Medya-Bella'nın odası temsili, ama daha
düzenli olduğunu düsününün<3
Bella'nın kıyafetleri- Mavi, pembe, mor desenli beyaz tişört-kemerli toz pembe şort<3Bölüm 32: Kızlar dayanışması.
Bella'nın anlatımından:
Gözlerimi açtığımda penceremden gün ışığı sızıyordu. Yataktan kalkıp direk banyoya adımladım ve yüzümü yıkayıp ayıldıktan sonra aşağıya indim. Kendime bir sandviç yapıp onu yedikten sonra geri yukarı çıkıp dişlerimi fırçalayıp kıyafetlerimi giydim. Kollarıma gelen saçlarımının bir tutamını da yandan ördüm. Koridordaki boy aynasından kendime baktıktan sonra Alex'in odasına girdim. Altındaki pantolonu giyecekken yere düşmesiyle ona hayretle baktım. Ne yapıyor lan bu?
"Ne halt ediyorsun?" Şaşkınlıkla bana döndü.
"Ah! Bu aralar güvenlik işine girdim! Ama ilk günden geç kaldım!" Salak ya.. Kıkırdağımda hemen beyaz gömleğininin düğmelerini ilikledi.
"Hiç şaşırmadım. Neyse.. Çabuk ol bari. Ben çıkıyorum."
"Sen nereye?" Omzumu silktim. "Max'le buluşacağız." Kafasını olumlu anlamda salladığında gömleğini pantolonunun içine soktu.
"Tamam. Belki mesaiye kalabilirim, akşam haberin olsun. Will'ı falan çağırabilirsin ama oturup film izleyin! Öpüşüp koklaşın diye değil." Aptal! Onun mesaileri de yalandı ya! Ona hayretle ağzımı açarak baktığımda yerdeki yastığı yüzüne fırlattım.
"Pislik!" Güldüğünde onu orada bırakarak kapıya ilerledim ve alttaki ayakkabı dolabından bordo vanslarımı alıp giydikten sonra kapıdan çıkacakken gözüme bir şey çarpmasıyla durdum. Neva'yla fotoğrafımızı görmemle burukça gülümsedim. Çocuklara Neva'yı ne kadar özlediğimi ve üzgün olduğumu belli etmiyorum. Unuttum sanıyorlar. Ama yaz.. Eğlenmek hepimizin hakkı. Neva'da olsa böyle isterdi.
Dün Max'le sözleşmiştik. Bugün bana kaykay sürmeyi öğretecekti. Onun evine doğru yürürken bayan Byers'ın çalıştığı Mervald's marketin önünden geçiyordum. Sanırsam çikolata iyi gelirdi. İçeri girdiğimde çan sesi yankılandı. Bayan Byers kasayla uğraşırken karşısında masaya yaslanmış Hopper'la karşılaştım.
"Günaydın!" Gülümsediğimde bayan Byers bana bakıp gülümsedi. "Günaydın tatlım."
"Günaydın Barnes." Hopper'a gülümsedim. Dikkatli baktığımda aklına bir şey gelmiş olmalı ki zaferle sırıtıyordu. Bak sen! Ne oldu acaba?
"Hopper? Bakıyorum da çok mutlusun." Bana dönüp sırıttı ve eliyle ensesini kaşıdı.
"Evet evet.. Şu sıralar her şey istediğim gibi gidiyor." Bak sen? Güzel o zaman!
"Senin için iyiymiş." Gülümsedim ve çikolata reyonundan birkaç tane çikolata kaptım. Onları kasaya verdiğimde bayan Byers hesaplayıp bana baktı.
"İki dolar beş sent Bellacığım." Pekala! Elim şortumun arka cebine gitti.
"Tamamdır!" Hopper iki elini birbirine vurup ayağa kalktığında ona anlamamışça baktım. Önüme geldi.
"Şimdi sen gidiyorsun ve ben ödüyorum." Ne? Hayır! Hayatta olmaz..
"Ne? Hayır olmaz Hopper."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bella, do you copy?, Stranger Things
FanfictionHawkins Kasabası'nın biricik kız çocuğu Bella, ya da Isabella Charlotte Barnes diyelim. Kasabanın bilinen gençlerinden Alex ve Neva Barnes'ın küçük kız kardeşi, Mike'ın güvenli yeri, Dustin'in sığınağı, Max'in kankası, Eleven'ın akıl küpü, Lucas'ın...