Bella, do you copy?, Stranger Things

Part 1: The wanishing of Will Byers.

6 Kasım 1983
Bir Hawkins gecesi...

Bölüm 1: Will Byers'ın ortadan
kayboluşu.

Bella'nın anlatımından:

"Bir şey geliyor, kana susamış bir şey... Arkanızdaki duvarda bir gölge büyüyor. Karanlığı sizi yutuyor.. Neredeyse geldi.." Ne geldi? Off.. Dikkatle Mike'ı dinlerken Will dayanamayıp Mike'a baktı. "Ne peki?"

"Ya Demogorgon'sa?" Hayır hayır.. Oysa cidden sıçarız! Stresle nefesimizi üfledik.

"Tanrım! Demogorgon'sa mahvolduk.." Of Dustin! Henüz ortada bir şey yok! Ona döndüm.

"Demogorgon değil.." Nefes verip ona açıklamaya çalıştım. Boşuna stres yapıyordu.

"Bir troglodit ordusu odaya dalıyor!" Oh be! Çok şükür! "Troglodit mi?"

"Sana söylemiştim." Dustin'e kaş göz işareti yapıp kıkırdadım. Diğerleri de güldü.

"Bir dakika.. Duydunuz mu?" Ne? Mike sessizleşip konuşmaya devam ettiğinde dikkatle ona baktım.

"Bir ses geliyor.. Bum, bum.. Bum!" Masaya elleriyle vurmasıyla yerimde sıçradım. Kahretsin, ne geliyor?

"Trogloditlerden değil, başka bir şey geliyor..." Ne? Mike anında sertçe maketi masaya koydu. "Demogorgon!"

Sıçayım! Kahretsin! Bıkkın ve korkuyla sesler çıkardık. Hayır ya! "Yandık!" Hemen Will'e baktım. Bir şey atması gerek!

"Will, sıra sende!" Ne yapacağını bilemez hâlde bakındı.

"Bilmiyorum!"

"Ateş topu!"

"13 ve üzeri zar lazım!"

"Çok riskli! Korunma büyüsü yap!"

"Korkak olma! Ateş topu at!"

"Korunma büyüsü!" Mike, Dustin ve Lucas'ın atışmasından sıkılmış olmalı ki elleriyle masaya vurdu.

"Demogorgon didişmenizden sıkılıyor! Ağır adımlarla size geliyor.." Siktir, hadi! Bir şey atamazlar mı artık?!

"Ateş topu at!"

"Bir adım daha!"

"Korunma büyüsü!" Yeter artık! Bir şey atın! "Öfkeyle kükrüyor!"

"Ateş topu at!"

"Bir şey atın artık!" Sinirle bağırdığımda diğerleri hâla bağırışırken en sonunda Will zarı attı ama zar bir yere uçtu. Siktir! Kahretsin! Hayır, hayır! Hemen uçarak ayağa kalkıp zarı aramaya başladık. Hayır ya! Nereye gitti bu?

"13 mü geldi?"

"Bilmiyorum!"

"Bella, nerede?" Ne bileyim ben?! Dustin bana bağırdığında ben de ona bağırdım. "Arıyorum!"

"Mike!"

"Kahretsin!"

"Olamaz!"