21.Bölüm "Nöbet"

22 7 3
                                    

OY VERİP YORUM ATMAYI UNUTMAYIN. 

*

Pazar gecesi tam da nöbete gitmeye karar vermişken Yakup çıkagelmişti. Onunla bütün hafta boyunca konuşamamıştım. Daha doğrusu konuşmak istememiştim. Çünkü gerçekler hala canımı acıtıyordu. Ona doğruları bildiğimi söylemek istemiştim ama bana zarar vermesinden korkuyordum. Bunca yıldır tanıdığımı sandığım adam bambaşka birisiymiş ve gerçekte neler yapabileceğini asla bilemezdim.

Bir yıldan fazla bir süredir evimize uğramadığı için tüm ailem şaşırmıştı, ben de dahil. Dinlenmem için beni biraz rahat bırakır diye ummuştum ama görünüşe göre beni çok özlemiş. Sırıtmakla yetindim. Bana sarıldığında Sıla bana soran gözlerle bakıyordu. Bundan haberin var mıydı, diyordu. Dudaklarımı bilmiyorum diyerek oynattım.

"Hoş geldiniz general." dedi Hakan amca heyecanlanarak. Hakan amca onu nedensizce çok severdi, nedensizce dediğim beni onlara getirmesiydi. Sahi neden bu aileyi seçmişti? Benden, duvar halkından sakladığı şeyle alakası var mıydı bu seçimin? Bunu ona sormayı aklımın bir köşesine not ettim. Şimdilik işim Yakup'a buraya geldiği için çok heyecanlıymışım gibi davranmaktı.

"Hoş buldum. Biliyorum rahatsız ettim ancak Eren'in değerlendirmelerinin bitmesini bekliyordum. Onun size henüz bir şey anlatmadığını varsayıyorum." dedi son cümlesinde bana bakarak. Kafamı iki yana salladım. Sadece Sıla'ya söylemiştim o da bunu benim açıklamam için ağzını bile açmamıştı.

"Ben Eren'le ilişkimi bir adım öne ilerletmek istiyorum. Sizin de izniniz olursa birkaç sene içinde onunla evlenmek isterim." Kariyer filan yapmamız gerek Eren. Reddet.

Saçma sapan düşünceler aklımı ele geçiriyordu. Buna hayır demek için bir şey düşünmem gerekiyordu ama yapamıyordum. Elim kolum bağlıydı. Yakup şüphelenmemeliydi. Hem bir sene öncesine kadar onunla evlenme hayalleri kurmuyor muydum? Sakin kalmalıydım.

"Ah, bunu beklemiyordum." dedi Aslıhan teyze. Sanırım Çağatay ile aramızın neden bozulduğunu anlamıştı.

"Açıkçası ben de. Sanırım onu başka birisiyle görünce duygularımın farkına varabildim." Elimi tutup dudaklarına götürmüştü. Kara gözleri dünyanın en harika şeyiymişim gibi bakıyordu. Gülümsedim.

"Eren'e bir alyans verdim. Benim doğduğum yıllarda bu şekilde söz verilirdi. Şu an bu gelenek unutuldu ama-"

"Unutuldu mu? O kadar da değil ihtiyar. Sadece tercih edilmiyor çünkü sistem seni direkt evlendiriyor." Gözlerimi açarak Sıla'ya baktım. Kendini tutamayıp konuşmuştu işte. Birkaç gündür Yakup yüzünden üzgün olduğumun farkındaydı ve kendince intikamını alıyordu. Yakup'un tepkisinden korkarak ona baktım ama o güldü.

"Haklısın. Biraz demode kaldım. Bu umarım senin için sorun olmaz." Gülümsedim ve kafamı salladım. "Senin her halin kabulüm." Daha sonra elime baktı ve alyansın orada olmadığını gördü.

"Bu hafta yoğundum biliyorsun bir yüzükle rahat yumruk atılamıyor." Omuz silktim. "Odamdadır şu an gidip alabilirim istersen." dedim gergince. Dudakları ince bir çizgi halini aldıysa da bozuntuya vermedi ve gerek olmadığını söyledi. Sanırım yüzüğü çıkarmam onu kızdırmıştı. Bir iki haftaya kalmadan açık verirsin sen benden söylemesi.

"General biliyorsun Eren henüz acemi. Mesleğini eline almadan evlenmesine karşıyım. Birkaç yıl dedin ama acele etmenizi kesinlikle istemiyorum." Yakup başını salladı.

"Endişelerinde haklısın Hakan. Ama Eren tamamen bir asker olana kadar evlenmeyi düşünmüyorum."

Ve biraz daha konuştular. Bense midemin ezilip büzüldüğünü hissettim. Bu durumun içine nasıl düşmüştüm ki? Kafamı çalıştırmalıydım. Ben her şeyin üstesinden gelirdim. Bir plana ihtiyacım vardı. Bunu ne yazık ki Kaan meselesini çözdüğüm gibi çözemezdim. Gerçi ona çözmekte denmezdi. Her şeyi elime yüzüme bulaştırmıştım farkında olmadan.

Duvarlar - TAMAMLANDI.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin