AvA-19 "Romeo ve Juliet"

366 40 19
                                    

Iyi okumalar...

~~~~~~~

Bazı anlar vardır nefes alamazsın ya da aldığın nefes sana bomboş gelir. Ağlamak istersin, deliler gibi... Ama ağlamaya başlarsan bir daha durdurabilir misin bilemezsin. Ölmek istersin, dayanmak çok zor gelir ama dayanmak zorundasındır. Beklemek bir ömür gibidir o an için. Gözlerini açıp sana bakmasını, duymak istediğin o sözleri söylemesini istersin. Ya da canını acıtmasını... Yeter ki uyansın, yeter ki...

Işte tam da o anın içindeydim. Bir elimle serum torbasını tutarken o kalın camın önünde ona bakıyordum. Içimden camı yumruklamak geçiyordu. Aramıza koyduğu mesafeden nefret etmiştim. Saatlerdir dua ediyordum. Gözlerimin şiştiğini hissedebiliyordum. Canım sanki yanmıyormuş gibi batıyorlardı. Ne kadar daha ağlayabilirdim bilmiyorum ama gözyaşlarım tükenmiş gibi bir türlü akmıyorlardı. Sarışın hemşirenin zorla yaptığı sakinleştirici ve ağrı kesici iğneler olmasa ayakta dahi duramayacağımı biliyordum.

Uyanmasını istiyordum. Bana seslenmesini, kuzum diyerek yanıma gelmesini. Başımı göğsüne gömüp dertlerimi anlatırken beni dinlemesini istiyordum.

"Lütfen..." diye mırıldandım bir kez daha. "Uyan artık. "

Bir anda bacaklarımı hissedemeyerek olduğum yere düştüm. Elimdeki torba yere düşmüştü ama aldırmadım. Serumun iğnesi etime batıyordu belki kanamaya bile başlamıştı, umursamadım.

"Lütfen..." dedim kaçıncı diyişim olduğunu bilmeden bir kez daha. 'Ayşe Sultan...' Gözyaşlarım pes etmişçesine tekrar akmaya başlarken sırtımı duvara yasladım. Ayaklarımı kendime çekerek kollarımı iki yana açtım.

"Sana sarılmayı bekleyen kollarımı ne kadar daha bekleteceksin?" Kendi kendime konuşmaya devam ederken annem eğilerek serum torbasını yerden aldı ve yanıma oturdu.

"Iyi olacak! " dedi. Geldiğimiz andan beri aynı şeyi diyordu. 'Iyi olacak!'
Pudra pembesi duvara bakmayı sürdürürken tekrar sordum.

"Ne oldu?" Cevap vermiyordu. Ayşe Sultan'a ne olmuştu bir türlü söylemiyordu. Çıldırmak üzereydim. Bağırarak soruma cevap vermesini ve her şeyi açıklamasını istiyordum ama kendimde o gücü bir türlü bulamıyordum. Yanımdan kalkacakken sargılı kolumla bileğinden tuttum.

"Bana cevap ver anne!" diyebildim sonunda. Sabah gayet iyi olduğunu hatırlıyordum. Tamam, yaşından dolayı olsa gerek hafif bir rahatsızlığı vardı ama aniden böyle olmasını gerektirecek bir durum yoktu ortada. "Ayşe Sultan nasıl bu hale geldi?" Bakışlarını kaçırıp bileğini çekince onunla birlikte ayağa kalktım. Bu korkutucu sessizlikteki koridorda sadece biz vardık. Elinin tersiyle gözyaşlarını silip kafasını sağa sola salladı.

"Bilmiyorum. " Sinirle tısladım.

"Ne dediniz de bu hale geldi?" Kafamı çevirip ona baktım. Yanındaki makinelerle nefret ettiğim bu yerde hareketsiz bir şekilde yatmaya devam ediyordu. Doktor yanındaki hemşirelerle koridorun ucunda görününce annemin yanından geçerek ona doğru ilerledim.

"Bir sorun mu var?" Ağzımdan korkuyla çıkan bu kelimelerin karşılığında gülümsedi.

"Hayır küçük hanım, sadece kontrol yapacağız." Yanağımdaki yaşları silerek önünden çekildim.

AN ve ANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin