8.Bölüm "Parti"

62 25 11
                                    

OY VERİP YORUM ATMAYI UNUTMAYIN. 

*

Günler günleri, eve girip çıkmamı denetleyen ailem de beni kovalıyordu. Sinirlensem de ses çıkarmıyordum. Bu durum nihayetinde son bulacaktı. En kısa zamanda hatta. Zira gitmem gereken bir görev vardı. Şayet orada ölecek olursam son günlerimi evde cezalı bir şekilde geçirmiş olmak istemiyordum.

Büyük günün gelmesine iki gün kalmıştı. Çarşamba sabahı yola çıkılacak, pazar akşamı dönülecekti. Hala gitmeyeceğimi söylemediğim için beni plana dahil ediyorlardı. Aklım hala karışıktı. Gitsem bir türlüydü gitmesem bir türlü. Aylak bana bu konuda özellikle baskı yapıyordu. Hazırlanıp durmamı tembih ediyor, bir an önce ölmemi umuyordu. Aylak'a göreve katılması için meydan okusan ve gelirse orada öldürsen bir şey kaybetmezsin Eren. Yakup bu durumdan memnun kalmayabilir.

Cumartesi olmasına rağmen evde tıkılı kalmıştım. Aslında bugün Sıla'nın doğum günüydü ama o dışarıda kutlamak istemişti, Sıla benim pekte sevmediğim birkaç kızla beraber sinemaya gitmek istiyordu. Bunlar çoğu zaman ilgimi çekmezdi. Arada Sıla ısrar ederse giderdim. Dünyayı pek sevmiyordum. Onun yarattığı sahte dünyalarda kaybolmayı da istemiyordum. Gerçekçi değildi. Ölüm dolu bu dünyadan kurtulmak için uydurulmuş masallardan ibaretti. Bu yüzden akşam eve geldiğinde küçük bir kutlama yapmaya karar vermiştik. İnsan her zaman on sekizine basmıyordu.

Küçük sayılmayacak odamız oldukça fazla Güneş alıyordu. Penceremizden arka bahçemizde yer alan birkaç meyve ağacını ve yirmi metre ötesindeki komşumuzun evini izledim. Hiçbir güzelliği yoktu. Sıkıcı bir görüntüydü ta ki gözlerim Aslıhan teyzenin diktiği gülleri görene kadar. Havalar hafiften ısınmaya başlamıştı ama güllerin açacağı bir sıcak yoktu. Sanırım bunu Halil abiye borçluydu. Her zaman denemek için bir şeyler getirirdi. Mühendisler ve biyoloji dallarıyla ilgilenenler bazen bir araya gelir, bir şeyler ortaya çıkarırdı.

Uzun zamandır dokunmadığım tuvalimi ve boyalarımı alarak arka bahçeye indim. Şövale yerleştirdiğim boş sayfaya bakarken renk tonlarını nasıl ayarlamam gerektiğini düşündüm. Gerçekçi bir resim çizmek istiyordum. Fırçamı boyaya batırdım ve zihnimin kontrolü ele almasına izin verdim.

Ne kadar zamandır resim yapmıyordum bilmiyordum. Asker olacağım için gergindim bir yıl öncesinde. Ailem bana artık büyüdüğümü ve çocuk olmadığımı söyledi. Sıla da büyüdüğümüzü artık yetişkin olacağımızı söylüyordu. Ben de bu alışkanlıklardan kurtulmak istedim. Hem sonra Yakup beni bir yetişkin olarak görmeliydi. Güldüm bu düşünceme. O beni ne zaman bir yetişkin olarak değerlendirecekti ki? Ben onun için hala kurtardığı bir çocuktum. Sürekli olarak aklıma gelmesinden bunalmıştım. Gerçi evde geçirdiğim bir hafta boyunca yapabileceğim aktiveteler sınırlıydı. Onu düşünmem oldukça doğaldı.

"Çizdiğin gül olsam anında kururdum." Kafamı kaldırdığımda Yunus'un yanıma bir sandalye çekmiş olduğunu gördüm. "Burada ne yapıyorsun? Sıla seni görürse-"

"Evet evet, sinirlenir. Ama buraya onu görmek için değil seni görmek için geldim."

"Neden?" Çok şaşkınca bakmış olmalıydım zira Yunus alınmış gibiydi. "Arkadaşımı görmeye gelemez miyim? Çok mu anormal? Alındım." Güldüm.

"Hayır, tabi ki gelebilirsin. Ama sık yaptığın bir şey değil." diyebildim. Elini saçlarından geçirdi. "Tamam konuya geliyorum. Buraya seni görmek için de geldim bunu da belirteyim seni sevmediğimi falan düşünme. Sıla ile konuşmuyorum diye seninle de görüşmeyecek değilim. Sen de böyle düşünüyorsundur umarım. Beni teğmen gönderdi. Bıyıklı olan evet. Bu gece bir parti varmış. Bakanlardan birisinin kızının doğum günü partisiymiş. Saçmalığa bak. Ben de aynısını düşündüm. Bundan bize ne? Ama öyle değilmiş durum. Bize normalde söylenmez böyle şeyler ama tabiri caizse mafya denen bir adam varmış. Bakanla kanlı bıçaklılarmış. Adını biliyorlarmış sadece. Kenan Baba dedirtiyormuş kendine. Bu partide ortaya çıkması bekleniyor, siz de çatıda keskin nişancı olacaksınız dendi. Tabii seni evin içine de yerleştirebilirler."

Duvarlar - TAMAMLANDI.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin