7.Bölüm "Duygular"

60 27 12
                                    

Oylayıp yorum yapmayı unutmayın. <3


*



Tarih sınavına girdiğimde onbaşı kulağıma generalle ilgili özel bilgiler verirsem tam puan alacağım fısıldamıştı. Ben de buna istifaden birkaç bilgi vermiştim. Örneğin sanattan çok hoşlanıyor, yazı yazmak vazgeçilmez bir alışkanlığı, en sevdiği tatlı kadayıf tatlısı. Elbette bunlar ilgilendiği konular değildi. O, Yakup'la ilgili yatakta nasıl bir şeyler sevdiğini merak ediyordu. Peri Hanımı atlatamayan ben bir de kızıl gezegenle uğraşamazdım. Bu yüzden sarışınlara bayıldığını yazmıştım. Saçını boyatacak kadar ileri giderse bununla bir ömür dalga geçebilirdik.

Henüz cumartesi sabahıydı ve benim içimden yataktan hiç çıkmak gelmiyordu. Evden doğru düzgün çıkamayacağımı bilmek bu hissi daha da güçlendirmişti. Hemen alt ranzada uyuyan Sıla'nın da benden farkı yoktu. Ancak Halil abi odaya çat diye dalarak bizi kahvaltıya zorla sürüklediğinde his kuş olup uçmuştu. Zira yerini sabah gerginliği almıştı.

Benim aksime Sıla dün teğmenle tekrar kavga etmiş ve cezaya kalmıştı. Sebebini anlayamamıştım. Dersinde yine teorilerden konuşuyorduk ve bir anda bağırarak "Çok saçma fikirleriniz var." demişti. Bu çıkışın hiçbir anlamı yoktu. Teğmende ona bu çıkışı için iki sınıfı temizleme cezası vermişti. Bu yüzden de çok yorgundu.

"Ağzım tutulaydı da konuşmasaydım." dedi kahvaltı masasında. Bir yandan da ellerini ovuşturuyordu.

"Akılsız baş nelere kadir." dedi Halil abi bilmiş bir ifadeyle. Bu ikimizin de kahkaha atmasına sebep oldu. Zira aklımıza kızıl gezegen gelmişti. Üç aile ferdi de bu duruma anlam verememişti..

"Sence saçlarını boyar mı?" dedim çayımı heyecanla yudumlarken. "Boyarsa ona sonunda aptal sarışın diyebileceğim."

"Öğretmenleriniz hatta üstleriniz hakkında böyle konuşmanız hiç hoşuma gitmiyor." dedi Hakan amca gazetesini okurken. Dudaklarımı büzdüm. Acaba üstlerinden birine aşık olduğunu bilse ne yapardı.

Kahvaltı faslından sonra Sıla'ya dünkü çıkışın sebebini sormak için bahçede sıkıştırdım. Meyve ağaçlarını suluyorduk. Bir yandan da acemilerle ilgili dedikodulardan bahsediyorduk. Yalnız olmamızdan faydalandım. "Dün neden bilerek ceza aldın?" Gözlerimi kısmış ona bakıyordum.

"Bir sebebi yoktu." dedi kısık sesle. "Sinirlerim bozuktu. Çıkmak istedim." Bu benim konuşma tarzımdı. Bir şeylerden kaçmak istiyorsam böyle cevap verirdim.

"Yalancının mumunu şimdi söndüreyim mi?" Elimdeki hortumu ona doğru doğrulmuştum. Ayaklarını kurtarmak için geriye sıçradı.

"Bana neden cevap vermiyorsun? Bir şeyler saklıyorsun Sıla!Konuş!" dedim heyecanla. Yunus'la ilgili bir şey mi olmuştu? Fakat sonra sınıfı düşündüm, Yunus Sıla sınıfı terk ettikten sonra bile oradaydı. Başka bir şey vardı.

"Ne saklıyor olabilirim? Sen sürekli duvarların dışından geldiğin için dayak yediğini söyleyerek bir şeyler saklıyorsun diye ben de bir şeyler saklayacak değilim. Sadece modumda değildim." Bu tamamıyla susmamı sağladı. Bir şeylerden şüphelendiğini anlamıştım. Eğer Kenan Baba'yla bağlantımı çözerse işim bitmişti. Sıla ne olduğuna bakmadan beni oradan çekip çıkarırdı. Bir mafyayla tek başına savaşmaya kalkardı.

Bu sessizlik ile geçen yirmi dakika sonunda ortamı neşeli bir ses bozdu. Çağatay'ın sesiydi bu. Geçen hafta yediği haltın üzerine gelmiş onunla at binmeye gitmemi söylüyordu. "Lütfen, kırma beni. Söz veriyorum hayatını karartacak en ufak bir eylemde bulunmayacağım." Kaşlarımı kaldırdım.

Duvarlar - TAMAMLANDI.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin