AvA-15 " Aşık "

665 53 18
                                    

Multimedya Aras' ımız ♡♡. Yeni bölüm sizlerle... Iyi okumalar :))

~~~~~~~~~~~

'Bekle Ulaç, bakalım o karanlık dünyan nereden başlıyormuş?'

Sessizlik, loş ışık ve sanırım biraz da kapalı kalma korkusu. Bulunduğum yer uzunca dar bir koridordu. Her 5 adımda bir önünüze çıkan lambalar etrafa loş bir ışık yayıyordu. Fakat yayılan ışık o kadar azdı ki duvardaki parlayan desenleri ayırt edemiyordum. Duvarlardan uzak bir şekilde ilerlemeye başladım. Birkaç adım sonra bir gölgenin koridorun ucundan sağa döndüğü gördüm. Ulaç olduğunu varsayarak daha hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. -Tamam belki birazcık korktuğumdan da olabilir.- Köşeyi dönd-

"Aaaaaaaaaaaa..!" . Kediyi karşımda görmenin şokuyla nasıl bağırdıysam kedi kaçmak yerine karşımda tepkisizce durmuş bana bakıyordu. Hayvanlardan inanılmaz derecede korkardım. Şuan deli gibi kaçmak istiyordum ama bu kadar gelmişken vazgeçemezdim.

"Tatlı kedii, cici kedi , gel seninle bir anlaşma yapalım.." Ellerimi iki yana açarak başımı sağ omzuma doğru eğdim. Sanki kime şirin görünmeye çalışıyorsam?
'Ah Ulaç, ne hallere düşerdin beni! ' "...Benim acelem var miyavcık gitmem gerekiyor" Yanımdaki duvarda bir çıkıntı farkettim. Destek almak için kolumu çıkıntıya dayadım.
"GÜMMM!"sesiyle irkilerek geri çekildiğimde kedi çoktan gitmişti. Benim iki saattir dil dökerek başaramadığım şeyi kolumu dayadığımda yere düşen tahta parçası- düştüğünde çıkardığı sesten bir tahta parçası olduğunu anlamıştım- başarmıştı. Zaten korkuyordum. Belki titremeye bile başlamıştım ama yinede ilerlemeye devam ettim.

Daha dikkatli adımlarla ilerlerken bir kapı gıcırtısı duydum ve oraya doğru yöneldim. Açık kapının önüne geldiğimde içeri girip girmemekte tereddüt ettim. Dizilerdeki karakterlerin yaptığı saçmalığı yapıp direk içeri girmeyecektim elbette. Ama Ulaç büyük bir ihtimalle burada olmalıydı. Temkinli bir şekilde adımımı atıp içeriyi taramaya çalıştım. Loş ışık hiç yardımcı olmuyordu. Yine de zafer kazandığımı düşünerek - bu da benim için bir adımdı- tek elimi yumruk yaptım ve havaya kaldırdım

" Zafer benim. Onu takip ettiğimi bile anlayamadı. Kerizzz!" mutlulukla kolumu kendime doğru çekerken bir eli dirseğimde hissettim. Ve ardından kapının kapanma sesi...

Ulaç'tan

"Keriz ha? Beni takip ettiğini anladığımı bile anlamadın. Asıl keriz kim bir daha düşün istersen?" Benim olduğumu anladığında yavaşça bana doğru döndü. Bu karanlık ortamda bile kıpkırmızı olduğunu fark edebiliyordum.

"B-ben sadece - " sözünü keserek

"Tatlı kedii , cici kedii, Miyavcııık! " diye dalga geçtim ve alayla sırıttım. "Kediyle anlaşma yapmak ha? " ağzımı buruşturup kaşlarımı kaldırdım " Peki bu seferki ne ? Saflık mı Yaşam tarzı mı? " Kafasını eğerek

"Sanırım bu sefer saflık.. " dedi. Bir süre -gerçekten- düşündükten sonra kaşlarını çatarak ".. yoo neden saflık olsun ki? Aslında- " derken elimi dur dercesine uzatarak onu susturdum.

"Dur ben söyleyeyim Çirkin tarzı?" diyip göz kırptım.Ellerini yumruk yapıp tırnaklarını avuçlarına batırdı. Sinirlendiği ya da heyecanlandığı zamanlarda böyle yaptığını fark etmiştim. Anlaşılan yine sinirlenmişti Çirkin.

"Sürekli yüzüme vurmak zorunda mısın? Ben senin ne kadar kendini beğenmiş , bencil ,egoist, pislik, ukala , gıcık, uyuz biri olduğunu söyleyip duruyor muyum dalak!" Tek kaşımı kaldırarak 'ciddi misin?' der gibi baktığımda söylediklerinin farkına yeni varmış olacak ki ilk önce sudan çıkmış balık gibi yüzüme baktı. Daha sonra,

AN ve ANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin