Multimedya Ulaç ve Çisil :)) Umarım beğenirsiniz.
Ulaç ARIKAN, 1995 Istanbul doğumlu. Blackblue müzik grubunu arkadaşlarıyla kurarak grubun solistliğini üstlendi. Gruplarıyla okulumuzu müzik alanında temsil ederek birçok kez 1.lik elde ettiler.Bu gizemli grubun gizemli aileleri hakkında malesef hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Geleneksel Ulaç-Kaya Çekişmeleri 'nde şimdiye kadar hep galip gelmiştir. Bu çekişmenin sebebi hala gizemini koruyor ama bu gizemi yakında çözeceğiz arkadaşlar.
Okulumuzun dedikodu sitesinde okuduğum bilgilerden önemli olanları defterime not ettikten sonra bilgisayarı kapatarak yatağa geçtim. Yatakta defterimi - isim bile verdim 'BAY UKALA'- tekrar tekrar okuyarak bulduğum sonuçları aklımdan geçirdim. Yazılanlara göre Ulaç hiç eğitimine ara vermemişti. Bu ne demek oluyordu? Yarın okul çıkışı ilk iş karakola gitmek olacaktı. Öğreneceğim Ulaç ARIKAN, kim olduğunu öğreneceğim..
Alarmın sesiyle gözlerimi açtım. Hemen yataktan kalkarak banyoya gittim. Hızlı bir şekilde duş alıp hazırladım. Bu sefer saçlarımı topuz yaptım. Çünkü bugün çok yoğun geçecekti, rahat olmam gerekiyordu. BAY UKALA 'yı çantama atarak aşağı indim. Kimseye görünmeden evden çıktım ve Mercedes' e bindim.
"Selam Alp nasılsın? "
"Iyiyim sen nasılsın?" dedi gülümseyerek.
"Her zaman ki gibi işte. " radyoya uzandım. Sonunda bir yerde güzel bir müzik bularak durdum. 'I Never Wanted To Go' Bu müziği seviyordum. Yoğun bir gün için iyi bir başlangıç olacaktı.
Yavaş adımlarla sınıfa girdim. Yağmur sırada oturuyordu.Yanına gittiğimde beni fark etmemişti.
"Hey Yağmur!" Kafasını yavaşça çevirdi ve
"Pardon dalmışım. Günaydın. " dedi.
"Tamam aşıksında bari bu kadar belli etme." dedim sırıtarak.Kafasıyla Mert'in sırasını göstererek
"Umurunda bile değilim. Baksana, belki sevgilisi bile vardır. " dedi. Gerçekten üzgün görünüyordu. Mert'e baktığımda kafasını eğmiş telefonuyla uğraşıyordu.Olabilir miydi?
"Bekle geliyorum. " diyerek Mert'in yanına gittim.
"Günaydıın." dedim gülümseyerek. Kafasını telefondan kaldırarak bana baktı.
"Günaydın Çisil." Gülümseyerek telefonu cebine koydu.
"Işin varsa devam edebilirsin." dedim cebindeki telefonu göstererek.
"Yoo önemli değil Ulaç'a mesaj atmıştım. " Ulaç dediğinde -yine- sebepsizce heyecanlanmıştım. Bu sırada biri yanağımı sıkarak
"Naber fıstık? " dedi. Anıldı.. Gülümseyerek
"Iyidir senden? " dedim. Allah'ım bir insan hep mi neşeli olurdu, hep mi gülümserdi. Anıl öyleydi işte. Ve ben bu hallerini çok seviyordum.
"Bende bunlarla uğraşıyorum işte." dedi göz ucuyla Mert'i göstererek. Mert gözlerini devirerek ona baktı.
"Oğlum bir sevgili bulsan da kurtulsak senden." Şaka yaptığı belliydi.O da gülümsüyordu.
"Benim aşkla felan işim olmaz. Sanki tek sap benimde." Hadi canım!
"Senin sevgilin yok mu Mert?" dedim. Arkadaşım için bunu yapmak zorundaydım. O olsa o da benim için yapardı. Anıl konuşmaya başladı.
"Bilmiyor musun fıstık? Aramızda bir tek Aras'ın sevgilisi var. Zaten benim öyle şeylerle işim olmaz. Ulaç hiç umursamaz. O biraz farklıdır boşver onu. Mert'te kimseyi bulamıyor. Istediği gibi değilmiş hiç kimse yalancı." diyip dil uzattı. Yağmur'a kafamı çevirdiğimde sanki ona bakmamı bekliyormuş gibi 'sen göreceksin' dercesine parmak salladı. Gülümsedim ve kafamı 'sevgilisi yokmuş manasında' sağa sola salladım. Hemen parmağını indirdi. Tekrar onlara döndüğümde hala laf dalaşındaydılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AN ve AN
Teen FictionAslında her şey o gün başlamıştı. Ben ve O, Biz... Biz birer mucizeydik. Aşk mı? Yanılıyorsunuz. Bizimkisi aşk değil, kendimize olan inancımızdı. Biz birbirimize inanmıştık. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Gidiyorum sevgilim. Ama unutma ne kadar uzağa gitsemde h...