19. Bölüm "Şantaj ve Kurşun"

21 8 0
                                    

VOTE VERİP YORUM ATMAYI UNUTMAYIN. 
*
*

Karakolda olmasını beklediğim en son kişi Halil abiydi. Apar topar oraya gittiğimde kendi derdimi unutmuştum. Halil abinin sorgu odasından çıkarılmasını bekliyorduk. Yanında sistemin ona atadığı bir avukat bulunuyordu. Koridorda endişeyle bekleşen aileme geldiğim gibi sorularımı yığdırmıştım. İlki beni neden daha erken aramadıklarıydı. Buna Sıla, Yakup'la vakit geçirmem için olduğunu söylemişti. İkinci sorum Halil abinin burada olduğuydu. Ancak bunu hiç kimse bilmiyordu.

Uzun bir süre koridorda oturmuş neler olacağını bekliyorduk. Üç saattir buradaydım ve başıma ağrılar giriyordu. Sözde Duvarlara güvende olmam getirmişti beni Yakup. Fakat gel gör ki sinir, stres ve endişe peşimi bırakmıyordu. Halil abinin neden burada olduğunu öğrenmeliydim. Aklıma gelen fikirle oturduğum sandalyeden kalktım.

"Sıla, gel kahve alalım." dedim gözlerimi büyüterek. Bir şeyler çevirdiğimi anlamış gibi peşimden gelmişti.

"Feyza'ya sordun mu? O neler olduğunu bilir." dedim kantine ilerlerken.

"Mesaj attım ama hala cevap vermedi."

"Muhtemelen araştırıyordur." Umarım araştırıyordur.

Kahveleri alıp geldiğimizde Aslıhan teyze ve Hakan amca uyukluyor gibiydi. Kahveleri aldılar ve yudumlamaya başladılar. Hepimiz kahveleri çabucak bitirmiştik ama sorgu bir türlü bitmemişti. Sinirle ayağa kalkıp ortalığı ayağa kaldırmak istediğimde kapı nihayet açıldı ve bir polis bize doğru ilerledi.

"Oğlum neden burada?"

"Uyuşturucu yapmaktan sorgulanıyor hanımefendi."

"Saçmalamayın!" diye bağırdı Hakan amca. Sıla da ellerini yumruk yapmış her an polise saldıracakmış gibi duruyordu.

"Selma ve Orhan Kırca'nın delilleri var. Eğer suçu yoksa ortaya çıkar." dedi ve yanımızdan ayrıldı.

Tüm aile üyeleri şaşkındı. Selma ve Orhan Kırca, Kaan'ın ailesiydi. Yıllardır yakın olduğumuz bu iki kişi bize nasıl ihanet edebilmişti? Üstelik uyuşturucuyu yapan kendi oğullarından başkası değildi! Öfke tüm vücudumu ele geçirmişti sanki. Düşüncelerimi toparlayamıyordum. Lakin biliyordum ki Feyza'nın bize geri dönüt yapmamasının sebebi Kenan Baba'nın böyle uygun görmesiydi. Zira Kaan uyuşturucudan tutuklanırsa elinin altındaki para kaynağını kaybederdi. Suçu abime atmış olmalılardı.

Madem siz kendinizi kurtaracaksınız, başkalarını hiç düşünmeden öne süreceksiniz ben de kendi kozumu kullanırdım. Dışarıya çıkıp telefonumu çıkardım ve Yunus'u aradım. Telefon ikinci çalışında açıldı.

"Beni çok mu özledin?"

"Baban yanında mı?"

"Neden soruyorsun?"

"Yunus lütfen."

"Bekle biraz." Birkaç hışırtı duyuldu ve kalın bir ses kulaklarıma doldu.

"Kiminle görüşüyorum?"

" Demir Özcan. Ben Eren Aytekin. Ağabeyim Halil Aytekin şu anda uyuşturucu yapma şüphesiyle gözaltında. Eğer davalarınızda suçlulara yaptığınız dikkat çekici iyi haller ortaya çıksın istemiyorsanız bu duruma el atmanız icap ediyor." Karşımdaki adam bir iki saniye sustu.

"Ne demek istediğinizi anlamıyorum küçük hanım ama-"

"Uğur Dağ, Kardelen Zengin, Rana K-"

"Tamam. Bana iki saat ver."

"Bir." dedim ve telefonu yüzüne kapattım.

Soğuk hava yüzüme çarparken içten içe yaptığım şantajın işe yaramasını istedim. Kenan denen alçak sırf işine gelmediği için abimi harcayamazdı. Buna izin vermezdim. Beni dilediği gibi kullanabilirdi ama aileme dokunamazdı. Dünya üzerinde bunu yapabilecek herhangi bir güç henüz yoktu.

Duvarlar - TAMAMLANDI.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin