Bölüm 70: Ne yaptın sen El?
Bella'nın anlatımından:
Will'e Dustin'le bu seneki komik anılarımızı anlatığımdan beri kesintisiz kahkaha atıyorduk. Argyle ve Jonathan bile susmuş Will'le benim sarhoş gibi gülmemizi dinlemişlerdi. El ele hâla gülerken arabadan çıkıp eğlence alanına gitmeye başladık. Bir dakika.. Paten mi? Off! İnanamıyorun ya! Hayretle Will'd döndüğümde bana mahçupça bakıyordu.
"Bella, El paten diye ısrar edince onu kıramadım. Kusura bakma..." Paten sürmeyi Neva öldükten sonra bırakmıştım. Çünkü ilk patenimi o almıştı ve gördükçe o aklıma geliyordu. Ona ait her şeyi silmeye çalışmıştım, ama şimdi yeniden karşımda duruyordu. Yapacak bir şey yok.. Acımla sanırım yüzleşmeliyim.
"Sıkıntı değil, hadi gidelim.." Gülümsediğinde elimi tuttu ve içeri girdik. Renkli ışıklar, oyun alanları ve kocaman bir paten alanı ortamı çok güzel süslüyordu. Aslında güzeldi. Yani idare eder..
"Paten almaya gidelim!" El Mike'ın elini bırakmasıyla Mike ona anlamamışça bakındı. El elimi tutup kasaya koştuğunda güldüm. Deli ya.. Kasanın oraya geldiğimizde El gülümseyerek bana baktı.
"Sen bekle, ben alıp geleyim." Ee.. Pekala? Ona kafamı salladım. O yanımdan ayrıldığında terleyen ellerimi pantolonuma sürtüp etrafımda bakındım.
Bir kızla oğlan yanlarındaki küçük bir kızla beraber gülerek dolaşıyorlardı. Tanrım.. Onlara bakmaya devam ettiğimde beni fark etmeden yanımdan geçtiler.
Bana Neva ve Alex'le olan anılarımı hatırlatmıştı..
Off! Tanrım, bana sabır ver. Ne yapacağım ben? Kendimi toparlamam lazım. Ama sanki hayat illa acı çekmemi ister gibi Neva'yı gözümün önünden çekemiyordu. Stresle saçlarımı kaşıdığımda etrafa bakındım. Nerede kaldı bu kız ya? Yine hayale dalmak istemiyorum...
Kısa sürenin sonunda bana doğru gelen El'ı görmemle yüzüme sahte bir gülümseme takındım. Beni böyle görmemeliydi.. Yanıma geldiğinde patenleri bana gösterdi. "Yakıyor değil mi?" Haha! Bencede! Gülümsedim.
"Evet, yakıyor.." Güldük. Eline fazla geldiği için iki tanesini de ben aldığımda Will ve Mike'ın yanına geldik. Hepimiz oturaklara oturup ayakkabımızı çıkarmaya başladığımızda El Mike'a baktı.
"Unuttum.. Çorap giymen gerek." Aa.. Mike terlik giymişti, o yüzden ayağında çorap yoktu. Will kasanın orayı gösterdi.
"Kasada satıyorlar." Mike kafasını salladığında ayağa kalkıp oraya doğru adımladı. Ben de geri önüme eğildim.
"Madem buraya hep geliyorsun çorapları nasıl unutursun?" Will'in El'a dediği şeyle kaşımı çattım. Ne? Kafamı kaldırıp El'a baktığımda yavaşça omuzunu kaldırdı.
"Bilmem.. Unutmuşum.." Will sahtece kafasını salladı.
"Tabii tabii." Kaşlarımı kaldırdım. Ne hakkında konuşuyorlardı? "Neler oluyor?" Anlamamışça bakındığımda Will bana döndü.
"Ne olacak? El Mike'a yalan söylüyor. Normalde okulda zorbalık görüyor." Ne! Zorbalık mı görüyor?
"Will!" El Will'e sertçe baktı. Ne demek o ya? Sinirle yumruğumu sıktım. Nasıl El'a zorbalık yaparlar? İnanamıyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bella, do you copy?, Stranger Things
Fiksi PenggemarHawkins Kasabası'nın biricik kız çocuğu Bella, ya da Isabella Charlotte Barnes diyelim. Kasabanın bilinen gençlerinden Alex ve Neva Barnes'ın küçük kız kardeşi, Mike'ın güvenli yeri, Dustin'in sığınağı, Max'in kankası, Eleven'ın akıl küpü, Lucas'ın...