttırmaya mı başladın? Benim bildiğim o görevi erkekler yapar. " diyip sinsi bir bakış atıp gülümsedi. Bu sırada Aras ile yanındaki kız ve Yağmurlar masaya geldi. Yağmur ile Mert

AN ve ANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin